Giriş
(19)

ey ahali

byzantium
45 dakika önce haber aldım, baba oluyormuşum. sizinle de paylaşayım dedim. çok mutluyum la çok.
45 dakika önce haber aldım, baba oluyormuşum. sizinle de paylaşayım dedim. çok mutluyum la çok.
0
byzantium
(13.01.16)
hocam allah analı babalı büyütsün :)
0
murtcu
(13.01.16)
tebrikler! :)
0
sta
(13.01.16)
tebrikler. sağlıkla büyütün.
0
dinsiz adam
(13.01.16)
Vay be sevincim hoşuma gitti ve beni de sevindirdi:):)
Tebrik ederim.
Türkiye'de büyüyecekse kolay gelsin:) ayağına taş değmesin:)
Eşine de tebrik ediyorum. İlet bak ama ha tamam? Ailene selam diyince havada kalan selam gibi olmasın:):)
0
cahs
(13.01.16)
sağlıklı, sıhhatli, hayırlı bir evlat olur inşallah. Allah analı babalı büyütsün. tebrik ederim.
0
sutu seven kamyoncu
(14.01.16)
tebrikler..
0
euteamo
(14.01.16)
Tebrikler :)
0
taklayamigeldiklan
(14.01.16)
tebrikler dunyanin en guzel duygularindan biri olsa gerek esinize de size de cocugunuzla uzun saglikli yillar diliyorum :)
0
ismoreto
(14.01.16)
erkek olursa adı mavi.
0
yuz kiloluk bir zenci
(14.01.16)
tebrik ederim, allah analı babalı büyütsün :) uzun ömürlü olsun inşallah.
0
physcos physcos
(14.01.16)
tebrikler, sıhhatle büyür umarım :)
0
ripolip
(14.01.16)
Tebrikler. Yengeyle beraber kilo alma yalnız:)
0
arnold schwarzeneger
(14.01.16)
çok tebrik ederim :) Allah hayırlısıyla kucağınıza alıp sağlıklı mutlu günlerde büyütmek nasip etsin
0
kakamelsokoban
(14.01.16)
sağlıkla kucağınıza alın, sağlıkla büyütün inşallah :)
0
devilred
(14.01.16)
Analı babalı büyüsün.
0
tasliyol
(14.01.16)
Kutlarım, ne güzel bi haber :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.01.16)
ayrılma
0
gokhan atestepe
(15.01.16)
ne güzel bir haber :) onu öpüp koklayacağın günler bir an önce gelsin sağlıkla gelsin aileye huzur getirsin inşallah:)
0
gulsum
(15.01.16)
kendi çocuğum için haber almışçasına mutlu oldum be. allah analı babalı ve sağlıklı büyümeyi nasip eylesin güzel insan.

hadi baba oldun. lan ben ne zaman olacam :'(
0
pcmaker
(16.01.16)
(18)

bu ülkeden hala umudunuz var mı?

nothing in my way
bu ülkenin görmediği rezillik kalmadı lan cidden. şimdi sultanahmet patlamasının görüntülerine bakıyorum da. yerde parçalanmış cesetler, taşınırken düşürülen sedyeler, olay yerine giderken devrilen polis otosu falan filan. ne olacak lan bu ülkenin hali? nereye gidiyoruz bilen var mı?
bu ülkenin görmediği rezillik kalmadı lan cidden. şimdi sultanahmet patlamasının görüntülerine bakıyorum da. yerde parçalanmış cesetler, taşınırken düşürülen sedyeler, olay yerine giderken devrilen polis otosu falan filan. ne olacak lan bu ülkenin hali? nereye gidiyoruz bilen var mı?
0
nothing in my way
(12.01.16)
Bu umut sadece bizde değil, başka ülkelerde de var. Doğum öncesi sancılar bunlar. sonrasında hayirlisi ile herkesin yüzü güler inşaallah.

Sabır acı, meyvesi tatlıdır.
0
1adam
(12.01.16)
yav yazıp yazıp siliyorum, ne yazsam buradan atılırım biliyorum.

çok uygun kelimelerle söylemek istiyorum ki; bir gün can yeleği ve botlarla bu ülkeden kaçmak zorunda kalacağız.
0
jesues
(12.01.16)
zamanında fırsatım varken ülkeyi terk etmeyen beynimi sikeyim diyorum. kötü olur dedim ama afganistan da olmayız herhalde dedim. yanılmışım.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(12.01.16)
Yok. Ben şahsen bu kadar gerzekle aynı gemide olmamaya çalışıyorum. Sağlam ülkelerden gayrimenkul, para getirecek şeyler falan bakıyorum. Uzun süreli vize veren ülkelerden vizeleri hazır tutuyorum. Evim kapıkuleye 6 saat, arabamın deposu sürekli dolu duruyor.

Bu boktan ülkenin ne zaman patlayacağı belli olmaz, uğraşılmaz bu kadar beceriksizi adam etmekle.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(12.01.16)
alman ya da ingiliz bir teyze ile evlenip yurtdışına kaçasım var..
0
livaneli kadir
(12.01.16)
tabi ki umudum var. zoru görüp dünyanın en çözülemeyecek sorunlarını yaşayan ergenler gibi düşünmemek lazım.
0
dafuq
(12.01.16)
İnanılmaz güvensiz, huzursuz yaşıyoruz.

Kalabalık yerlerde yürürken bomba saldırı vs. sebebiyle geriliyorum. Yalnız yürürken taciz vs. sebebiyle geriliyorum.

Yolda yürürken rüzgar varsa geriliyorum çünkü kafana bir yerlerden bir şey düşme ihtimali çok yüksek. Mesela Levent'te bulunan Finansbank binası inşaat halindeyken, uçan bir tahta birinin kafasına düşüp ölmesine neden olmuştu. İstiklal'de cam düşmüştü bir kızın üzerine hatırlıyorsunuzdur belki.

Başına bir şey gelse kimsenin seni korumayacağından da emin oluyorsun. Bak örneklere
Bomba patladıktan sonra ilk gelen çevik kuvvet, sıkılan gazlar.. Ardından ambulans vs. gelebilirse geliyor.

Ülkenin doğusunda olan olaylara, Suriye göçmenlerine filan hiç dokunmayacağım.

İnanılmaz huzursuzum. Düzelmez, hiç umudum yok.
0
lcha
(12.01.16)
ben cağaloğlunda çalışıyorum, kızkardeşim sultanahmette. olayı duyduğumdan beri kendisine ulaşmaya uğraşıyordum. ulaşamayınca kendim gidip bakmak istedim, göndermediler bir canlı bomba daha varmış diye. deliye döndüm 80 kere falan aralıksız aradım aşağı yukarı. neyse ki bugün izinliymiş, evde uyuduğundan duymuyormuş. ondan yana kafam rahat fakat şimdi de ben eve nasıl gideceğim onu düşünüyorum.

tapu kadastroda ve ayasofyada çalışan arkadaşlar çok kötü görüntülerden bahsediyorlar. gerçekten çok tedirginim. hiç bu kadar umutsuz olmamıştım. her şeyi bırakıp kimsenin bomba patlatmaya uğraşmayacağı kadar küçük bi yere göçüp orada yaşamak istiyorum.
0
kakamelsokoban
(12.01.16)
basliga cevap: umudum yok

sorulara cevap: malesef bilmiyorum
0
in vino veritas
(12.01.16)
hiç umudum olmamıştı. böyle gelmiş böyle gider, şaşırılacak bir şey yaşamıyoruz zaten.
0
kupigometa
(12.01.16)
Çökmüş, bezmiş, umutsuz yüreklerle iyi bir yere gidilmiyor. Öncelikli olarak kendi akıl ve ruh sağlığımızı sağlam tutmamız lazım.
Çok haber izlemeyin yani hep haber izlemeyin, daha çok bilimsel gelişmelere bakın, iyi işleri gözden kaçırmayın, bol bol paylaşın.
Bizden çok daha kötü durumu yaşayıp atlatan ve üstelik de çok kuvvatlenerek çıkan ülkeler var.
Bundan daha kötü günler gördük dersem doğru olur mu bilmiyorum. Nereden baktığına göre değişir.
Özgürlükler açısından dibe vurmuş durumdayız. Siyasetle ilgin olmasa da sözlerin seni mahkum edebiliyor.
Rüşvet gitti yerine daha büyük çaplı bir organizasyon geldi.
Hiç bu kadar gruplaşmamıştık.
Oysa hepimiz insanız. Derdimiz karnımızı doyurabilmek, barınabilmek, hastalandığımızda bakılabilmek, mutlu olabilmek ve huzur. Bölünmesek bunları düşünüyor olurduk. O alevi, bu snni, bu kürt bu türk demezdik. Bizim birbirimizi insan olarak kucaklamaya başlamamız lazım.
Ekonomi en önemli unsur. Ekonomiyi çok iyi anlamak lazım. İşin kaynak noktası orası çünkü. Almanya'nın kaybetmesi, Amerika'nın kazanması nasıl oldu? Oysa savaşa sokmak için tavuk gibi didikleyip duruyordu Almanya Amerika'yı demi? Ekonomiyi iyi anlayan ülkenin eli kuvvetlenir.

Bu nedenle bizim eğitime gerçek anlamda önem vermemiz, destek olmamız lazım. Biatçılarla doğru bir yere gidilemiyeceği açık. Düşünen, üreten akıllar lazım.
Üzülüp büzülüb panik olmak yerine taşın altına elimizi sokalım. Herkes ne yapabiliyorsa bir ucundan tutmaya çalışsın.

Nereye gideceğimiz ne yapacağımıza bağlı. Hedefi olmayan gemiye hiç bir rüzgar fayda sağlamaz. O hedef bizim için bilim olmalı. Gerçek bilim. Biatçılarınki değil.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.16)
ülkeden var, kendi hayatımdan yok. ülke daha karanlık dönemlere gidecek, can yeleği ile kaçma örneğindeki gibi bile olabilir belki. sonra bir noktada insanlar "yeter" diyecek. önce bu hükumetten kurtulunacak, daha sonra bu hükumetin zihniyetinden ve zararlarından kurtulunacak. ondan sonra hızla gelişmeye olması gerektiği gibi medeniyete doğru ilerlemeye başlayacağız. maalesef "din elden gidiyor" goygoyu dönecek. gelişmeler baltalanacak. ilerleme hızı azalacak. orta-doğu ülkesi ile doğu avrupa ülkesi arasında ortalama bir şekilde de olsa en azından şimdikinden iyi bir yaşam sürülecek. sonra yine aynı süreç yaşanacak ama her seferinden yobazlık daha da azalacak. elbet bir gün bunlar aşılacak. bu 50 yıl mı sürer, 150 mi bilemem.

tabii rönesans bizim ülkeyi de vurur ve aydınlanma çağına katılırsak daha kısa sürede olur.
0
nawar
(12.01.16)
hiç umudum yok.
bunlar iyi günlerimiz bence.
0
hushhush
(12.01.16)
benim konustugum tum orta yasta insanlar erdogan'in butun siyasilerden daha beter oldugunu soyluyor. su anki kadar kotu olmadi bu ulke yani.

bugunler de bir son bulacak elbette. ama genel cizgi hep islama yakin olacak. bu halk bunu istiyor. bu yuzden de hicbir zaman bir avrupa refahina erisemeyecegiz.
0
bohr atom modeli
(12.01.16)
her kesimi hemen hemen eşit düzeyde etkileyecek bir felaketle birlikte aklımız başımıza gelebilir diye düşünüyorum. türkiye'nin çok ciddi bir travmaya ve buhrana ihtiyacı var bence. yani şakayla karışık belirtmek gerekirse; bir nevi reset atılmalı bu ülkeye. bu deprem olur, savaş olur, bilemiyorum artık. tabii ki istemem hiçbirini fakat umudun var mı diye sormuşsun, "normal şartlarda yok" demeye getiriyorum ben de lafı. sorun siyasi falan değil bence. kültürün kendisinde ciddi bir yozlaşma var, onun sonuçlarını yaşıyoruz, yaşamaya da devam ederiz.
0
soso
(12.01.16)
Aynen qnq :(
0
eksimeksi
(12.01.16)
zerre umudum yok. millet neleri tartışıyor biz hala insanlara başkalarını öldürmenin yanlış bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. ne ev alıyorum ne de araba. ne olur ne olmaz diye para biriktiriyorum. o kadar umutsuzum.
0
cilekli krep
(12.01.16)
umut ülkede değil insanlıkta olmalı, ülke umurumda değil, sınırlar devletler gelecekte tarihte kara bir leke olarak kalacak. önemli olan bunlardan ders çıkarıp akıllanmak.
(bkz: venüs projesi )
0
elijah cohen
(12.01.16)
(1)

taşı butonu neden görünmüyor?

cyrus harding
sözlükte mevcut halde bulunan taşı butonu bazı yazarlar için kullanılabilir durumdayken bazılarında hiç çıkmıyor bile. mesela bende çıkmıyor.bunun sebebi nedir acaba?
sözlükte mevcut halde bulunan taşı butonu bazı yazarlar için kullanılabilir durumdayken bazılarında hiç çıkmıyor bile. mesela bende çıkmıyor.

bunun sebebi nedir acaba?
0
cyrus harding
(10.01.16)
sözlükte bazı butonları nesil eskidikçe kullanıma açıyorlar. bu da onlardan biri olsa gerek.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.16)
(5)

babamin gariplikleri - freudian yaklasimlar

prisoner
simdi dostlar normal bi aile duzenimiz var, ne cok baskici ne cok ozgurlukcu. ama babam kac yasina geldim hala cok fazla isime karisiyor. cocukluk arkadasim olan onun da elinde buyumus sayilan cocuk eve geldi, ozel biseyler konuscaktik daha dogrusu eleman bizimkilerin dedigi biseylere bozuldu o sebe
simdi dostlar normal bi aile duzenimiz var, ne cok baskici ne cok ozgurlukcu. ama babam kac yasina geldim hala cok fazla isime karisiyor. cocukluk arkadasim olan onun da elinde buyumus sayilan cocuk eve geldi, ozel biseyler konuscaktik daha dogrusu eleman bizimkilerin dedigi biseylere bozuldu o sebeple yalniz kalmak istedi benin odama gectik. surekli annemi yolladi nabiyolar bak falan. dedim ben bise yapcak olsam 1.onla mi yapcam, 2.aile evinde mi yapcam . ayrica zaten aseksuel bi hayat suruyorum ve muhtemelen sebebi cocukluk ve ergenligimdeki bisuru travma.
hatirladigim ve sinirimi bozan bisuru sey var, bazen paranoya yapiyorum tacize ugradim da beynim sildi mi diye. mesela bi donem pornoya sarmisti, kablolu yayinin oldugu zamanlar. annem de suphelenip lafini ediyodu(nerden baksan sagliksiz) ben o donem 10 ya da 12 yaslarindayim. bi defa gece kalktim salona gittim, hakkaten havuz icinde sevisen bi cift goruntusu izleniyor. artik savunma psikolojisiyle mi ben bu ne diyince bise yok istiyosan gel sen de otur bak dedi. daha yakin bi ornek biri bana bobreklerle ilgili sikintin olabilir demisti olur tabi bu yasa geldin cinsel hayatin yok minvalinde seyler soylemisti.
tam yazamiyorum kendimi ifade etmekte zorlaniyorum ama ergenligimde boyle bikav olay daha var. dusundukce delirtiyo beni. bunlarin rahatca konusuldugu ailelet mutlaka vardir ama yukarda bahsettigim seyi yapan adamla bunlari diyenin ayni insan olmasi sinirimi bozuyor. 30a yaklastim hala asiri kiskanma var, bi yandan da arada evlilik geyikleri geciyor aile icinde. sizce normal mi, ben mi abartiyorum?
0
prisoner
(09.01.16)
erkeksen porno olayı normal. doğru demedim bak. bizim toplumda normal. 'göster amcalara pipini' toplumunda 'görsün bişeyler öğrensin' diye düşünmüş olabilir. kadınsan sıkıntılı evet. hem tutarsız 'cinsel hayatın yok' yaklaşımı ve kıskançlığı, hem de porno olayı ikisi de ayrı ayrı anormal.
0
icim urperiyor
(09.01.16)
yani şimdi iyimser olmak istiyorum ama 10-12 yaşlarındayken babanı sevişgen izlerken yakalaman ve bir şey yok gel otur sen de izle demesi enteresan geldi. çocuğa cinsellik eğitimi verilmesi taraftarıyım ama havuzda sevişen çiftleri izleterek değil.

onun haricinde babalarda kız çocuklarını kıskanma durumuna çokça karşılaştım. bu konuda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. tabi kıskançlık seviyesi de önemli bu konuda. karısını kıskanan koca seviyesindeyse bu da anormal.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(09.01.16)
30unda ailenle yaşıyorsan bunlar normal.
0
kargn
(09.01.16)
kargn sen bi git.
0
🌸prisoner
(09.01.16)
önceki duyurularına da baktım.
babanı porno izlerken yakalamışsın. yakalamışsın deyince suç gibi oldugerçi ama babanın çocuğuna söylemek istemediği bir olaya şahit olmuşsun. o anda o da ne yapacağını bilemedi büyük ihtimalle, kötübir şey yapmadığını belirtme ihtiyacı duyup "bişe yok istiyorsan sen de gel ak" dedi.
şimdi sen büyüdün ve bu olayı kafanda bir yere oturtamıyorsun. geçen sene babanın anneni aldatmış olabileceğine ilişkin duyuru açmışsın. babanın şiddet, alkol sorunları olduğunu belirtiyorsun, annenle de didişme halindeler.

öncelikle, annenle babanın ilişkileri hakkında yorum yapma. çünkü tam olarak bilmene olanak yok. çocuklarla her şey konuşulmaz.
baban porno izleme ihtiyacı duyuyor olabilir çünkü annenle işler yolunda gitmiyordur. kalkıp sana bunu söyleyemez değil mi?
annen de alkol ve şiddet sorunu olan biri ile işleri yoluna koyamıyordur büyük olasılıkla.
bunlar sadece benim tahminlerim. olayların yazdıklarımla hiç alakası olmayabilir de. çünkü, karı koca arasındaki ilişkiyi o iki kişiden başka kimse gerçekten bilemez. öncelikle o konudan çık. müdahil olma. yorum yapma. biri annen biri baban, ve öyle kalsınlar.
ikinci olarak, çocukluğunda yaşadığın bu olayın ve başka varsa diğer olayların senin de dediğin gibi paranoyaya itme durumu olabilir. bu konuda yapacağın tek şey bir profesyonelden yardım almak. nedir ne değildir birlikte çözersiniz. bunu ihmal etmemeni tavsiye ederim.
üçüncü olarak, babanın anneni odaya yollaması geçen sene senin ona yaptığının karşılığı olabilir. "sen beni stalklarsan ben de seni stalklarım" diyodur belki de.
ayrıca babalar hep kıskanır, geçen yıl senle akran kzımı evlendirdim. babalarının huyu tersine evrildi, arada olan bana oldu kafayı yiyecektim. babaların kıskanması doğal yani, endişe edecek bir durum yok.

birbirinizi rahat bırakın. annenle baban ilişkilerini kendilerince yorumlasınlar, sen evlatsın karışmaman gerekir. fiziksel veya psikolojik şiddet olursa o zaman gerekeni yaparsın.

önünde koskocaman bir hayat var, yolun çok başındasın. kendi hayatını programla, tadını çıkar. kafandaki kıymıkları temizlersen yola kıymıksız devam edersin. önce kıymıkları ayıkla. yani yardım al.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.16)
(7)

elektrik canavarının teşhisi

kuul
sevgili blanca'lar !!bir türlü düşüremediğimiz elantirink faturamızda tüm şüpheliler elimizin altında olmasında rağmen suçluyu teşhis edemiyoruz. her bir elektrikli ciyazın ne kadar tüketim yaptığını öğrenmek için bir yöntem var mı ? varsa nasıl başvurucaz buna ? selamlar...
sevgili blanca'lar !!

bir türlü düşüremediğimiz elantirink faturamızda tüm şüpheliler elimizin altında olmasında rağmen suçluyu teşhis edemiyoruz. her bir elektrikli ciyazın ne kadar tüketim yaptığını öğrenmek için bir yöntem var mı ? varsa nasıl başvurucaz buna ?

selamlar...
0
kuul
(09.01.16)
hesaplayabiliyoduk onu lisede göstermişlerdi. üzerindeki değerleri, çalışma saatini, elektriğin birim fiyatını falan çarpıp bölüyosun çıkıyor.
0
sanquis
(09.01.16)
İçinde, üzerinde yazar. Bilmem kaç w, kw diye. Bu olmazsa volt değeri ve amperi yazar, bunları birbiriyle,arparsan yine w değerini bulursun. Bunu aylık kullanım saatiyle çarparsın, sana aylık tüketimi verir. Hangisi en yüksek ordan çıkar. Faturadaki kullanılan kw değerini ilk okuma son okuma farkından bulursun. Toplam tutarı buna böl, tl/kw ya da tl/w değerini bulursun.
0
bigbadabum
(09.01.16)
cihazın üzerinde yazan watt değeri saatteki harcama miktarıdır. cihazı kaç saat çalıştırıyorsanız onu waat değeri ile çarpın. günlük harcama miktarını bulursunuz. ayın her günü çalışıyorsa 30 ile de çarpın aylık çalışma miktarını bulursunuz. sonra 1000'e bölün kw cinsinden değerine erişirsiniz. sonra da fatura üstünde yazan birim fiyat ile bulduğunuz kw cinsinden değeri çarparsanız aylık kullanım miktarını teşhis edersiniz.

ancak şöyle bir durum mevcut. mesela masaüstü bilgisayar, güç kaynağı 600 watt diyelim. her an her dakika 600watt harcıyor manasına gelmiyor bu 600 watt. ancak bir su ısıtan cihaz, televizyon falan genel olarak üzerinde yazan değeri harcıyor benim gözlemlediğim kadarıyla.

mesela benim akvaryum aylık 15-20 lira harcıyor.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(09.01.16)
cevaplar için teşekkürler.

ya şöyle bir şey var clk elektriğin sitesinde mesela:

bepsas.com.tr

ama ne bileyim bildiğim kadarıyla girdik biz uçuk rakamlar çıktı. hayır yani o zaman güya tasarruflu diye alıp çuvalla para döktüğümüz markalara sayasım geliyor. ya mesela şöyle örnek vereyim:

-yakın zamanda eve klima takıldı. doğalgaz yerine ısıtma için onu kullanıyoruz. cihaz inverter, güya öbür klasiklere göre tasarruflu falan. onu geçtim kılavuzunda yazan rakamlara göre bir hesap yapınca günlük 5.85 kw, yani dolayısıyla 2.5 tl falan bir tüketimi olması gerekiyordu. ama fatura bir geldi geçtiğimiz ayın 200 tl fazlası ! ayrıca klimanın 24 saat çalışmadığını da belirtmem lazım. hadi onu da geçtim, hani diyeylim ki yüksek ayarda çalıştırmışsın vs falan fıstık..cihazı komple köklesen bile o kadar fark olmaması gerekirdi diye düşünüyordum açıkçası.

böyle kafam karıştı yani anlayacağınız. yoksa o watt değerlerini alayım, saatle çarpayım falan elbette en düz yol tabi de içimden bir his başka şeyler söylüyor.

hmpffss her neyse...
0
🌸kuul
(09.01.16)
(elekrikli aletin harcadığı kW değeri)x(çalışacağı saat)x(birim fiyat)

2000watt x 2 saat x 0,25 (faturada yazar birim fiyat)
0
stevie
(09.01.16)
sürekli fazla gelen elektrik faturası için bina hattını veya elektrik sayacını da kontrol etmekte fayda var.

hattınızda topraklamadan kaynaklı kaçak varsa şöyle anlarsınız. sayacınızı okuyun. tüm elektrikli cihazların fişlerini çekin. hiç elektrik kullanmayın. 1 saat sonra sayacınızı tekrar okuyun. fark varsa kaçak var demektir.

aynı uygulamayı şüphelendiğiniz diğer cihazlar için de yapabilirsiniz.

elektrik saastinizden şüpheleniyorsanız dağıtımcı firmaya dilekçe ile başvurabiliriniz. gelip saati alırlar, ayarlarına bakıp raporuyla birlikte geri verirler. yerine geçici bir saat takıyorlar, elektriğinizi kullanmaya devam edebiliyorsunuz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.01.16)
klima, elektrikli şofben, fırın, kettle, ütü, elektrikli süpürge bunlar 1000 watt üstünde güç harcarlar. ayrıca günde 10 saat açık kalan tv/bilgisayar, ışıklar/24 saat çalışan buzdolabı da 45-50 lira yansıtır faturaya. 200 lira çok anormal bir fatura değil bence.
0
victum
(09.01.16)
(2)

Çiçeğin ismi nedir?

ordinaryday
Bu ne çiçeği bilen var mı?
Bu ne çiçeği bilen var mı?
0
ordinaryday
(08.01.16)
Fotoğraf çok net değil, yaprakları pek seçemedim ama açelya sanki.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.16)
annem de acelyaya benzetti
0
fallopian
(08.01.16)
(2)

kanvas baskı

spankenstein
Selamlar,Karşıyaka veya yakınlarında yüksek çözünürlükte kanvasa baskı yapan yer var mı?Kanvası da olacak tabi.şu tarz http://www.n11.com/magaza/dekorsevgisi?pg=3
Selamlar,
Karşıyaka veya yakınlarında yüksek çözünürlükte kanvasa baskı yapan yer var mı?
Kanvası da olacak tabi.
şu tarz www.n11.com
0
spankenstein
(08.01.16)
Çarşıda çok iyi baskı yapan bir yer var, kanvas baskı yapıyorlar mı bilmiyorum. Sorarsınız, yapmıyorlarsa da yönlendirirler.

Çarşıya İskele tarafından girince sağ kolda Vakıf İşhanı Pasajında Ergün Düğmenin yanı.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.16)
bikaç gün beklerim dersen www.pluscanvas.com
0
freya
(08.01.16)
(3)

bir dinazorun mac' la imtihanı

hayat aklini konusacak bir filozof uret
benim bilgisayarın güç kaynağı dumanlar çıkararak yandı, ekranı da düşürdüm, galiba o da mefta oldu. bilgisayarsız duramayan ben geçtim kızımın bilgisayarına konuk oldum. o da mac. ve fekat mac sistemini hiç bilmiyorum. bilgisayar bana ait olmadığı için çok kurcalamak istemedim salt internete gir
benim bilgisayarın güç kaynağı dumanlar çıkararak yandı, ekranı da düşürdüm, galiba o da mefta oldu. bilgisayarsız duramayan ben geçtim kızımın bilgisayarına konuk oldum. o da mac. ve fekat mac sistemini hiç bilmiyorum. bilgisayar bana ait olmadığı için çok kurcalamak istemedim salt internete girmek için kullanıyordum. olmadı, çünkü sorunlarım oluyor, çözemiyorum.

kısaca ben bu mac'ı çözmeye anlamaya karar verdim. kurcalamaya başlamadan önce size sorum şu:

ne yapmayayım? yanlışlıkla ulaşabileceğim tehlikeli bölgeler var mı, varsa nereler?

planım şu:

sağ alttaki sistem tercihlerini deneyeceğim.
fonksiyon tuşlarının bağlantılarına bakacağım.
dosyalama sistemini anlamaya çalışacağım. bu çok lazım, dosyalarıma çarçabuk nasıl ulaşırım bilmiyorum.

finder'e etc yazınca nereyi açıyor mesela. sistem dosyaları mı orası? autoexec, config muadili dosyalar hangileri... etc'deki dosyaları tanımaya başlasam iyi olacak gibime geliyor.
program silme nasıl oluyor. mesela bi program yükledim silmek istiyorum. program ekle kaldır neresi? programın kısa yolu yok nereden bulacağım?

yani benim bunun mantığını çözmem lazım. mantığını anlarsam her şey kolay olacak.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.16)
Abi Mac OS X adlı işletim sistemi, BSD ile temelde aynılar. Darwin temelli bir işletim sistemi. Buradan yürüyebilirsin. Ben sana sistem diskindeki ihtiyacın olacak klasörleri yazayım.

/Applications -> Tüm uygulamalar burada bulunur. Windows'taki gibi binlerce dosya, registry kaydı falan olmaz. O yazılımla ilgili neredeyse her şeyi .app uzantılı bir paketin içinde bulunur. Onu sildiğinde, pratik olarak programı da silmiş olursun. Add/Remove programs gibi bir olay yok yani.

/~ -> bu klasör /Users/KullaniciAdi adlı klasörün kısayoludur.~/Library de mesela /Users/Kullanici/Library olur. Kişisel dosyaların burada tutulur. Downloads falan filan

Bunun haricinde, finder senin en iyi dostundur. Finder aktifken elma virgül kısayolu finder ayarlarını açar. Oradan sidebar'a istediğin klasörleri ekleyerek daha hızlı ve kolayca yolunu bulabilirsin.

Aslında bundan ötesi bilgisayarını günlük kullanan biri için gerekli değil. Merak edersen konuşuruz.
0
alperz
(07.01.16)
sol taraftan programi kapatmaya kirmizi butona basinca, program kapanmaz, CMD Q tus kombinasyonu ile kapayabilirsiniz.

alt tarafta DOCK denilen yerde programlarin altinda bir cubuk gorunur, o cubuk programin acik oldugunu gosterir.

Finder dockta hep aciktir. kapatilamaz, kapatilmasi teklif dahi edilemez.

windows gibi kes-yapistir yoktur. yani keseceginiz seyi once kopyalar, ardindan keserek yapistirirsiniz.
CMD C (kopyala) CMD V (Yapistir) ALT CMD V (keserek yapistir)

mac os ta ne kadar kisayol bilirseniz o kadar kolaylasir isleriniz.

CMD BOSLUK TUSU aramak icin spotlight acar buraya program resim muzik aradinigiz ne ise onu yazip ENTER veya tiklama ile acabilirsiniz. CMD TIKLAMA aranan seyin klasoru ile acilmasini saglar.

Dosya ve klasorleri ENTER acmaz, ismini degistirir, acmak icin CMD O veya ustune iki tik.

ilk bir iki gun karisik gelir, sonra bu rahatlik cok iyimis dersiniz.

Sorunuz olursa cevaplarim.
0
gerenkyok
(07.01.16)
benim klavyemde tilda ve cmd işaretli tuşlar yok :) cmd ,yerine windows işaretli tuş tanımlı, onu kullanıyorum. tilda hangi tuşa tanımlı bulamadım.

finder'de kompiter ve uzaktaki disk bağlantıları hariç hepsini anladım.
dosyalarımı yerleştirdim, temizliklerimi yaptım. (aferin bana :))
finder'da
aygıtlar'da "uzaktaki disk" dye bişey var. bu ne ola ki?
paylaşılanlar' da "kompiter" var. burası nasıl kullanılıyor?

edit: ~ buldum oni.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.16)
(4)

duyuru kullanıcı girişi

hayat aklini konusacak bir filozof uret
yapınca mobil sayfası gelmeye başladı. herkeste böyle mi? ben mobilden girmiyorum, nasıl çözerim?
yapınca mobil sayfası gelmeye başladı. herkeste böyle mi? ben mobilden girmiyorum, nasıl çözerim?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.16)
ctrl+f5.

olmadı bi cache temizleyin. birinin verdiği mobil linke tıklamışsınız, her girişinizde onu hatırlıyor.
0
kibritsuyu
(07.01.16)
ctrl+f5 işe yaramadı.
yer imlerinden girince mobil gelmiyor. sadece kullanıcı girişi için ekşisözlük şeysine basınca mobil sayfası geliyor.

mac bilgisayarda cache temizlemeyi bilmiyorum. karar verdim, ben bu mac'ı öğrenmeye başlamalıyım. olmuyor böyle.

ctrl yerine yanındaki tuşa bastım voice diye bi program çalışmaya başladı. hehe, ne zamandır aradığım şeydi yanlışlık işe yaradı:P
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.16)
bende de bazen öyle oluyor. neden bilmiyorum.

adres satırında /m/ diye bi yer olması lazım. yani "eksiduyuru.com/duyuru/m/1035117" gibi. onu silersen normal şekilde açılır. yani "eksiduyuru.com/duyuru/1035117" gibi.
0
tepedeki psychedelic adam
(07.01.16)
ahah buldum:)
"tarama verilerini temizle" diye bir seçenek varmış, temizle dedim. oldu.

tepedeki psychedelic adam, adres satırında "eksiduyuru.com/mobil" geliyordu.

teşekkür ederim.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.01.16)
(10)

çarşaflarda oluşan bu problemi nasıl gideriyorsunuz (caps)

saat2045
kat kat oluyor ya hani?
kat kat oluyor ya hani?
0
saat2045
(06.01.16)
ütüle
0
cevizlikarpuz
(06.01.16)
Olmuyo. Carsafi gergin bir sekilde serdikten sonra neden olsun ki boyle bi kat izi?
0
rayde
(06.01.16)
Carsafi gergin serip her sabah tekrar germek lazim.
0
neferkitty
(06.01.16)
haftada bir çarşaf değiştiriyorum ben. her serdiğimde de 4 tarafından çengel iğneyle yatağa tutturuyorum. mis gibi, hiç kaymıyor.
0
vatandasacartcurtyok
(06.01.16)
her sabah düzelterek. havlu çarşaflar var yatağa geçmeli onlardan alta serdiğinde üstteki çarşaf çok fazla bozulmuyor bu arada.
0
kakao
(06.01.16)
@kakao'nun dedigi "alez" bu arada dogru soyluyor :3
0
neferkitty
(06.01.16)
Çarşafın toplanmasını engellemeniz lazım. Alez kullanın bence. Hem yatağı temiz tutmuş olursunuz hem de kaymayı önlersiniz. Alezlerin yüzeyleri farklı farklı kumaşlardan olabiliyor, havlu gibi olan daha sıkı tutar bence.
0
pike
(06.01.16)
askerde çengelli iğneyle tutturduk.
0
all girls dream
(06.01.16)
yatağın ölçüsünü verip kenarlarına lastik yaptırabilirsin. lastikli çarşaf kat kat olmaz.
onu yapmak istemiyorum dersen çarşafın kenarlarını yatağın altına sıkıştır, sarkıtma. o zaman da kırışmaz ya da daha az kırışır diyeyim. o az kışıklığı da neferkitty'nin dediği gibi her sabah tekrar gerersin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.01.16)
çarşafın kaliteside önemli, bazıları kalın pamuk kumaşlı oluyor, kolalı gibi oluyor zaten ne yaparsan yap katlanma yapmıyor.. çok ince çarşaflar toplanma yapabiliyor malesef
0
eja
(06.01.16)
(2)

su sızıntısı

master of code
ne yaptıysak gideremedik dört defa sızdıran borular değiştirildi bir süre durdu her seferinde yeniden alt komşunun evine sızdırmayı başardı. ne yapabilirim kesin çözüm olarak? bıktım artık bu tesisattan.
ne yaptıysak gideremedik dört defa sızdıran borular değiştirildi bir süre durdu her seferinde yeniden alt komşunun evine sızdırmayı başardı. ne yapabilirim kesin çözüm olarak? bıktım artık bu tesisattan.
0
master of code
(05.01.16)
nasıl yani, 4 defa aynı hattaki boruyu mu değiştirdiniz?
ayrıntılı bilgi vermemişsiniz.
su kaçağının yeri belirlendi mi?
kaçak banyodan mı? banyo derzlerine, su giderinin etrafına filan bakıldı mı? banyoda duvar derzlerinden bile kaçak olabiliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.01.16)
Bizim evin tüm tesisatı kırılıp yeniden yapıldı. Sorun nerede onu bulmanız gerekiyor öncelikle.
0
teknikekip
(06.01.16)
(5)

Sağlıklı Besleniyoruz

m murphy
İyi akşamlar.Sabah kahvaltısında sebze olarak tüketilebilecek sağlıklı besinler nelerdir?Film izlerken çerez niyetine tüketilebilecek sağlıklı besinler nelerdir?Not: Google'dan bakıp yazacak olanlar yazmasın arkadaşlar. Onlara kucak dolusu sevgiler. Takdir edersiniz ki ben de googlelayıp artık geçer
İyi akşamlar.

Sabah kahvaltısında sebze olarak tüketilebilecek sağlıklı besinler nelerdir?

Film izlerken çerez niyetine tüketilebilecek sağlıklı besinler nelerdir?

Not: Google'dan bakıp yazacak olanlar yazmasın arkadaşlar. Onlara kucak dolusu sevgiler. Takdir edersiniz ki ben de googlelayıp artık geçerliliği kalmamış bir sürü kirli bilgiye ulaşabilirdim. Burada bu işlerden anladığını bildiğim bir sürü insan var. Niyetim onların önerilerini almaktır.

İyi akşamlar.
0
m murphy
(02.01.16)
sabah kahvaltısında roka salatası yapıyorum ben. yiyebileceğim kadar rokayı doğruyorum, ufak bir turp rendeliyorum, balzamik sirkeyle tadlandırıyorum.
maydonoz iyidir sabahları. ister salata ister omletin içine katmaca.
kışın domatez yerine salça kullanabilirsin acuka gibi yabilirsin; baharat zeytinyağı ceviz eklersin. ya da sadece zeytinyağı dök çok güzel olur.
kuru domates de olabilir, yağda döndür biraz.
kuru domatez, yeşil elma, biraz yeşillik doğra, ceviz, yağ+limon. veya o anda canın ne istediyse ekle, çıkar. ıspanakla da yapabilirsin.
tarhana çorbası olabilir.
sirke tarhana gibi şeyler sindirim sistemi florası için iyi seçenekler.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.16)
her türlü ''biber''i özellikle de kırmızı biberi ben yerim kahvaltıda.

onun dışında marul, kıvırcık türevlerini de yiyorum. yumurtayı ıspanaklı yiyebilirsiniz.
0
neferkitty
(02.01.16)
sabah kahvaltısında fesleyenli avakado yapıyorum. yarım avakado üç dört sap fesleyn havanda dövüyorum ekmeğe sürülmeklik çok güzel bir şey oluyor.
Yeşil smoothler yapabilirsin kahvaltı için.
aynı zamanda maydonoz nane yıkanmış bir şekilde duruyor soframda tatlı tatlı otluyorum.
sağlıklı atıştırmalık. çiğ kuruyemişler olabilir.
ince dilimlenmiş karnıbaharı patlamış mısır gibi yiyebilirsin.biraz tuz vs ile gayet güzel oluyor.
soyacakla dilimlenmiş havuç salatalık cips isteğini azaltabilir. Pazı cipsi de yapıyorlar ama onun için kurutucu gerekiyor sanırım. Kale chips bakabilirsin googleda ya da raw vegan snacks de bakabilrsin.hatta raw vegan kahvaltılarada bak fikir ednmiş olursun.
tatlı içinse dilimlenmiş elmanın üstüne tarçın her zaman güzeldir.
Meyveleri farklı şekillerde yemeğe çalışabilirsin.
0
fasulyek
(02.01.16)
hhshs tam da aynı mantıkla, bişey kemirmeden durmayan bi insan olarak az evvel marketten havuc ve arjantin turpu stogu yaptım. özellikle arjantin hem goruntusu hem tadıyla göz dolduruyor;)
0
galandar kostumu
(02.01.16)
Sağlıklı bi şey uydurdum sizle de paylaşayım. İster kahvaltılık ister akşam yat zıbarlık ister film izlemelik kullanılabilir.

Selanik peksimedi gibi yapıp üzerine envai çeşit şey sıralamaca.

Peksimet:
Eski zaman keki yaptım.
1 er su bardağı zeytinyağı, yoğurt ve tozşeker.
3 adet orta boy yumurta.
4 su bardağı kadar un. (ölçmedim ama o kadardır)
1 çay kaşığı karbonat
zevkinize göre kuru üzüm, kayısı kurusu, meyve şekerlemesi, portakal kabuğu kurusu filan konabilir. ben bu seferkine sadece ceviz ve üzüm koydum.
çırpma filan yok, hepsini karıştır yağlı unlu diktörtgen tepsiye dök, pişir. kıvamı kekten daha koyu olacak. çok kabarsın istemiyoruz, kekimiz tok tok olsun.
kek pişip soğuyunca 0.5 cm gibi dilimle, fırına ver kurusun, peksimet gibi olsun. soğuduktan sonra kapaklı bir kaba koy. ( kek kabında pişirdiyseniz eni geniş olur. enden de ikiye filan kesin. eni en fazla üç parmak gibi olsun. ağza girecek gibi olmalı üzerine bir şeyler sıralayacağız, öbür türlü yerken zor olur.)

isterseniz öyle tüketin yanına bir bardak sütle mesala ya da kahveyle, ama esas üzerine bişeyler yerleştirinse çok güzel oluyor. bu kek az şekerli oluyor. üzerine süt reçeli, fıztık ezmesi, fındık kreması, bal, her tür reçel kullanabilirsiniz.
bir kat reçel veya ezme, krama sürün.
istediğiniz meyveleri dilimleyip üzerine yerleştirin.
meyvelerin arasına ceviz, badem koyabilirsiniz.
üzerine antep fıstığı ezmesi, çikolata rendesi veya çikolatayı eritip kullanabilirsiniz, karamel sos, meyveli sos...

bütün ana grupları barındıran atom karınca tarifi. yoğurdu, yumurtası, meyvesi, yağlı tohumu... ne ararsan var. sabah kıza yaptım bayıldı. çocuklara yemediği şeyleri yedirmek için de ideal bu tür şeyler. ceviz yeme özürlüsü kızım sabah ceviz yemiş oldu mesela :P
afiyet bal şeker olsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.01.16)
(9)

kafa karıştıran türkçe sorusu

kacakkk mi
“Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.” atasözünde vurgulanan kavram, aşağıdakilerden hangisidir? A) Olasılıkk B) Deneyim C) Birikim D) Ön yargı
“Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.” atasözünde vurgulanan kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Olasılıkk B) Deneyim C) Birikim D) Ön yargı
0
kacakkk mi
(02.01.16)
b deneyim, son kararım.
0
m murphy
(02.01.16)
deneyim. joker hakkımı kullanmak istemiyorum.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(02.01.16)
B
0
himmet dayi
(02.01.16)
deneyim
0
biz de yeni kalkmistik
(02.01.16)
yüklemden önceki kelime "üflemek" olduğu için cevap b.
0
ruhen hastayim ben
(02.01.16)
deneyim ile birikimin ne farkı var bir de ön yargı neden olamaz cevap?
0
🌸kacakkk mi
(02.01.16)
Deneyim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.16)
Cevap deneyim. Ön yargı olumsuz anlamda kullanılır, dümdüz çevirirsen, her türlü ön kabul diye düşünebilirsin ama kelimelerde anlam genişlemesi ya da daralması denen bir durum vardır. Birikim olamaz cümlenin ilk kısmında yoğurdu üfleyerek yeme benzetmesinin sebebini vermiş, adamın daha önceki deneyimleri onu tedbirli davranmaya itmiş, yani deneyim asıl vurgulanan.
0
wilhelmwasmuss
(02.01.16)
atasözünün anlamında genel kabul deneyim fakat benim aklıma eğitim bilimi çalışırken çözdüğüm öğrenme ve gelişim pisikolojisi sorularını çağrıştırdı.
0
🌸kacakkk mi
(02.01.16)
(8)

Gönüllü müsünüz?

su olsam ates olsam
Sevgili gönüllüler, gönüllü olmak isteyenler;Hangi sosyal yardım kuruluşunda gönüllü olarak yer aldınız/alıyorsunuz? Ya araştırıp edip "zamanım olsa şurada gönüllü olmak isterim." dediğiniz bir vakıf/dernek vb var mıdır?Daha çok çocuklarla olsun istiyorum aslında. Aklımda haftada 1 gün çocuklara ori
Sevgili gönüllüler, gönüllü olmak isteyenler;

Hangi sosyal yardım kuruluşunda gönüllü olarak yer aldınız/alıyorsunuz? Ya araştırıp edip "zamanım olsa şurada gönüllü olmak isterim." dediğiniz bir vakıf/dernek vb var mıdır?

Daha çok çocuklarla olsun istiyorum aslında. Aklımda haftada 1 gün çocuklara origami dersi verip sene sonu origami müzesi açmak geldi. Bunu gerçekleştirmeye imkan sağlayacak bir yer var mıdır mesela? Toplum gönüllülleri vb de sabit dersler üzerinden mi gidiliyor nasıl olur?

Yer: İstanbul

p.s: içinde bu kadar gönül geçerken, gönül işlerine koymasam olmazdı :)
0
su olsam ates olsam
(02.01.16)
Losev iyidir, zamaninda gitmistim, zamanim olsa tekrar giderdim.
0
fakyoras
(02.01.16)
greenpeace ve unicef gönüllüsüydüm. toplum gönüllülerine kardeşim geçen hafta gönüllü olmak için gitti ama grup dağılmış mı bir şey olmuş. ya da sadece liselileri ilgilendiren kısımla alakalı bir eylemsizlik de olabilir bilemiyorum. bence nerede gönüllü olursan ol oldukça zevkli bir iş. bir de benim çocukluktan kalma bir akut gönüllüsü olma hevesim vardı. hala durur öyle.
0
ruhen hastayim ben
(02.01.16)
o kadar çok yer var ki, hangisini saysam:))

çocuklarla origami çalışmak istiyorsanız;
zihinsel engelliler için çalışan akadaşlar var, çocuklar plastik şişe gibi atık malzemeler, kağıt seramik çamuru vb şeylerle bir şeyler üretiyorlar, sonra onlar satılıyor, emeklerinin karşılıklarını alıyorlar. çok güzel.
çydd nin eğitimevleri projesi var, genç yaşlı herkes bilgisine becerisine göre katkıda bulunuyor. el becerileri sınıfı her eğitimevinde var.
bağlı bulunduğunuz belediyenin sosyal işler servisiyle görüşebilirsiniz. belediyelerin bir çoğu benzer çalışmalar yapıyorlar stk gönüllüleriyle ortaklaşa. siz de el verirsiniz.
hastanelerin onkoloji servisinde yatan çocuklarla yapılan çalışmalar var.
ben izmir'deki çalışmaları biliyorum, istanbul için şuraya git diyemem ama orada da olduğunu duyuyorum.
origami dışına da taşarım derseniz;
görme özürlüler için sesli kitap projesine katkıda bulunbilirsiniz, işitme engellilerin toplumda günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için işaret dili öğrenip öğretilmesine katkıda bulunabilirsiniz.
açev bu sene ara verdi ama önümüzdeki yıl tekrar eğitmen yetiştirecek sanıyorum. açev eğitimlerine katılıp okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma öğretebilrsiniz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.16)
ücretsiz programlama dersi için gönüllü olmak isterdim.
0
selam
(02.01.16)
KAÇUV iyidir.
0
rivulet
(03.01.16)
bulunduğunuz ilçede kent konseyi varsa gidin katılın gönüllü olarak. kent konseyleri salon insanlarına bırakılmaması gereken yerler, çok net söylüyorum. daha genç, daha farklı bakış açısı için oralarda kararlılıkla bulunmak lazım. şu verdiğiniz etkinlik örneği bile onların düşünmeyeceği bir şey.
0
Phoebe
(03.01.16)
tegv e git kesinlikle. hem bir şeye katkıda bulunuyosun hem de sana katkıda bulunulduğunu hissediyosun.ortam da iyi
0
damlaya damlaya gol olur
(04.01.16)
Ben 2 sene UTOG( Uludağ Ünv. Toplum Gönüllüleri) ' da çalıştım. Neredeyse her bölgede örgütlenmesi var. Merkezi Eminönü'nde.
Ama TEGV isteklerinize cevap verebilecek düzeyde. Ama TOG'da fena değil. Çocuklarla çalışabildiğimiz 3 proje vardı biri Küçük Melekler lösemili çocuklarla çalışıyorduk. Aynı Gökyüzüne Bakıyoruz projesinde de ceza evinde yetişen çocuklarla çalışıyorduk. Bir de Rüzgar Gülleri var. O da otizmli çocuklarla çalışan bir projeydi. İllerde isim farklı olabilir ama temelde amaç aynıdır.
0
masumiyetmuzesibekcisi
(09.01.16)
(12)

Hasta olmadan önceki boğaz acısı hk.

tnrork
Arkadaşlar merhabalar. Boğazımda bir acı var. Yani hani bu grip olmadan önceki acı vardır ya o şekilde. Sanırım biraz da üşüyorum. Anlayacağınız hasta olmak üzereyim. Şu noktada neler yapabilirim. Var mı bir ilaç tavsiyeniz?Var mı ot mot bir şeyler?(Yasal olanı soruyorum)Var mı bir çareniz. Teşekkür
Arkadaşlar merhabalar.

Boğazımda bir acı var. Yani hani bu grip olmadan önceki acı vardır ya o şekilde. Sanırım biraz da üşüyorum. Anlayacağınız hasta olmak üzereyim. Şu noktada neler yapabilirim.

Var mı bir ilaç tavsiyeniz?
Var mı ot mot bir şeyler?(Yasal olanı soruyorum)
Var mı bir çareniz.

Teşekkürler, iyi geceler.
0
tnrork
(30.12.15)
Geçmiş olsun.

1. Adaçayını demleyip için.Limon da sıkın.
2. Yoksa, ılık limonlu çay. Çayın faydası yok ama maksat C vitamini. O yüzen portakal,mandalina da tüketin.
3. Adaçayıyla gargara da yapabilirsiniz. Gene antiseptik etki açısından karanfil de çiğneyebilirsiniz.
4.Evde doktorun verdiği gargara yoksa, limonlu ılık tuzlu su ile gargara. Veya karbonatlı su ile gargara.
5. Gargaralar reçetesiz satılmaz sanıyorum ama alabiliyorsanız ve gene ECZACIYA DANIŞMAK şartıyla Andorex (Klorhex) gargara.
6. Dinlenin. Bol sıvı, özellikle su tüketin. C vitamini içeren şeyler tüketin.

(Adaçayını bilmiyorsanız ve kullanacaksanız ayrıca anlatırım.)
0
cymbelina
(30.12.15)
Saydığınız maddelerden sadece elimde su var maalesef. Neyse katerin içeceğim yarın 10'da kalkınca bakarım çaresine teşekkürler.
0
🌸tnrork
(30.12.15)
aynısı bende var şu an, hasta olduktan sonra c vitamini pek de faydalı olmuyor diye biliyorum; oturmuş gribin gelmesini bekliyorum çaresizce.
0
arkburak
(30.12.15)
Bu an da yapabileceğinizin en iyisi, boğazı yumuşak tutmak. Bol bol sıcak sıvı tüketin. Mümkünse bal, karabiber ve ıhlamur karışımı ve bolca limon. Bununla beraber boğaz pastili iyy gelir. Hemen antibiyotiğe sarılmayın. Soğuk algınlığı ilaçları, ateşdüşürücü, ağrı kesici ve rahatlatıcı etki sağlar. Theraflue iyi gelecektir. Sabaha az kaldı ilk işiniz boğaz pastili almak olsun. Acil şifalar efendim çok geçmiş olsun. Dost sevgilerimle.
0
sarlatan
(30.12.15)
sauna
0
gezegen olan pluton
(30.12.15)
(bkz: Elma sirkesi)
0
creepy
(30.12.15)
Hemen eczaneden Umca alıyorsun ve günde 3 kere 1 bardak suya 30 damla damlatyıp içiyorsun.
ben kaç defa hastalığı böyle kovaladım.
0
innerbliss
(30.12.15)
sarımsak çiğneyin. güzelce ağzınızın içinde her noktaya değsin.
adaçayı için veya gargara yapın.
bu da ter yoluyla mikropları atmanın en kolay ve sonuç getiren yolu:
(bkz: limonlu aspirin)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(30.12.15)
dün gece aynı durumdaydım, sanırım aldığım önlemlerle biraz yavaşlattım hastalığı şuan iyiyim.

- sudafed hap vardı evde 8 saatte bir onu aldım, iyi geliyor
- portakal, limon karışık bir meyve suyu hazırla iç
- sıkı giyin, evde bile
- ıhlamur iç sıcak sıcak
- son olarak dik dur eğilme, olacağı varsa da olacaksın zaten :)

geçmiş olsun şimdiden
0
eindaclub
(30.12.15)
ağzınızı ve boğazınızı sık sık tuzlu su ile temizleyin. bakterilerin üreme ortamını değiştirdiğiniz için çoğalamıyorlar ve hasta olmuyorsunuz. en basit ve en etkili ilaç. bunun yanı sıra yanma ve kaşınma hissini azaltmak için sıcak suya toz zencefil karıştırıp içebilirsiniz.
0
madarch
(30.12.15)
öncelikle geçmiş olsun, bu noktada hastalığı önlemenin yolu umca damla, eczaneden alınıyor, yan etkisi yok, boğaz ağrınızı da hemen geçirecektir
0
sannora
(30.12.15)
Merhaba arkadaşlar.

Öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim ama 2-3 gündür buraya giremediğim için bazılarını şimdi görüyorum. Grip olmamadım ama boğazımda hala o acı var. Bir şey yiyemez içemez oldum. İki kere bayılma tehlikesi atlattım. Sanırım kan şekerim düştü. Ağzıma küp şeker falan alınca biraz düzelir gibi oldum. Uyku sürem 2 katına çıktı. Halsizim bir şey yapasım yok. Şu hiç hastalanmayan tipler bunu nasıl beceriyor anlamış değilim. Çok da meyve tüketen biriyim. Sağolsun arkadaşlarım bal ve yanında bir tane kahverengi toz almışlar. Bir de tenflex adında bir sprey sanırım o da pek işime yaramadı. Hala acı var. Sınava girdim sıanvda uyukladım resmen, büte bırakırım artık dedim. Son senem vs vs. Anlayacağınız her şey üst üste geliyor arkadaşlar.

Tekrardan teşekkürler.
0
🌸tnrork
(31.12.15)
(8)

Bu duyuruda yılbaşında hediye bekleyenleri ayıplıyoruz.

kaymaktutmayansicaksut
Yılbaşı hediyesi aldılar bana şimdi, ofisteki iki kişi. Birleşip english home'dan nevresim takımı almışlar. İyi güzel, teşekkür ettim. E, şimdi karşısında bir şey almak lazım. Karnıma ağrılar gire gire dolaşıyorum. Çünkü benim için hediye doğumgününde veya aklıma geldiğinde alınır. Haydi onu geçtim,
Yılbaşı hediyesi aldılar bana şimdi, ofisteki iki kişi. Birleşip english home'dan nevresim takımı almışlar. İyi güzel, teşekkür ettim. E, şimdi karşısında bir şey almak lazım. Karnıma ağrılar gire gire dolaşıyorum.
Çünkü benim için hediye doğumgününde veya aklıma geldiğinde alınır. Haydi onu geçtim, yılbaşında kupa alınır, don alınır, çorap alınır, eldiven atkı alınır, kırmızı beyaz çizgili kocaman boy şekerlerden alınır filan. Nevresim takımı aldılar diye kazaktır, pantuftur filan bakıyorum şimdi. Nefret geldi.

Bodyshop'tan yılbaşı paketi alayım dedim saçma sapan birkaç şeye 50 diyor. Bu ne saçma sapan gereksiz bir durum, 3 gün sonra her yer indirime girecek zaten.

Yılbaşı şımarıklıgı yapan kaç kişi var burada? Hi?

Bir de ne alayım ben bu iki kadına?
0
kaymaktutmayansicaksut
(29.12.15)
yılbaşı bileti
0
basond
(29.12.15)
Kitap al.
0
mr sherlock
(29.12.15)
ayy hediye seçmek dünyanın en zor işlerinden biri, özellikle karşımdakini çok tanımıyorsam. hediye vermeyi severim ama karşımdaki için bir anlam ifade ettiğini bilmem lazım. o kadar uğraş, emek harca, para ver bir de beğenecek mi derdi olsun...
kitap olabilir bence de.
ya da madem nevresim aldılar borcam al sen de. klasiğe klasik, kolaycılığa kolaycılık...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.12.15)
kitap kadar güzel ve kolay bir hediye yok
0
gazozailacatmauzmani
(29.12.15)
Kitap istemiyorlar, onu biliyorum net. Yılbaşı bileti mantıklı geldi, yanına da kupa alayım oh mis :)
0
🌸kaymaktutmayansicaksut
(29.12.15)
Ben normalde yılbaşında hediye almasını severim ama dediğin gibi yılbaşı hediyesi kupa olur, kitap olur, kar küresi olur Vs. Bu yüzden aile arasında çekilis yapalım diye heveslendim, yaptık. Erkek arkadaşımın annesi cikti bana, sipariş usulü çanta istedi çaktırmadan. Dolaş dolaş bulamadım. Zaten be kendime de cok zor canta begenirim. En son beğendiği çantayı öğrendim. 50 lira limitimiz varken gidip 120 liralık çanta almak zorunda kaldım. ( ki kendisinin zibilyon tane çantası var).

Şu durumda çanta al diyorum. Tüm kadınlar seviyor.
0
fraise
(29.12.15)
Kupa+bilet
Ajanda+bilet (tematik Pek çok ajanda var artık birini secebilirsiniz)
Parfumeriden el kremi+ruj veya seyahat seti
Dekoratif mumlar
0
balik kraker
(30.12.15)
Mudo vb yerlerde satılan termoforlar var, üzerinde kazak gibi şirin desenli kılıflar oluyor. Onlara da bakabilirsiniz
0
balik kraker
(30.12.15)
(6)

çocuklarınıza bırakacağınız steam kütüphanesi ile gurur duyuyor musunuz?

dedim dedim de kime dedim
bir oyunla 924 saat nasıl zaman geçirirsin babuş? derse ne demeyi düşünüyorsunuz?
bir oyunla 924 saat nasıl zaman geçirirsin babuş? derse ne demeyi düşünüyorsunuz?
0
dedim dedim de kime dedim
(29.12.15)
"sus la bebe. seni de görücez" demeyi planlıyorum.
0
fuel oil
(29.12.15)
ben daha cok cakmak ve saat koleksiyonu bırakmayı planlıorum. Satsın 2080 de yesin parasını hibnetor.
0
anonymice
(29.12.15)
i.hizliresim.com

çok sardı diyeceğim :D
0
passion rules the game
(29.12.15)
en azından aynı şeyi bi daha satın almak zorunda kalmayacaz diyeceğim şahsen.
0
nice tnetennba
(29.12.15)
biz çocuklar doğunca fasikül fasikül ansiklopedi almıştık. kendimizle gurur duyuyorduk pek bi iyi iş yaptığımızı düşünüyorduk. onlar büyüyene kadar bilgisayar devri başladı.
onlar bilgisayarla haşır neşir olurken eşim oturup kitap gibi ansiklopedi okuyordu "o kadar para verdik bi işe yarasınlar bari" diye.
sizin çocukların zamanına kadar steam de bizim ansiklopediler gibi olur bana kalırsa.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.12.15)
Steam hesabım yok, çocuklarıma uykusuz dergisi ciltlerimi ve oyuncak arabalarımı bırakacağım.
0
yirmisantim
(29.12.15)
(7)

imgur

hayat aklini konusacak bir filozof uret
program yüklemeden, dns değiştirmeden girebilmenin yolu var mı?mac mini ve chrome kullanıyorum.
program yüklemeden, dns değiştirmeden girebilmenin yolu var mı?
mac mini ve chrome kullanıyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
başlıkta şükela modunda ilk entry:
eksisozluk.com
mac'in hosts dosyasına aynı değerleri gireceksin.
0
yalnux
(28.12.15)
mac'ın host dosyasını nasıl bulacağımı bilmiyorum ki :))
dos'un altını üstüne getirebilirim, windows'u normal kullanıcı gibi biliyorum fekat mac bana çok yabancı.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
Mac'te /private/etc altinda
0
x daemon
(28.12.15)
www.youtube.com videolu anlatmışlar.

bu şekilde hosts depğiştirilerek yapılabilir.
0
paranoyak kedi
(28.12.15)
finder-> klosöre git dedim.
/etc yazdım. çok dosya geldi . hangisi nereden bileceğim. hosts dosyasının sabit bir adı olmuyor mu?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
tamam buldum , hosts yazıyomuş orda kabak gibi, ben panikledim şimdi ya, görememişim.

bundan sonra bana "eskidiğinizi anladığınız an diye sorarlarsa "mac bilgisayarın hosts dosyasını bulamadığımda" dicem.

bir şey daha sorabilir miyim:

sözlükte adresler 23. bişi bişi diye gidiyor. mac için farklı olması gerekmiyor mu. 127.0. filan gibi
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
gerekmiyor.

onlar imgurun kullandığı ip adresleri.

127.0.0.1 de kendi bilgisayarın demektir.

sözlükte yazılanlar doğru eger ipler değişmediyse.
0
paranoyak kedi
(28.12.15)
(18)

Bir daha da evlenmem

iason cape
3 yıldır evliyim. Eşimi seviyorum. Onun da bana olan sevgisinden şüphem yok. Ama bu evlilik olayı bana göre değilmiş. Izdırap oldu iyice. Her gün saçma sapan şeyler yüzünden tartışma. Ömrümden ömür gidiyor. Bir kapana kısıldım çıkamıyor gibi hissediyorum. Boğuluyorum. Olur da bir gün bir sebepten te
3 yıldır evliyim. Eşimi seviyorum. Onun da bana olan sevgisinden şüphem yok. Ama bu evlilik olayı bana göre değilmiş. Izdırap oldu iyice. Her gün saçma sapan şeyler yüzünden tartışma. Ömrümden ömür gidiyor. Bir kapana kısıldım çıkamıyor gibi hissediyorum. Boğuluyorum. Olur da bir gün bir sebepten tekrar yalnız kalırsam sevgilim bile olsun istemiyorum.

Evli olanlar sizin evlilikleriniz Nasıl gidiyor. Sorun çıktığında ne yapıyorsunuz.

Dışarıdan gözle bakanlar ne dersiniz durumuma?
0
iason cape
(28.12.15)
Evlilikten evvel birlikte yasadiniz mi? Evlenince ne degisiyor? Evli degilim ama biryerlere varabiliriz böyle böyle konusarak galiba.
0
aynadakiyabanci
(28.12.15)
''Olur da bir gün bir sebepten tekrar yalnız kalırsam sevgilim bile olsun istemiyorum. ''

Bu çok ağır bir cümle ya, ne yaşadınız bu noktaya gelecek kadar? Üzüldüm açıkçası.
0
evridiki
(28.12.15)
bizde sorun çıktığında istisnasız eşimin ailesinden dolayı çıkıyor, hiç aksi bir şey olmadı şimdiye kadar. hiç konuşarak çözüme ulaştırabildiğimiz bir konu da olamadı bu hususta, biz de üzerine konuşmayı kestik. eşimle başka hiç bir problemim yok çok şükür, yalnızca bizi maddi yönden sömürmeye alışmış bir ailesi olduğu için çözümsüz bir kavgamız var. oluruna bırakıp gamsız olmayı seçtim. ben de para biriktirmeye uğraşmıyorum artık gideceği yer belli olduğu için. kazandığım parayı kendim yiyorum.
0
kakamelsokoban
(28.12.15)
kavgaların %90'ı incir çekirdeğini doldurmayacak meseleler. yok annen bunu dedi, yok düğünde şöyle yaptılar, kardeşin bunu dedi.

oturup sıkıntılarınızı karşılıklı birer kağıda yazın. sebepleri nedir tespit etmeye çalışın. aileler sıkıntı yapıyorsa, biraz uzağa taşınmak ve az görüşmek sıkıntıyı azaltır. Bu sıkıntıları çözüp öyle bir deneyin bakalım...
0
kartallar yuksek ucar
(28.12.15)
madem sorun tartışmayla ilgili o zaman onu düzelteceksiniz. sevgi emek ister, öyle kuru kuruya biz birbirimizi seviyoruzla ilişki yürümez.

tartışmak evliliğin olmazsa olmazı gibi bişey. aslında evlilik için olumlu da aynı zamanda. ama vırt zırt, olur olmaz şeyler için tartışıyorsanız altında yatan nedenleri araştırın.
bi şekilde başladınız alışkanlık oldu değiştirmeye yeltenmediniz mi acaba?
bir ihtimal de cinsel yaşamınızla ilgili sıkıntılarınız olabilir. genellikle olur olmaz tartışmaların altından başka bi konu çıkar ve o konu evliliklerde genellikle cinsel yaşamla ilgili olur. o konuyu da masaya yatırın bi.
(birbirinizin gözlerinin içine bakın. gözler canlı/ ışıl ışılsa sorun o konuda değildir.)

eski duyurularına baktım şimdi. bu sene başından beri evliliğinle ilgili sorgulama durumundasın. o zaman duyurunu görmemişim şimdi iki sorunu da birleştireceğim.

"Eskiyi çok Özler hale geldim, ailemi, arkadaşlarımı, grup görüşmelerinin aranan insanı Olmayı. Ama hepsi geride kaldı. Ben de kaybediyorum kendimi, ama beynim kabullenmiyor bir türlü."

kendini kaybediyor olmak konusu önemli. evlilikte hem erkekler hem kadınlar aynı hatayı yapıyorlar. sen sen olmaktan vazgeçmemelisin. evliliğin ikiniz için de geçerli olan kısmı birbirinize karşı sorumluluklarınız. bu kendinizden vazgeçmek değil ki. siz birbirinizi nasıl sevdiniz, yeni halinizle sevmediniz eski halinizle sevdiniz. değişim olacak bu normal, her insan süreç içinde değişiyor, değişmeli de zaten. yani değişim sizin kendi iradenizle, seçimlerinizle evli olmasanız da olacak olan değişim olmalı.
eşim ailemle mesafeli demişsin. kendince haklı nedenleri vardır yoktur bilemem. bu seni mutsuz ediyorsa eşinle bu konuyu konuşmanız lazım. bu durumun seni mutsuz ettiğini onun da bilmesi lazım. mutsuzluklarınızı içinizde yaşamayın, eşlerinizle paylaşın. çözümler üretin. o senin hangi nedenle mutsuz olduğunu bilmezse kendini düzeltme/ değiştirme şansı da olamaz.

eski arkadaşlarından uzaklaşman konusu:
karşı cinsle yakın arkadaşlıklar çoğu evlilik/ilişki için risk unsurudur, bu bir gerçek.
"sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum" denir mesela. evet, çok örnekler var böyle yuva bozan 3. kişilerle ilgili. bence kazın ayağı öyle değil, zira bunu yapan iki kişi.
eşlierin birbirine şunu diyebilmesi lazım: "etraf kötü ama sana güveniyorum". eşinin senin için cümleyi bu şekilde kurması gerektiğini/ kurabileceğini düşünüyorsan eşinle bu konuda konuşmalısın. arkadaşlık çevren senin kendini iyi hissetmeni sağlıyor, kendini gerçekleştirdiğin alanlardan biri. öyleyse vazgeçmek yerine gerekli ayarlamaları yapıp ilerlemek gerekiyor ki mutsuz olma. sen mutlu değilsen eşin de mutlu olamaz, aynı şey ikiniz için de geçerli.

her yazında eşinle sorunun olmadığını, birbirinizi sevdiğinizi yazmışsın. ne güzel.
her evliliğin kendine özgü dinamikleri var, dinamiklerinizi birlikte oluşturun. sen empati kurup onu mutlu etme yoluna gidiyorsun, belki o yöne bakamadı o anda ya da bakamıyor. sessiz kalmakla eşinin hata yapmasına izin vermiş oluyorsun.
konuşun siz. birbirinize kendinizi ifade edin, birlikte çözümler arayın. bazen hatalı çözümler üreteceksiniz, onları düzelteceksiniz, bazen çözüm kendiliğinden gelecek... evlilik ilerledikçe daha çok kendiliğinden gelecek.

tek yapmanız gereken; "ben kalarak biz olabilmek". evliliğin sırrı, anahtarı, püf noktası, herbişeyi bu.

(56 yaş, kadın, 35 yıllık evlilik)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
nişanlıyım, birlikte yaşıyoruz.
saçma sapan dediğiniz şeyler nedir? tartışmaların kaynağını bulmak gerekiyor önce.
boğulduğunuzu hissediyorsanız bunu eşinize makul şekilde söyleyin. arada kendi başınıza zaman geçirmek istediğinizi anlatın. yapmaktan keyif aldığınız bişeyler yapın yalnız başınıza. her ne olursa.
evlilik bir yaşam biçimi değil, biriyle hayatı paylaşmanız tamamen değişmesini gerektirmez. belli sorumluluklar dışında siz yine siz olmalısınız.
evde ayrı bir oda var mı, varsa orayı güzelce hobi odası gibi döşeyin. her ikinizin de sevdiği şeyler alın. tv, oyun konsolu, okuma koltuğu gibi. burası özel alanınız olsun, herkese yalnızlık biraz lazımdır.
0
vecihi ile fikret
(28.12.15)
burda terapist moduna girip "sevgi emek ister" falan filan gibi anlamsız, olgusal karşılığı olmayan ahlaki önermelerle zırvalayan insanları lütfen ciddiye almayın. onlar daha sizin zihninizde ne olup bitiyor, farkında bile değiller. hiçbir fikirleri yok.

evlilik, bağlılık, bazı insanlara göre değildir. zihni özgür olduğunda mutlu olan, şüpheci, kısıtlamalara katlanamayan insanlar oluyor bunlar. siz de belli ki onlardan birisiniz. bundan emin olmak için birkaç sene daha eziyete katlanmaya gerek yok. zaten farkındasınızdır. farkına varmanız gereken esas şey, dünyaya bir kez geldiğimiz ve gün geçtikçe ölüme yaklaşıyor olduğumuz. hal böyleyken insanın kasıtlı zamanını istemediği şeyleri yaparak, özverilerle geçirmesi kadar saçma bir şey olamaz. kabul görmüş ahlaki normlara göre sizi robotik tekrarlamalarla yargılamaya çalışan ve "yuva yıkıcı" olarak yaftalayanlardan uzak durun. burda daha önemli bir yıkım söz konusu: bir insanın aklı ve ruhu.
0
fleur du mal
(28.12.15)
kısıtlı*
0
fleur du mal
(28.12.15)
ayrılmak ya da devam etmek senin tercihin. ömründen ömür gidiyorsa, dediğin kadar ağır geliyorsa evlilik, çocuğunuz da yoksa neden kendine bu işkenceyi yapıyorsun o zaman.

sorun çıktığında, ki genellikle çıkıyor, eşime uyuyorum. zaten sorun çıkartan taraf farklı bir şeyleri önererek genellikle ben olduğum için vazgeçtiğimde ortada bir şey de kalmıyor.

diğer sen böyle dedin/şöyle yaptın durumları da herkeste oluyordur, çok ince düşünmemek gerek.
0
sayns
(28.12.15)
3 yıllık evliyim ben de, sevgimiz ve refahımız gittikçe artıyor. Zaten iyi başladı, artık ilk başlarda az da olsa var olan kavgalar rahatsızlıklar da bitti. Ikimiz de evden çalışıyoruz, 24 saat beraberiz hem haftaiçi hem haftasonu. Çoğu insan için kabus olacak bir kavram bu. Hatta kuşadası'na taşınalım pasa tatil modunda gezelim planları yapıyoruz.

ama bu "doğru kişiyi bulmak" ile alakalı olduğu kadar "uyumlu insan olmak"la da alakalı. Ben şu anki eşimden çok daha gıcık birisiyle de geçinebilecek kadar uyumluyum. Eşim ise özgür kadın modundaydı benden önce. Kendi gibi birisiyle evlense 1 ay dayanamazdı. Ben onu da uyumlu hale getirdim. Evde resmen hiç kavga tartışma çıkmaz oldu, tüm işler ve eğlenceler ortak hale geldi.

eğer siz ilk yıllarda birbirinize uyum sağlamak yerine üstünlük kurmaya çalıştıysanız, ki kavga dediğin şey üstünlük kurmaya çalışmaktır, ve durumunuz iyiye gitmiyorsa, daha toparlanmaz. En az bir tarafın mülayim olması, diğer tarafın da bundan faydalanacak değil bunu takdir edecek kadar zeki olması lazım.

yani bir sonraki ilişkinde üstünlük taslamaya çalışma. Ben mülayim taraf olarak hatunu istediğim her şeye alıştırdım. Evlenmeden önce nasıl yaşıyorsam yine öyle yaşıyorum. Uyku düzeni bile bana uydu onun, ve çok mutlu. Annesinin yanına gittiğinde bile beni özleyip erkenden geliyor geri.

bu aşamaya gelmek için birçok kavgayı es geçtik zamanında. Kızdığın konular unutuluyor, kızgınlıklar hatırlanıyor. Ters bir şey yaparsa ama kavga cıkarmazsan ileride sen de o da hatırlamazsınız. İçine atıp biriktir demiyorum, birkaç saat sessizce küsüp kendi kızgınlığını yenmekten bahsediyorum.
0
harzem
(28.12.15)
@fleur du ma'ın yaptığı gibi "onu dinleme beni dinle" diyecek değilim.

şu noktayı açıklamam gerekti:
"eski duyurularını okudum" dediğim bölümden önceki yazdıklarım eski duyurularını okumadan önce yazdıklarımdı. onları bilerek silmedim.

gönül işleri soruları cevaplaması en zor sorular. kişileri hiç tanımadan, onların hayata bakışlarını, beklentilerini, geçmişten gelen izlerini bilmeden, ilişkinin dinamiklerini bilmeden cevaplıyoruz. soruyu soranın durumu açık ve doğru anlatmasıyla cevapların sağlıklı olma olasılığı artıyor.
ben bu tür soruları cevaplamanın cevaplayana sorumluluk yüklediğini düşünüyorum. cevabım belki hiç sana veya duruma uygun da olmayabilir bir yerlerden bir şeyler yakalamış ve kendi deneyimlerimi katarak önerilerde bulunmuş olabilirim. benim deneyimlerimin senin için geçerli olmama olasılığı da var..
kısaca, bu ndenle bu tür sorular cevaplamaktan kaçındığım sorular oluyor.

@fleur du mal, sevgi emek ister. diğer her şey gibi.
iason cape "evlilik bana göre değil " diyebilecek biri. öyle olsaydı baştan bu kararı vermezdi değil mi? biraz dikkatli bakarsan konu hakkında sıkıntılarını yazdığı duyurularını görürsün, kapanda gibiyim diyor. çözüm arıyor, çözüm arayışının hepsinde eşini sevdiğini, sıkıntısının olmadığını yazıyor. evliliğinde ters giden şeylerden rahatsız olmakla evliliğin o kişiye göre olmamasını ayırabilmek lazım.

diğer her konuda olduğu gibi sevgi de emek ister. birinin zihninde ne olup olmadığını anlayabilmek de emek ister.
(bir insanı zırvalamakla itham edebilmek için ne gerektiğini ben yazmayayım, burayı okuyanların takdirine bırakayım)

"evlilik, bağlılık, bazı insanlara göre değildir. zihni özgür olduğunda mutlu olan, şüpheci, kısıtlamalara katlanamayan insanlar oluyor bunlar. siz de belli ki onlardan birisiniz." demişsin.
ben senin gibi düşünüyor olsaydım (bu konuda haklı da olabilirsin) düşüncemi şöyle ifade ederdim, "siz de belki onlardan birisiniz"
çünkü düşünce başlığına yazdığın gibi bazı düşüncelerin sistemleşme aşaması aldığımız iletilerin yargı belirtmesi ile yakından ilintilidir.
nacizane.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
evlilik ve aile teraspistine gidin acilinden. bazen tek başına aşamazsınız problemleri. yardımla çözersiniz. en azından karar verirsiniz tamam mı devam mı diye. hayatı zindan etmeyin birbirinize.
0
durali
(28.12.15)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret

ilk yazdığınız cevabın tamamını okumamıştım. üslubumun kusuruna bakmayın lütfen. biraz heyecan, umursamazlık ve toyluk kaynaklı olarak zaman zaman kaba bir üsluba kayabiliyorum. eğer yazdığınız doğruysa benden 36 yaş büyüksünüz, o yüzden susuyorum. sizin de beni ciddiye almanıza gerek yok bu durumda.
0
fleur du mal
(28.12.15)
seni ciddiye alıyorum fleur du mal. öyle olmasaydı cevap yazmazdım:)
yaşım hakkında yazdığım doğru, yaşım nedeniyle ayrı muamele istemem ama :)

yazımı sonuna kadar okumadığını tahmin etmiştim. baştaki yazıyı öyle bıraklmakla ben de yanlış anlaşılmayı göze almış oldum bi yandan. yazı uzamasın diye mi düşündüm ne düşündüysem o anda "işte fazla bilgi olmayınca böyle yazmıştım, sonra şunları yazdım" filan gibi açıklamalar da getirmedim.

üslupla ilgili orson abiyi anıp kaçayım ben;

"ı know what is to be young" :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.12.15)
çok klişe belki ama,
sevginiz var ise (ki var anladığım kadarıyla)
saygınızı henüz yitirmediyseniz
ve birbirinizin güvenini sarsacak ağır bir şey yapmadıysanız her ilişki kurtulur bence.

birlikte baş başa bi tatile mi gitseniz?
ve bi de terapist öneririm...
0
whatyougetiswhatyoudid
(28.12.15)
eminim çok sık duymuşsundur bunu, evlilik denge meselesi. gerçi hayatta pek çok şey denge meselesi. sorunsuz evlilik yoktur. biraz da bu insanın tabiatında var, kimisinin hayatı özgür ve dolu dolu yaşamak istiyor, kimisi de az insan öz insan. bu biraz huy-karakter meselesi. bence şunu yap, problemleri büyütmeden tek tek çözebilmenin yoluna git. evlilik yürümüyor ya diyip, hemen bitirebilinecek kadar kolay olmamalı.
0
gokhan atestepe
(29.12.15)
Dün gece bu yazıyı yazdım. Epey bekledim cevap gelir diye. Ama gelmedi yattım uyudum ben de. Şimdi tekrar kontrol ettim. Mesajları görünce çok şaşırdım.

Hepinize tek tek çok teşekkür ederim. İlginizden ötürü çok duygulandım. Aklımda kaldığı kadarıyla bazı şeyleri cevaplamak istiyorum.

Sabit bir mesaim yok. Ara ara şehir ve ülke dışına çıkma durumlarım oluyor ama kısa süreli kalıyorum. Şu zamana kadar maksimum 1 hafta olmuştur. Onun dışında kalan Zaman'larda da eşime yeterinden bile çok Zaman ayırıyorum. İsteklerine saygı duyuyorum. Ve birlikte olduğumuz zamanları kaliteli geçirmeye çalışıyorum.

Tatil konusuna gelince eşimle sürekli tatile çıkıyoruz. Şimdi de yılbaşı için yine yurtdışına çıkacağız. Baş başa kalma konusunda sıkıntı yok.

Tartışmalar esnasında çok fevri davranıyor. 10 puanlık bir tartışmada 100 puanlık tepki veriyor. Kendisinin verdiği aşırı tepkiler beni çok yaralıyor. O kadar yaralıyor ki tepki dahi veremiyorum. En son tartışmamızda terapiste gitmeyi teklif ettim ama hiç oralı olmadı. Sakinleşince de geldi özür diledi.

İkimiz de bu evlilik olayının başlangıcında çok uğraştık. Farklı ülkelerden süreci yönettik. Onun ailesine karşı en ufak bir saygısızlığım olmadı. Beni kendi öz çocukları gibi severler.

Bir yanım diyor ki yeter artık kurtul bu durumdan. Diğer yanım da bu yuvayı zor kurduk kolay dağıtmayalım. Bir de Türk tipi ilişki yaşıyoruz. Ayrılmak istediğimde olayda ne yaşandığına bakılmaksızın her 2 aile de beni suçlayacak. Şu an sırf içimde yaşadığım bu sıkıntılar yüzünden çocuk yapmak istemiyorum. Eşim dahil soranlara maddi şeyleri sebep gösteriyorum. Ondan dolayı da üstümde inanılmaz baskı var.

İşler çok karışık anlayacağınız. Bir kedinin ip yumağına saplandım. Bakalım iplerimi kim çözecek
0
🌸iason cape
(29.12.15)
erkekler kendilerini daha zor ifade ediyorlar. sizin de bu ruh haliniz, bu kapana kısılmışlık hissi biraz bu yüzden sanırım. zehrinizi akıtmıyorsunuz.
daha net ve daha kesin olmalısınız. eşinize açık açık sizi üzdüğünü, tepkilerinden rahatsız olduğunuzu söyleyin. kendisini düzeltmesi gerekiyor. sizi kaybetme riski olduğunu hissettirin. tek taraflı dinledik ama anlattığınız kadarıyla eşiniz evliliğin birinci kuralını ihlal ediyor, yani düzgün iletişim kurmuyor. kırıp döküp özür dilemekle evlilik yürümez.
kendinizi çözümsüzlüğe mahkum etmeyin. eğer bütün hikaye buysa sorun sizde değil. eşinizle konuşun, ültimatomu verin ve artık bundan sonra o endişe etsin, çözüm arasın. tek başınıza yaşamıyorsunuz bu evliliği, karşı taraftan kaynaklı sıkıntıları çözmeniz de zaten imkansız.
eşiniz durumun vahametinin farkında olmayabilir, kendisini ciddiyetle uyarın ve sözünüzün ardında durun. sizi tekrar kırarsa sert şekilde duvarı çekin. kendine gelmesi gerekiyor. bu süreçte de kendinizi asla üzmeyin ve yıpratmayın. evliliği ayakta tutan tek başına sevgi değildir, eş dost aile hiç değildir. evlilik sevgi, saygı, güven, sosyal çevre ve statü, maddi ve manevi her şey ile bir bütündür. olmuyorsa da olmuyor demektir, ucunda ölüm yok.
kolay gelsin.
0
vecihi ile fikret
(29.12.15)
(16)

her şeye ağlıyorum, yardım :(

matilda
ya ben her şeye ama her şeye ağlıyorum. 2 saniye yetiyo ağlamam için. yolda yaşlı amca görürüm dilenen ağlarım, aç hasta hayvan görürüm ağlarım, hiç tanımadığım bi bebeğin ölüm haberini görürüm ağlarım, mutlu olunca da mutluluktan ağlıyorum. biri ağlayınca biri ağladı diye ağlıyorum. gözümde yaş kal
ya ben her şeye ama her şeye ağlıyorum. 2 saniye yetiyo ağlamam için. yolda yaşlı amca görürüm dilenen ağlarım, aç hasta hayvan görürüm ağlarım, hiç tanımadığım bi bebeğin ölüm haberini görürüm ağlarım, mutlu olunca da mutluluktan ağlıyorum. biri ağlayınca biri ağladı diye ağlıyorum. gözümde yaş kalmayacak. ve böyle çoraplarımı çıkartınca yalnız kalmasınlar diye ayrı ayrı koyamıyorum falan. ne biliyim salak salak şeyler yapıyorum. tamam, vicdansız kötü bi insan olmaktansa her gün ağlarım da bu da çok fazla. bi de tutamıyorum zaman mekan farketmiyo. minibüste, otobüste ağlıyorum. nasıl geçecek bu ağlaklık. genç yaşımda ciğer solmasından ölücem :(
0
matilda
(28.12.15)
ağlamak güzeldir, kendinizi rahatlatırsınız :)

belki de kafanızda bir şeyler var sizin haberiniz olmayan, sizi o üzüyordur.
0
noluyor
(28.12.15)
Ekşisözlük beraber ağlanabilecek yazar listesine kaydınızı alıyorum :) bende çok ağlıyorum. Ağladıkça mutlu oluyorum ama. Tuhaf
0
grafite
(28.12.15)
duygusuz vicdansız odun (ki çokca var etrafta) olmaktan iyidir.

www.youtube.com
:)
0
titiraprap
(28.12.15)
30 yıldır ağlıyorum, ölmedim daha.
0
devilred
(28.12.15)
çoraplara kadar iyiydi de çorap konusu sıkıntılı...
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(28.12.15)
ağlamak anormal değil. ama çıkarılan çorapların yalnızlık çekmemesi için bir araya getirilme çabası anormal. bence uzman görüşü almakta fayda var bu durumda.
0
icim urperiyor
(28.12.15)
ne zamandır, ne kadar sıklıkla olduğu önemli.
0
Absinthe75c
(28.12.15)
sesli güldürdün beni. benim çoraplarımı görsen kahrolursun herhalde :)
0
yorke
(28.12.15)
ya çorap mevzusu hep olan bişey değil şimdi deli matilda yapmayın beni ama arada olmuyo da değil :D
0
🌸matilda
(28.12.15)
göz pınarlarından fışkıran şey yaş değil östrojen.
0
kargn
(28.12.15)
Ben de mesela tişörtü çıkarıyorum diyelim. Tişört tam göbeğimden sıyrılıyor yani göbek ile tişört ayrılmaya başlıyor ya hani, o an hüngür hüngür ağlıyordum. sebebini bilmiyordum, meğer matilda sendromu yaşıyormuşum. teşekkürler matilda...
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(28.12.15)
(bkz: ağlama melis)
0
bigbadabum
(28.12.15)
Hormones
0
[silinmiş]
(28.12.15)
Sevimli misin nesin?
0
arnold schwarzeneger
(28.12.15)
ya birak agla daha ne istiyorsun, duygularini bosaltiyorsun. asiri guzel bisi bu! ben cok zorlasam da aglayamiyorum ama icime bastirdigim cok sey var. aglayabilsem hafifliycem.
0
superfluid
(08.09.16)
Sevinince de ağlıyorsun, çok ağlıyorsun ve tutamıyorsun. Ben de bir dönem yaşamıştım bunu. Rahatsız olmakta haklısın. İş görüşmesinin orta yerine gözlerimin dolduğunu biliyorum. Dıdının dıdısının nikahında şapır şupur ağladığımı biliyorum. Zeman mekan tanımaması hiç hoş değil, çözmek lazım.

- Önce hormonlarına baktır bi. Çok fazla ağlamanın nedeni hormonal olabilir.
- Duygusal veya düşünsel hassasiyet geliştirince de ağlama olabiliyor veya duygusal tepkilerinde ayarlama yapman gerekiyor olabilir ikinci olarak bi psikolg görse iyi olur.
- Empati yeteneğin fazla gelişmiş olabilir. Nörolojinin konusuna giriyor ama çözüyorlar mı bilmiyorum.
- Alışkanlık edinmiş olabilirsin. Çocukluktan beri böyleysen veya yakın çevrende ağlayan biri varsa...

Duyarlısın bu belli. Birileri içiin üzülüyorsun. Ağlamakla onlara yardımcı olamıyoruz biliyorsun. Bi işin ucundan tutarsan elinden geleni yapmaya çalışırsan hem kendini daha iyi hissedersin hem de üzüldüğün insanlara faydalı olabilirsin.
Mesela; işaret dli öğrenebilirsin, görme engelliler için kitap seslendirebilirsin, barınaklardaki çalışmalara katkıda bulunabilirsin, huzur evlerine gidip yaşlılarla sohpet edebilirsin, zihinsel engelli çocuklarla yapılan çalışmalara katılabilirsin, hastanelerin onkoloji bölümlerinde bazı çalışmalar oluyor çocuklar için katkı sağlayabilirsin, yetişkin okur yazarlığı öğretmeni olabilirsin, derneklerin burs komisyonları oluyor, eğitime katkı çalışmaları oluyor...
Sana hangisi uyuyorsa seç beğen al, yapılabilecek ço şey var :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.09.16)
(18)

piyango bileti aldiniz mi almadiysaniz neden(bonus soru icerde)

floydian
Cikarsa hayallerinizi paylassaniza.
Cikarsa hayallerinizi paylassaniza.
0
floydian
(27.12.15)
Aldım, çünkü ailecek heyecanımız o. Her sene "Ya çıkarsa, bakalım çıkacak mı" deyip, çekiliş sonuçlarına bakıp "Uff, çıkmadı. Hadi suyunu sıkıp içelim" demeyi seviyorum. Eğlendirici bir gelenek daha çok, bayram baklavası gibi bir şey. Çıkarsa kısmı için kesin bir hayalim yok. En fazla işe yakın ev, daha sık ve fazla gezme, yatırım falan gibi şeyler olur.
0
aychovsky
(27.12.15)
annemin parasını ben vericem demesiyle aldım bi çeyrek bilet :P
az bişey çıkarsa kenarda durur genel olarak daha çok harcamaya başlarım normal hayatımda. baya çok çıkarsa okulun dibinde ev alırım herhalde :D
0
ghilleinthemist
(27.12.15)
Ben unuttum yine ya yarin alayim
0
condom kurşunu
(27.12.15)
erkek arkadaşımla her yıl bir tane piyango bileti almak gelenek haline geldi. o yüzden bu yıl da bir tane aldık. bir de ne zaman taksim'e gitsek bir tane kazıkazan hakkı tanıyoruz kendimize. çoluğun çocuğun rızkını kumara yatırmak bir alışkanlık oldu. eğer olur da büyük bir şeyler kazanırsak bankaya verip faizini yemeyi düşünüyoruz^^
0
ruhen hastayim ben
(27.12.15)
Hayır almadım, dini yönden.
0
ssiradanbirigibi
(27.12.15)
almadım, çekilişlerin hilesiz olduğuna inanmıyorum.
0
shedracon
(27.12.15)
almadim. cunku bana cikacagina ihtimal vermiyorum. yillardir da almiyorum. 10-15 sene once alirdim ama.
0
exlibris
(27.12.15)
henüz almadım. o heyecan yok bu sene bende, canım istemio gibi galiba almıcam.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.15)
azılı bir kumarbaz olarak piyango işlerine senede bir, bilemedin iki kez girişirim. bu sene almadım. geçen sene almıştım. ikramiye ne kadardı hatırlamıyorum ama düsseldorf'a yerleşecektim, öyle bi planım vardı. yalan olmasın ama şehir içinde böyle 2-3 katlı kocaman villa 950 bin euro muydu neydi. üzerine araba parası da kalıyordu. kalanıyla da ne yapardım bilmiyorum, pek düşünmedim.
0
der meister
(27.12.15)
Hayatim boyunca hic almadim, bu yil da gelenegi bozmadim.
0
fotrsapka
(27.12.15)
almadım, çıkacağına dair heyecanım yok ve parama kıyamadım. ufak tefek bi meblağ çıkarsa onu tahsil etmek eziyet. piyango bayisi bulacan da uhuu.
0
wilhelmwasmuss
(27.12.15)
son günü bekliyorum ya, araması heycanlı oluyo
0
her giriste sifresini unutan adam
(27.12.15)
Aldım, hileli olduğuna ben de inanıyorum ama adamlar hile yaparken yanlışlıkla ucundan kıyısından birşeyler de bize çıkar mı diye ümitlenmeden edemiyorum. :)
Çıkarsa bahara ertelediğim istifamı anında veririm, paranın bir kısmını Lösev'e hibe ederim (helal olmayanı helalleştirme yönünde bir çaba), ufak nefes körletecek bir miktarı elime alır, geri kalanı da bankaya atarım vadeli hesap mesap birşeyler.
Kendi işimi kurmak istiyorum, para bankada büyürken elimdekiyle araştırma-eğitim öğretim işlerine girerim, çevremi sevindiririm falan. Biraz palazlandığımı hissedince de güzel bir yerden arsa alır olaylara girişirim...
Ha bu arada, kimseye de para çıktı falan demem. Nolur nolmaz.
Hayali bile güzel geldi ya. :) Keşke çıksa.
0
ihan
(27.12.15)
aldım 2 tane.

çıkarsa gerçekleştireceğim bi hayalim yok sanırım. köpürtmeli tekneler falan, anlayamayacağınız bi durum yok. ev araba vs bunların modelleri yükseltilir sanırım. mustang alırdım belki kendime bi tane :3
0
shotgunwoman
(27.12.15)
her şeyden önce en büyük ve diğer hayallerimi gerçekleştirmem için öncelikle gereken tek hayalim (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek )
0
ucan spagetticanavari
(27.12.15)
2 adet aldım. çıkmayacak tabi ki. hileli olduğuna kesinlikle eminim.
ama çıkarsa bir kere şuraya yardım ederim, buraya ederim demiyorum.
hiç bir yere yardım falan etmem. kimseye de zırnık koklatmam.
valideyle pedere oturdukları evi alır sırra kadem basarım.
100 yıllık klişeyi canlandırıp sahil kasabasına yerleşirim heralde.

insanları sevmiyorum ben bak şimdi farkettim.
0
etsiz cig kofte olmaz
(29.12.15)
almadım, almayı düşünmüyorum, zengin olmak gibi bir niyetim yok.
0
bartholomew87
(29.12.15)
3642531

Büyük ikramiye çıkarsa yılbaşından önce bu duyuruya yazanları görürüm. :)

Büyük ikramiye çıkarsa birinci derece akrabaların borcunu falan kapatıp alır başımı giderim. Dünyayı gezerim. Ohh süper.
0
yirmisantim
(29.12.15)
(2)

Banyodan su damlıyor kimse iplemiyor

materyalist imam
Duşakabinin üstünden su damlıyor. Üst dairenin duşakabininden, borunun kenarından geliyor su baktım. Üst komşuyla çıktım konuştum, aradı yarın akşam gelcek tesisatçılar dedi gelen giden olmadı. tekrar çıktım konuştum ben de bilmiyorum vs dedi, birkaç kez daha gittim üstüne tamam aricam bi daha vs di
Duşakabinin üstünden su damlıyor. Üst dairenin duşakabininden, borunun kenarından geliyor su baktım. Üst komşuyla çıktım konuştum, aradı yarın akşam gelcek tesisatçılar dedi gelen giden olmadı. tekrar çıktım konuştum ben de bilmiyorum vs dedi, birkaç kez daha gittim üstüne tamam aricam bi daha vs diyor.

İlk emlakçımı aramıştım, o da üst komşuyla bi görüş ben de mutahite haber vercem dedi ordan da ses çıkmadı.

Ben kime şikayet edebilirim? Sorun kesinlikle üst daireden kaynaklı.
0
materyalist imam
(27.12.15)
Komsunuz kiraciysa komsunuzun ev sahibi ile görüşebilirsiniz.
0
vampir akrep
(27.12.15)
Bu tür şikayetler belediyeye yapılıyor. Üst katınızın mülk sahibine son bir kez daha hatırlatın, tarih verin, verdiğiniz tarihe kadar yapılmazsa şikayetiniz yapın. Belediye gelip tutanak tutuyor ve süre veriyor, yine de yapılmazsa ne yapıyorlar tam bilmiyorum. dava açılmaz da para cezası kesiliyordur sanırım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.15)
(16)

3 d yazıcı ile organ üretilmesi hakkında

hayat aklini konusacak bir filozof uret
ne düşünüyorsunuz? bu işin ahlaki, etik, dini ve ekonomik boyutları pek yakında gündemi oluşturacak belli ki. ben şimdilik islamiyetin yaklaşımını merak ediyorum. mezhepler organ üretilmesine nasıl bakıyorlar ya da bakarlar acaba? sizce bizde durum nasıl olacak? kabul edecek miyiz, Allah'ın işine k
ne düşünüyorsunuz?
bu işin ahlaki, etik, dini ve ekonomik boyutları pek yakında gündemi oluşturacak belli ki. ben şimdilik islamiyetin yaklaşımını merak ediyorum.
mezhepler organ üretilmesine nasıl bakıyorlar ya da bakarlar acaba?
sizce bizde durum nasıl olacak? kabul edecek miyiz, Allah'ın işine karışmak filan mı diyeceğiz?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.15)
tabii ki allah'in isine karismak diyeceksiniz :) bu soruyu hakaret kabul ettim bak. lutfen.
0
bohr atom modeli
(27.12.15)
etik-ahlaki bi sıkıntısı yok ki? Ada filmindeki gibi (---spoiler---) klonlar yaratıp onları öldürüp alsak sıkıntı olur ama direkt bizim dna'mızdan organ falan üreteceklerse süper işte.

ha etik boyutu şu olur, başta çok pahalı olur sadece çok zenginler yaptırabilir, git gide ucuzlar halka iner. Başlangıçta "fakirlerin yaşam hakkı yok mu" gibi tartışmalar olabilir.

edit: din adamları da başta günah şirk vs her şeyi derler sonra aslında o kadar da kötü değil dünya buraya gidiyor derler, demek zorundalar.
0
rodriguez2
(27.12.15)
ya gene küfürlü diye silecekler ama yemişim etiğini ahlakını islamiyetin bakışını adamı iyileştirebiliyorsan iyileştir kulak yapabiliyorsan yap burun yapabiliyorsan yap kemik yapabiliyorsan yap kardeşim kim takar dinin yaklaşımını zerre kadar umurumda olmaz.


çok küfürlü yazacaktım sansürledim gömdüm küfürleri.
0
basond
(27.12.15)
böyle birşey gerçekleşirse dini yönden yetkililer açıklama yapar. sadece islam değil, musevi ve hristiyan din adamları da açıklama yapar. gerisi inananlara kalmıştır. yehova şahitlerinde kan transferi yasak. en.wikipedia.org bu adamın kendi dini inancı yani. zorla kan veremezsin. amerikada böyle birşey olsa heralde o doktora dava açarlar.
3d organ üretmekten bahsediyorsun da hayvan vücudunda insan organı üretmeyle ilgili birşey seyretmiştim. hemde domuz vücudunda üretiliyordu. buna islam ve musevilikte mutlaka karşı çıkan olacaktır. bir de kalp kapakçığı için domuz ya da danadan alınan bir alternatif kapakçık vardı.

bu arada şunu da ekleyeyim. islama inanıyorum, rahatsızlığımı tamamen geçirecek hatta geri çevirebilecek bir tedavi bulunsa ve domuzdan ya da başka bir hayvandan üretilmiş/elde edilmiş olsa, büyük ihtimalle kabul ederdim.
0
sutlu nescafe
(27.12.15)
Çekilin PARADOX var.

''Sen organ üretebiliyorsan zaten müslüman değilsindir büyük ihtimalle, müslümansan da organ üretemezsin...''

Hangi müslüman ülkenin öyle bir gücü var.. Öyle bir bilimi var?

Geç bunlarıııı.. dım dım dım dım ...
0
anonymice
(27.12.15)
din böyle bir şeye organ bağışından daha çok cevaz verir. inşallah sağlıklı organlar üretilir de kimse organ yetersizliğinden ölmez.
0
mesgul ve huzursuz
(27.12.15)
Abi "Allah yarattı" dedikleri organların bağışına bile kötü bakanlar var. Kafa yapıları sevap-günah ikileminde çalışıyor. Organı bağışlayan kişinin günahları da otomatikman geçer diyenler bile var.

Daha kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor İslamcıların bu konularda. Bir reform lazım.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(27.12.15)
3d değil de hayvanlarda üretim olursa tüm dinler sorun olmaz dese bile veganlar, vejeteryanlar, hayvan hakları savunucuları arıza çıkartır.
0
sutlu nescafe
(27.12.15)
organ nakli caizken yapay organın nakli konusunda sıkıntı olacağını sanmıyorum. ancak ilaç tedavisini bile reddeden radikaller karşı çıkabilir, o da kabul görecek bir yaklaşım değil. kuran'da da aksi geçmediği için elbette kabul edeceğiz. 'ilim çin'de olsa gidip alınız.', alacağız. zaten sebepler dünyasında insanların herhangi bir şekilde Allah'ın işine karışma kudreti yok. insan sebepsiz bir sonuca ulaşamaz.
0
icim urperiyor
(27.12.15)
Hali hazırda kalp pili kullanılıyor, damarlara stent takılıyor, protez kol-bacak kullanılıyor ve kimse dini açıdan bunları yapamazsınız demiyor. Üretilecek organın teknik olarak yukardakilerden hicbir farkı yok sadece daha gelişmiş. Ilkelligi savunacak bir din olduğunu da sanmıyorum.
0
cezm
(27.12.15)
Islami acidan hicbir sikinti yok. Var diyen sacmaliyordur. Hayir islamiyetle iliskidirmenin anlami nedir onu da anlamadim. Disinize dolgu yaptirirken islami acidan dusunuyor musunuz? Islamiyetle uzaktan yakindan akasi yok, isin islami acidan degerlendirilecek bir boyutu yok. Soru da biraz anlamsiz.

Ahlaki, etik aciya gelince ayni sekilde hicbir sorun yok. Gundemi olusturacagini da hic mi hic sanmiyorum.
0
stavro
(27.12.15)
mezhepler ya da din alimleri buna cevap veremez. verse de sakız orucu bozar mı'dan ileri gitmez. ve bu yorumu yapan kişinin şahsi görüşüdür. bu kadar mezhep kavgası da hep bu yetkisiz yetkililerin sallamalarından kaynaklanmaktadır. din= allah'ın yazdıkları+peygamberin söyledikleri. gerisi fasa fiso.
0
optum kib bye
(27.12.15)
merhaba 3d printer ile uzuvların eksikliği gideriliyor henüz. el, ayak, dirsekten itibaren komple protez bile var. omuzlarından destekle harici bir iskelet giyen ufak bi kız var mesela ellerini sadece bu destekle kullanabiliyor ne diyeceksin kıza çıkar o aleti allah günah yazar mı diyeceksin? anca konuşur konuşur birbirlerini gazlarlar, kendi ihtiyaçları olursa "rabbim klivland" dedi falan der gider yararlanırlar. domuz kanı maymun böbreği içeriyor diye aşı yaptırtmayan adam var fırsatını bulsa deve sidiği içse içer yapay organ üretilse illa ki şeytan işi der niye demesin. ağlayan kütüğe inanan adam için laf mı?
0
libertine
(27.12.15)
kök hücre üretebiliyorlar şu an.

organ üretmek çok uzak değil bence. hatta emin çapa bir konuşmasında doğal yollardan ölen son nesiller olacağımızı falan söylemişti.

hatta biraz daha ileri gidersek, 3d yazıcıların, klon olayları vs için dünyanın sonunu getireceği söylentileri var.

dini açıdan bir sıkıntısı var mı bilmiyorum, din uzmanı değilim. ama eğer varsa mutlaka dillendirilecek ve baya tartışma yaşanacaktır muhtemelen. ama herhangi bir engel yaratacağını düşünmüyorum.
0
sabirstone
(27.12.15)
@ sabirstone'un dediğine katılıyorum. doğal yollardan ölmek tarihe karışacak gibi görünüyor. ortalama insan ömrü 20-30 yıldan nerelere geldi. daha da uzayacağı kesin. hatta ölemiyor sürekli yenilenebiliyor olmak da ihtimal dahilinde. mutlaka sınırlamalar getirilir ama insanoğlu bu... yani bilemiyorum tabii de gelecek kuşakları zorlu bir sınavın beklediği çok açık.

işin dünya nüfüsü, kaynakların paylaşımı vb boyutları da var. esas konuşulması gereken konular bunlar aslında. şimdi 3 çocuk yapın deyip tekstil vs. sektörlere kolaylıklar sağlanıyor. kabaca dünya ekonomisi için ucuz genç işgücü oluşturulmaya çalışılıyor. oysa bir elli yıl sonra hiç bir anlamı olmayacak girişimler bunlar. bir 50 yıl sonra yüksek teknoloji alanında iyi olmak lazım. 50 yılı bulmayacak belki de. adamlar uçağın ana gövde parçalarını bile yazıcıdan çıkarıyorlar. 7-8 ay önce biz seçim derdindeyken görme özürlü anne adayı için bebeğin ultrason görüntüsü yazıcıyla çıkarılıp annenin bebeğini görebilmesi sağlandı. benim torunlarım kıyafetlerini kendileri tasarlayıp akşamdan yazıcıya verip sabah giyip çıkacaklar. bizim zamanımızda " tüp tam misafir geleceği zaman biter"di, torunlarım zamanında "bio yazıcı da tam misafir geleceği zamanda arızalanır" olacak. bizim kasnakta 1 ayda yaptığımız nakışı şimdi nakış makineleri birkaç saatte yapıyor. şekli veriyorsun o kendi kendine renk renk her türlü tekniği kullanarak peçeteleri işliyor. aynı şeyin sofraya uygulandığını görür gibiyim. sabah çıkarken programı kuruyorsun, kutulardaki (ne diyeyim adına bilemedim) işlenmiş kimyasal malzemeleri koyuyorsun akşama yemekler hazır. hindi dolma, marul salatası, pattis kızartması, zeytinyağlı enginar çanağı, tatlı olarak da revani. tablo gibi sofra süslü püslü.

bundan böyle hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. bilimin geldiği noktayı benim yaşımda tam anlamıyla anlamak pek kolay değil, değişimi görebilmek daha kolay.

her şey değişecek. yaşam, algılar, felsefe... çünkü ekonomi değişecek. çünkü bilim inanılmaz bir aşama kaydetti ve teknoloji çağ atladı. biz ülke olarak farkında değiliz pek ama yüksek teknoloji inanılmaz şeyler sunuyor. daha da neler geliştirilecek kim bilir...

bizim şimdiden teknolojideki değişimleri görüp hazırlıklı olmamız lazım. ben öncelikle islamiyetin bakışını anlamak istedim çünkü yönetim olarak islami pencereden bakıyoruz, dünya ülkeleri ile ilişkilerimizi bu yönde de kuruyoruz.

dinle bilimin zıtlaşmasından endişeliyim. dinin bilime engel olmasından endişeliyim. eğitim sistemimize bakınca endişelerimin yersiz olmadığını görüyorum. oecd'nin pisa testlerini iyi irdelememiz lazım. en gerilerdeyiz ve ülke içinde %70'imiz en alt seviyede. dünya genelinde kız öğrencilerin başarı oranı erkeklerden fazla iken kızları saçma nedenlerle eve kapatmak değil daha çok okutmak gerekiyor. o kızlar geleceğin anneleri olup gelecek nesilleri şekillendirecekler.

yüksek teknoloji üreten firmalarımız bir elin parmakları kadar. firmalar kurulsa eleman bulamayacaklar. işi yapabilecek olanlar dışarıya kaçıyor. geri dönen de çay ocağı işletiyor...

gibi gibi konuların çokça konuşulması, tartışılması hakkımızda iyi olur. kapitalizm, sosyalizm tartışmalarının devri bitti artık. o bizim neslin işiydi, yaşandı ve bitti saygısızca. kapitalizm vahşi kapitalizmden marks'ın itelemesiyle, taylor elini kullanıp başka bir aşamaya yöneldi. kapitalist ötesi denilen ve yaşayarak görmekte olduğumuz bu dönem de artık gerilerde kalıyor.
bana göre şimdi veri işlemenin, işlenmiş verileri kullanabilmenin yani veri madenciliğinin ve yüksek teknolojiyi kullanabilenlerin devri başlıyor.
yakalarsak ne ala, yakalayamazsak 50 - 100 yıl sonraki başlıklarımız şimdiden pek farklı olmayacak. şikayet, ah vah...
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.12.15)
bilim çin'de de olsa gidip alınız. ayrıca islam müslümanın bilime önem vermesini istiyor zaten. genetikle oynamayın sikerim, ama matematik falan tabii ki uğraşın diye spesifize etmiyor. adamlar 3d mesane üretip naklini yaptılar bile. böbrekle uğraşıyorlar şimdi. olur da dedeniz ya da neneniz böbrek sıkıntısı çekerse gider 3d böbrek nakli yaptırırsınız. ondan sonra gelip ahlaki mi değil mi tartışırsınız. yerse tabi.
0
e a p
(27.12.15)
(12)

evinizin balkonuna bu tür bir kuş konsa tepkiniz ne olurdu

Sandman
soru linkte saklı http://data.whicdn.com/images/5403360/original.jpg
soru linkte saklı

data.whicdn.com
0
Sandman
(26.12.15)
ben korkardım valla çok korkunç. geldiği gibi gitmesini beklerdim bir şey yapmadan.
0
bol kepce
(26.12.15)
geçen kış dana kadar keklik konmuş. karşıdaki kahveci abiler soyledi, falanca amcanın kuşuymuş. perdenin arkasından silüetini görmem ürpermeme yetti. havluyla yakalayacakmişim! o amca kendi alsin dedim. amca da aslında dedeymiş, hareketleri filan yavaşti, kaçırdı hayvanı.

yalnız cinsinden kaynaklı büyükmüş, o dev cüsse balkonumdan adeta bir anka kuşu, bir toruk makto gibi bilinmezlige uçtu. keske korkmasaydim da ben tutsaydim. canim dede çok üzüldü
0
fallopian
(26.12.15)
arkadaşın balkonuna şahin yuva yaptı, yavrular büyüyene kadar balkonu kullanmadı, klimayı çalıştırmadı.

edit : benim balkonda da klima arkasına güvercinler yuva yapıyordu kaç senedir, klima ünitesini duvar dibinden taşımak zorunda kaldık, evde 2 kedi var, kazaya kurban gitmemeleri için strese giriyorduk.
0
kimlanbu
(26.12.15)
Korkarim ama izlerim kacirmadan ne degisik hayvan.
0
stevie
(26.12.15)
önce fotoğrafını çekerdim sonra google amcaya kuşun cinsini cibiliyetini sorardım.
doğal yaşam parkına ve kuş cennetine yakın mesafede oturuyorum. doğal yaşam parkından geldiyse diye yetkilileri bilgilendirmek üzere internet sitelerinden orada bu tür cins kuş olup olmadığına bakardım. varsa yetkilileri bilgilendirirdim.

arada onu ürkütmeden hala orada mı diye kontrol ederdim. ben bunları yapıp bitirene kadar muhtemelen o uçup giderdi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.12.15)
Buyur bi çay iç gadasını aldığım derdim. Karşılıklı oturup çay içerdik. Uzun yol hikayesi çoktur bunda.
0
bigbadabum
(26.12.15)
ben güvercinden bile ürperiyorum bi kere güvercin ölmüştü şöyle hisler yaşamıştım

www.uludagsozluk.com
0
her gece aç
(26.12.15)
iki kere kondu, ikisinde de aldım yetiştirdim, vatana millete hayırlı evlatlar haline getirdim.
0
anonymice
(26.12.15)
obarey o.o
olurdu.
0
six packsiz
(26.12.15)
Yemini suyunu verir salondaki antik heykellerin yanında yer ayarlar eşe dosta 2. abdulhamit döneminden kalma tarihi eser diye tanıtırdım.
0
citroender
(26.12.15)
beslemeye çalışırım. kedi maması falan atarım önüne, balık falan yiyodur zaten bu büyük ihtimal o gıdıyla. selfie yapayı da ihmal etmem.
0
hasmetizm 2046
(26.12.15)
ansızın post apokaliptik bir evrene geçiş yaptığımı düşünürüm.
0
fatal tragedy
(26.12.15)
(9)

alkol yuva bozmak üzere

hayat aklini konusacak bir filozof uret
genç çift bunlar. adam alkol bağımlısı. içmeyi de bilmiyor, karıştırıyormuş, kendini bilmez vaziyete geliyormuş. kadın çalışmıyor, çocuk yok. kadın annesinin evine gitmiş. dayak yok, alkol alınca abuk subuk konuşma, hakaret varmış. içeriğini tam bilemiyorum. adam çocuk olsun istemiş, kadın alkol
genç çift bunlar. adam alkol bağımlısı. içmeyi de bilmiyor, karıştırıyormuş, kendini bilmez vaziyete geliyormuş. kadın çalışmıyor, çocuk yok. kadın annesinin evine gitmiş.
dayak yok, alkol alınca abuk subuk konuşma, hakaret varmış. içeriğini tam bilemiyorum.
adam çocuk olsun istemiş, kadın alkol sorunu çözülmeden çocuk düşünemeyiz diyor. maaşını, takı tukuları adam barda harcıyormuş, nasıl güvenip çocuk doğurayım diyor. alkolün nedeni kadının çocuk yapmaması değil. anlaşırken de alkol nedeniyle sorunlar yaşamışlar. ayrılıp barıştılar filan. kadın evlenince huzur bulur bırakır umudundaydı. adamın ailesiyle ilgili sorunları var ondan içiyor filan diyordu.

kadın psikiyatriye, bağımlılık servislerine n'apabilirim" diye danıştım yardımcı olmadılar, kendi gelmesi lazım dediler diyor.

çok üzüldüm, birbirlerini seviyorlar. severek anlaşarak evlendiler, alkol olmadığı zaman gayet iyiler.
napılabilir? kadın ne gerekirse yaparım yuvamı kurtarmak için ama bu şekilde yaşayamam diyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
Kadın biraz sıkıntılıymış. "evlenince değişir" kafa yapısındaki insanlara saygı duymuyorum. Başlarına gelenleri hak ediyorlar bence. Bir de bu kafa ile çocuklarını, kardeşlerini evlendirenler var. Bu kafa yapısı ile evlendirilen erkekler ile evli kadınların %80'inin hayatı zehir oluyor.

Bu radikal yorumdan sonra konuya dönecek olursak o evlilikten hayır gelmez. Hazır çocuk da yokken ayrılsınlar güzel güzel. Kadının değil, erkeğin "ne gerekirse yaparım" demesi gerek. Çünkü alkol sorunu olan kişi erkek.
0
nawar
(23.12.15)
psikiyatristler hastanın kendisinin gelmesini istiyorlar, çünkü alkol bağımlılık tedavisi için servise yatırmak gerekiyor. psikoz değilse kimse kimseyi zorla hastaneye yatiramaz ya da kimseye zorla ilaç kullandiramaz. adamı bir şekilde ikna etmek lazım. kadını çok iyi anlıyorum, mümkün değil gibi gelecek bu. yalnız bazı ilaçlar var, alkol biraktirma ilacı diyince eczaneler el altından veriyor. alkol kullanırken o ilacı kullanmayı psikiyatristler önermiyor. evet, alkolle birlikte iken muazzam bir rahatsızlık ve kusma yapıyor ama onermediklerini biliyorum. eğer duyup da yemeklere o ilaçtan koyma gibi bir yola girerse diye uyarmak istedim.

icim rahat etmedi editi: aslında ikna aşaması için yöntem söyledim, çok gizli soylemisim. son care olarak güzel ve akılcı bir telkin ile bir iki bu ilaçtan kullanıp adamı huzursuz etmek denenebilir.
0
fallopian
(23.12.15)
adam psikiyatri servisine yatip doktor bagimliliktan kurtulmada istekli ve tedavisi iyiye gidiyor demeden kadin donmesin. cocuk sakin yapmasin yaziktir.

dedigim gibi servise yatmasi yeterli degil doktorun olumlu konusmasi lazim.
0
gomugomunoo
(23.12.15)
fallopian, o ilacı çocukluğumdan beri biliyorum. o ilaçla kocalarına içkiyi bıraktıranları da biliyorum. hele biri sabah kahvaltısında başlardı içmeye. anası o ilacı kullandı, adam bıraktı. ilacı alınca içki alırlarsa kötü oluyorlar, soluğu hastanede alanlar oldu.
ben onu öneremedim, başka biri için önerecektim internet var ya şimdi biraz araştırdıydım, tehlikeliymiş ölüm riski varmış.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
kadın evlenince huzur bulur bırakır umudundaydı. adamın ailesiyle ilgili sorunları var ondan içiyor filan diyordu. ----

bu cümle kadar gerzekçe bir şey duymadım.. sen onu öyle kabul etmişsin zaten..

erkekler için elde edince bitiyor hikaye.. başta sorsa bırakırım ağzıma sürmem falan derdi kesin.. yapacak bir şey yok..
0
pembe baytar
(23.12.15)
Ahh bu "evlenince duzelir" umudu ne hayatlar karartti ve karartiyor... Hicbir erkek evlenince adam falan olmaz. Nikahta keramet falan yoktur. Afedersiniz, bir adam kazma ise kazmadir, evlenince de kazmaliga devam eder. Yazik.
0
stavro
(24.12.15)
yeni bilgi;
kadın daha öncesinde güzel güzel konuşmuş, adam da bırakmak istiyormuş ama tedavi olamam demiş.
adam memur mu sözleşmeli mi öyle bişey. tedavi görmesi işine zarar verirmiş, bildiriyorlarmış galiba.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.12.15)
adamin tedaviye istekli olması çok güzel, yalnız konusulup anlasilsa doktorla, yatarak tedavi etmeseler bile en azinadan gündüz hastası olacak, her gün gidip gelecek. diğer türlü zaten olay bağımlılık tedavisi olamaz, bosuna kürek cekerler
0
fallopian
(24.12.15)
Haberler çok iyi :)) Çok sevindim, sizinle de paylaşayım istedim :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.01.16)
(10)

dünkü mevlid kandili

dahinnotha
merhaba,dün mevlid kandili idi. mevlid kandili bilindiği üzere hz islam peygamberinin doğum günü. yani bilindiği kadarı ile 12 rebiülevvel. ay takvim ile güneş takvimi arasındaki farka binaen, 12 reb.evvel her sene değişmekte. yani başka bir tabiri ile hz peygamberin doğum tarihi her sene değişiyor.
merhaba,
dün mevlid kandili idi. mevlid kandili bilindiği üzere hz islam peygamberinin doğum günü. yani bilindiği kadarı ile 12 rebiülevvel.

ay takvim ile güneş takvimi arasındaki farka binaen, 12 reb.evvel her sene değişmekte. yani başka bir tabiri ile hz peygamberin doğum tarihi her sene değişiyor. öyleyse dün gerçekten mevlid miydi?

bunun yanında bir de kutlu doğum haftası var. hz peygamberin doğduğu sanılan zaman, ihtilaflar olsa da genel kanı ile 20 Nisan. gerçek mevlid kandili o değil midir?

her sene 12 Reb.evvel yerine, 12 Rebevvel 571 yılına denk gelen günün kandil sayılması fikri islam araştırmalarınca ne derece kabul görüyor? zira islam araştırmacıları arasında mevlid kandiline şüphe ile yaklaşanlar da var imiş.
0
dahinnotha
(23.12.15)
konu hakkında net bilgim yok. fakat ayın 24'ü cezayir'de mevlid nedeniyle resmi tatil. dün kutlamadılar kandili.
0
powersurge
(23.12.15)
bence tarihin ne olduğundan çok bu tür kutlamaların islamın mantığına aykırı olup olmadığı konuşulmalı. adam bastonuyla putları devirdi (biri hariç) şimdi sakalının suyunu satıyorlar.
anılır, edilir, ama haftayı kutlu kılmak başka bir şey.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
hangisi daha gerçek, güneş mi yoksa ay takvimi mi?

"faydası olmayan ilimden sana sığınırım ya rab" deyip geçecen.
0
gloomystorm
(23.12.15)
sevgili hayat aklını konuşacak.... ve gloomystorm;

fikrimce putları deviren baston sahibi o adamın sakalının suyunun satılması, o adamın değil bu suyu satanların ve dahi o suya "tapanların" sorunu. doğum günü mevzusu için ise, bizim henüz anlamlandıramadığımız ya da bağlantı kuramadığımız önemli ilgiler olabilir. o gün evrende herkes için bir ışık yayılıyor olabilir. fikrim yanlış da olabilir. öyle bir şey oluyorsa bile 20 nisan değil, 12 rebülevveldir belki... bu olaylara astrolojik bile yaklaşılıyor olabilir.

ayrıca;
güneş sistemi diyorsak, bizim sistemimizdeki en yetkin şey ve hayatın kaynağı güneş ise sanırım takvim olarak onu baz almalı. bizim etrafımızda dolanan eski ve solgun bir cisim yerine etrafında dolaştığımız cisim daha önemlidir. zira mevsimler güneşe endeksli. insanlardaki psikolojik değişim bile güneşe endeksli.
0
🌸dahinnotha
(23.12.15)
Hz. Peygamberin doğum tarihi Miladi Takvime göre her sene değişiyor, Hicri Takvime göre değil, ki İslam Dininde Hicri Takvim esastır. Hal böyleyken dün gece gerçekten Mevlid Kandili idi.(Hicri Takvime göre)

Kutlu Doğum Haftası ise sadece Türkiye'de Diyanet Vakfı tarafından 1989'da Hicri Takvime göre başlatılan (1989'da miladi takvime göre 20 Nisan'a denk geldiğinden dolayı) ve Diyanet İşleri Başkanlığınca desteklenen ve artık Miladi Takvime göre düzenlenen ve başlangıcı 1989 Nisan 20 olarak belirlenmiş bir etkinlik.
0
Improbable
(23.12.15)
İslam dünyasında yakın bir zamana kadar Hicri takvim veya başka bir tabirle ay takvimi kullanıldığı için dini günler de o takvime göre kutlanır. Ramazan ayı mesela o takvimde yer alan bir ay. Üç aylar ona keza. O yüzden İslam dininde yer alan özel günler, aylar için miladi takvim esas alınmaz. Kutlu doğum haftası yanlış olan.
0
animalman
(23.12.15)
Hz. Muhammed'e saygım sonsuz, kandiliniz kutlu olsun. Ama keşke tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'in doğumunu yani kandili saygıyla andıkları gece gibi Hz. İsa'nın doğumu olan Noel gecesine de saygılı olsalar. İsteyen istediği peygamberin doğumunu (hatta ikisini de ) özgürce baskı altında olmadan kutlayabilse keşke...
0
Traveller
(23.12.15)
@dahinnotha

peki neden o zaman islamla birlikte ay takvimine geçildi peygamber zamanında? belki içinde bulunulan ya da yaklaşan çağlar insanlığı psikolojik olarak güneşten çok ay etkisi altına alacağı için.. böyle bir ihtimal de olabilir, ezoterik kozmoloji bağlamında.
0
gloomystorm
(23.12.15)
kesin tarihi bilinmiyor, sadece tahmin ediliyor. 20 nisan olması ihtimalinin yanlışlığı belirlenmiş. (wikipedi kaynak göstermiş, kaynak ingilizce)
bana göre, tüm islami uygulamalar (oruç, kurban vb.) ay takvimine göre yapılıyorsa doğum tarihi de ay takvimine göre takip edilmeli.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
enkolaykullaniciadi
(23.12.15)
(6)

"Lâ takrib'us'salâte"

hayat aklini konusacak bir filozof uret
ne demek?
ne demek?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
namaza yaklaşma demek sanırım. nerede geçiyor. "içkili iken namaza yaklaşma" mealinde bir ayet olması lazım. orda mı gördün acep?
0
animalman
(23.12.15)
okuduğum metinde ;
"kur'anda (Lâ takrib'us'salâte) diye bir bent vardır...
Ona şüpheyle bakarız:
-Sende ya rafizîlik, ya kara cahillik olacak...!"
yazıyor.
şurada (3. sayfa sol üst yazının sonunda):
gazeteler.ankara.edu.tr
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
olay şu; kuran'da aynen "namaza yaklaşma" emri geçer bir ayette ama devamında "içkiliyken" diye devam eder. arapçanın yapısıyla ilgili. yazıda da diyor ki birisi kuran'da namaza yaklaşmayın diye emrediliyor dese ona cahil ya da rafizi gözü ile bakarız

Ayetin tamamı (Nisa 43) şu şekilde;

Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın.Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

Arapçasının ilk kısmı ise şu şekilde ; Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû lâ takrabû-ssalâte (Ey iman edenler, namaza yaklaşmayın. (ama hangi durumlarda?)
0
animalman
(23.12.15)
devamina da bakmak lazım tabi ki ayetin.
0
1adam
(23.12.15)
teşekkür ederim:)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.12.15)
cevap veren arkadaşlara ben de teşekkür ederim.
0
Alt4y
(23.12.15)
(12)

mutlu sonlu kitap önerisi

fallopian
-------spoiler--------------------------------------------------------------------------------------------------------türk, ingiliz, rus, klasik, modern fark etmez. çalıkuşu, aşk ve gurur, jane eyre (gerçi bunun sonu mutlu muydu hatirlamiyorum) gibi cogunun belki ergen kız romanları diye tabir edece
-------spoiler----------------------------------------------------------------------------------
----------------------

türk, ingiliz, rus, klasik, modern fark etmez.

çalıkuşu, aşk ve gurur, jane eyre (gerçi bunun sonu mutlu muydu hatirlamiyorum) gibi cogunun belki ergen kız romanları diye tabir edeceği mutlu sonlu güzel, tatlış kitap önerileri istiyorum.

burayi spesifik isteklerde doğru adres yapan duyuruculara burdan tesekkurlerimi sunuyorum.
0
fallopian
(22.12.15)
jane eyre, ehh mutlu son diyebilirim.

madem öyle bridget jones'un günlüğünü okusana? gerçi 3. kitabı daha okumadım ama, tatlıştır cidden, zaten aşk ve gurur'un böyle modernize versiyonu gibidir -daha doğrusu ondan esinlenmiştir, erkek karakterlerin soyadları bile aynı, dahası aşk ve gurur'un dizisinde bay darcy'i oynayan colin firth, bridget jones'ta da mark darcy'i oynuyor. ha bi de bridget'ın colin firth ile olan röportajı da var kitapta askdjaşsdj tabi adam o röportajı okuduktan sonra filme dahil olmaya nasıl ikna oldu bilmiyorum asdjkaşljaşaşdaj XD
0
pasp
(22.12.15)
onu da okumuştum. Mutlu sonlulari lise hazirliktayken epey okudum, iste bunların tadını tekrar hissettirecek bir seyler lazım :)

Başka öneri??
0
🌸fallopian
(22.12.15)
eğer travesti bir dedektifin -ki audrey hepburn hayranı kendisi :) - enteresan dedektiflik hikayelerini okumak istersen, mehmet murat somer'in hop çiki ya ya serisini tavsiye ederim, çok tatlış ve eğlenceli bence. ama eğer kadınsan, bir zaman sonra "olm ben kendime hiç bakmıyom yaaa :/ " derken bulabiliyorsun, kendini, söyliyim :/
0
pasp
(22.12.15)
benim hüzünlü orospularım. adına aldanma bence sonu mutlu bitiyor.
0
shotgunwoman
(22.12.15)
ya hatırlamıyorum ben öyle romanların sonlarını... aklıma şunlar geliyor:

*lady chatterley's lover (d.h. lawrence)
*far from the madding crowd (thomas hardy)

fazla okummaışım bunlardan sanırım.
0
godoşu beklerken
(22.12.15)
yazdigin kitaplari ben de cok severim :)

klasik degil fakat tatlis bi kitap :) "the rosie project"
0
sayns
(22.12.15)
@godosu beklerken, sonu mutlu değilse tobe okumam şimdi :) ciğergah olmuşuz burda, sonu belli olan kitaplara dusmusuz heyhat
0
🌸fallopian
(22.12.15)
genç kızlar - nihal yeğinobalı

okundu mu?

edit: "ergen kız"ken okuyup çok beğenmiştim.
0
whimsical
(22.12.15)
@whimsical okumaz olur muyum, çok beğenmiştim. hele yazarın kitabı bastırma hikayesi:) filmini de izledim bu arada, hülya koçyiğit türkan şoray ediz hun'lu. ne güzel hatirlattin
0
🌸fallopian
(22.12.15)
ben orta okul öncesi hazırlıktayken okumuştum, o zaman mahlas ile yayınlanan baskısı vardı. yabancı kitap çevirisi diye okudum. çok sonra öğrendim yazarın gerçek kimliğini.

filmi olduğunu bilmiyordum, ama ediz hun olmamış gibi geldi bana şimdi düşününce. yunan tanrısı gibi tasvir ediliyordu kitaptaki hoca. ayhan ışık gibi bir oyuncu daha çok uyardı sanki. :)
0
whimsical
(22.12.15)
birbirimize söyleyemediğimiz onca şey - marc levy
güzel bir eser, ben çok beğendim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.12.15)
bilumum jane austen kitapları; gurur ve önyargı, sense and sensibility (bunun türkçesi ne bilmiyorum), emma, persuasion falan.
0
whoosie
(22.12.15)
(7)

Şefkat duvarı yapamaz mıyız?

hushhush
İran'daki uygulama çok hoşuma gitti.http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151221_iran_duvarHatta hafif de ağladım.Biz de yapamaz mıyız?Hava çok soğuk. İzmir'de bile.örgütlensek, bir araya gelsek, belediyeden izin gerekiyorsa alsak.çaksak çivileri assak askıları.Olma mı?Yazsak tepesine de ihtiya
İran'daki uygulama çok hoşuma gitti.

www.bbc.com

Hatta hafif de ağladım.

Biz de yapamaz mıyız?

Hava çok soğuk. İzmir'de bile.

örgütlensek, bir araya gelsek, belediyeden izin gerekiyorsa alsak.

çaksak çivileri assak askıları.

Olma mı?

Yazsak tepesine de ihtiyacın yoksa bırak, ihtiyacın varsa al. diye.

Tabii ki gönlüm kimsenin böyle bir ihtiyaç içinde olmaması ama var işte.

ufak da olsa bişiler yapmayalım mı?
0
hushhush
(22.12.15)
evet yapılabilir güzelmiş.
fakat :) ihtiyacı olandan çok olmayan alır amacına ulaşmaz gibi geliyor bana ama yinede denenebilir.
0
mantarliborek
(22.12.15)
onları gelir bir kişi alır, satmaya götürür. gerçekten ihtiyacı olan kimse de faydalanamaz bu güzel fikirden. bu ülkede bu kafayla böyle olur maalesef. acı ama gerçek :(
0
loveinaflipbook
(22.12.15)
direk aklımıza @loveinaflipbook'un dedikleri gelse de yine de bu tür güzel davranışlar desteklenmeli. belediyelerin klasik hizmetleri var eski giysiler için ama verilen örnekteki gibi hareketlerin insanlarda iyi niyet uyandıracağını, daha iyi birer insan olma konusunda motivasyon yaratacağına inanıyorum. bir ara italyada galiba askıda kahve, askıda ekmek gibi hareketler örnekleniyordu mesela, çok güzel şeyler bunlar.
0
puc
(22.12.15)
benzeri osmanlı'da vardı:
(bkz: sadaka taşı)
0
1adam
(22.12.15)
Yapılabilir tabii. Yalnız kış geldi, yağmur çamur, toz... giysileri muhafaza etmek biraz zor.
Bence giysiden çok yiyecek ve ısınmayla ilgili çalışma daha iyi olur. Çocuklara süt, yumurta...
Evinin önüne asma sistemi de hatalı bana göre. Mesela giysi paylaşmak isteyen evinin önüne asacak ama ona ihtiyacı olan o bölgede oturmuyor. N'apacak sokak sokak dolaşıp kıyafet mi arayacak.
Bir örnek vereyim geçen sene yardıma ihtiyacı olan bir aile vardı. Genç bir kadın iki ufak çocuğu var. biri yeni doğmuş. ben de o doğum tebriğine gidince gördüm halini ahvalini. hiç söylemiyor da. babanın işi yok. evlerinde halı bile yok. koltuk vs zaten yok. bir kilim, birkaç minder, yatak, kap kacak, ufak bir tüp. Biryerden soba bulmuşlar ama yakamıyorlar pek fazla çünkü yakıt alacak paraları yok. Ev rutubetli, kadın etraftan bulduğu çalı çırpı odun parçalarıyla idare ediyor. Kah belediyeden yardım aldık, kah kendi çabamızla bişeyler ayarladık evin eşyalarını iyileştirdik. E, ısınma ve yiyecek n'olacak... Babanın işi olması lazım ki karınları doysun ev ısınsın. Babaya iş bakıldı filan. Evlerine gitmesem ne çocuğun ne annenin kıyafetinden durumlarını anlayamazdım.
Yani ihtiyaçlı kimselerin kıyafet bulması o kadar zor değil, herkes giymediği kıyafetlerini bi şekilde veriyor, torba içinde yola bırakıyor. Kendilerine borçlu olduğumuzu düşünmek yerine hor gördüğümüz kağıt toplayıcıları, hurdacılar da alıp ya kullanıyorlar ya çevreleriyle paylaşıyorlar.

İzmir'de belediyelerin sivil toplum kuruluşlarının bu tür uygulamaları var. mesela ksk belediyesi bünyesindekinin adı elele butik. başka insanlarla paylaşmak istediğin ne varsa hazırlıyorsun. ister kendin götürüyorsun istersen gelip alıyorlar.
sadece kıyafet değil, kitap, mobilya, beyaz eşya, mutfak araç gereçleri...
Ege üniversitesi'nde çydd'nin yürüttüğü bir butik var, öğrencilere yönelik.
Dükkanın önüne palto askısı koyup torba içinde ekmek asan fırınlar görüyorum. İhtiyacı olan alabilir diye kağıt asıyorlar.
Sokaklar kedi köpek maması, su kabı dolu.
Belediye'nin aşevi var. Kazan kazan yemek pişiyor. eskiden Basmane'deymiş ve ihtiyaçlı olanlar gidip karnını doyurabiliyormuş. Sadece ramazanlarda değil yılın her günü. Hala devam ediliyordur belki tam bilmiyorum ama haberlerde gördüğüm kadarıyla Gürçeyme'ye taşınmış. olabilir. Gürçeşme'deki öğrencilere çorba, kumanya, bakım evlerine yemek ve taziye evlerine pide ayran hazırlıyor.

Bunlar da yeterli değil. Bir kere herkesin haberi olmuyor, sonra belediyeye ihtiyaçlı olarak kayıt olman lazım ki bu da tam randımanlı olamıyor. Görüyorum belediye'den yardım parası alıp doğru andoid telefon almaya koşanlar oluyor. Doğudan gelmiş, çocuğum okuyor diyor. Çocuğun okumakla alakası yok haytalık yapıyor. Mesela ben ikinci iflasımda gerçekten muhtaçtım ama haberim olmadığı için yardım alamadım.

Halk eliyle bişeyler yapılacaksa mutarların devreye sokulması düşünülebilir. Her mahalle kardeş mahalle belirler mesela. yapılan yardımlar şeffaf olur, isteyen gider kontrolünü yapar. Muhtarlar evrak düzenlemek hele şimdilerde parklarda oturan gençlere karışmak yerine bu tür işleri yapmalılar, hem aldıkları parayı da haketmiş olurlar böylece.

Böyle geniş kapsamlı bişey yapılana dek (yapılabilirse tabii) bireysel olarak yapılabilecek en güzel iş ihtiyaçlı bölgelere bizzat ulaşmak. Onlar senin olduğun yere gelemezler, yol parası bile dert onlar için.


Yardımlaşma deyince başka konular da var üzerinde düşünülmesi, iyileştirilmesi gereken. Örnek İran'dan gelmiş biz de 10 küsur yıldır islama göre yönetilelim diyenlerin çoğunlukta olduğu halkın seçtiği aynı bakış açısındaki hükümetle yönetilince bu konuların da gündeme gelmesi kaçınılmaz haliyle.
1. kurban kesimi artık eski işlevini görmüyor. yaşam koşulları değişti. ete ihtiyacı olan kesim kurban kesebilen kesimle yürüme mesafesinde oturmuyor. kurban eti girmeyen aliler çok ama esas ihtiyaçlı olanlar onlar. yine kendimden örnek vereyim, ben o muhtaç olduğum dönemde bize bir kez bile kurban eti gelmedi. çevremde oturanlara da gelmedi.
2. fitre ve zekat konusu. biliyorsunuz bunlar açık açık verilmeli. sadaka saklanır ama fitre ve zekat saklanmaz. ben bunca yıldır biz şu kadar zekat verdik diyen ne milletvekili duydum, ne de yeşil sermayedar duydum. açıklasınlar lütfen. veriyorlarsa tabii.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.12.15)
@sour, izmirde kızılayın kutularından bahsediyorsan onlara atılan kıyafetler preslenip balya haline getiriliyor ve hindistan gibi ülkelere satılıyor. Artık parasını başka işlerde mi kullanıyorlar bilemem. Naif nsanlar var, ütüleyip poşetleyip güzelce atıyorlar.
İzmirde çankaya tarafında iş hanlarının olduğu bi yerde kullanılmış giysi dükkanı var, sanırım ihtiyaç sahipleri ordan alabiliyor.
0
bigbadabum
(22.12.15)
ben biraz da görsellik olarak herkesi etkilesin, içindeki iyiyi çıkarsın da istiyorum. o yüzden hoşuma gitmişti. denildiği gibi hava şartları etkileyebilir ve kötü niyetli insanlar tarafından sömürülebilir.

izmirde bişeyler yapan varsa, katılmak isterim. kendimiz birşey oluşturalım istiyorum. derneklere falan itibarım yok çok.
0
🌸hushhush
(22.12.15)
(40)

Babanız size neyi öğretti?

anonymice
Vefat etmis olanları yad etmek, ve su anda sağ olanları kutlamak kaydıyla, babanız size ne öğretti? sabrı? el işini? elektronik tamirini :)Kötü çocukluğu olanlar da yazsın lütfen, hepberaber birleşip kumbaya söyleyelim.Benimki bana sabrı öğretti. Hem iyi yönde hem de kötü yönde. İyi yön, ikeadan alı
Vefat etmis olanları yad etmek, ve su anda sağ olanları kutlamak kaydıyla, babanız size ne öğretti? sabrı? el işini? elektronik tamirini :)

Kötü çocukluğu olanlar da yazsın lütfen, hepberaber birleşip kumbaya söyleyelim.


Benimki bana sabrı öğretti. Hem iyi yönde hem de kötü yönde.

İyi yön, ikeadan alınan masayı sandalyeyi bir oturuşta sağlam bir şekilde yapmaktan kasıt sabır,
Kötü yönden, kendi davranışlarına karşı olan ''yaşlıdır, yapar eder '' tipi sabır.

Ya sizinki?
0
anonymice
(21.12.15)
"hayatta her şey istediğin gibi olmaz" bunu söylediğinde çok etkilenmiştim ve baktım hakikaten hiçbir şey istediğim gibi olmuyo mk. bu cümlesini hiç aklımdan çıkarmam.
0
shotgunwoman
(21.12.15)
babasızlığı.
0
tiarwain
(21.12.15)
soruya tam cevap olmamış gibi ama bunu aklımdan çıkarmamayı öğretti diyebilirim. onun dışında araba kullanmayı yüzmeyi bisiklete binmeyi ayakkabı bağlamayı bankacılık işlemlerini vs vs hangi birini sayalım :p (kendimi çok gerizekalı hissettim) shdjsj
0
shotgunwoman
(21.12.15)
hakkım için savaşmayı öğretti. hala hayatta dilerim upuzun bir ömrü olur. babam çok efendi adam. başkasını kırmamak için bazen kendinden feragat eder. ancak gördüm ki hayat artık bu efendiliği altedecek kadar güçlü. o yüzden bana savaşmayı öğretti. şimdi hakkım olanı elde etmek için insanları kırmadan mücadele ediyorum. onun iyi ama negatif olan yönü bana bunu verdi.
0
KidLazer
(21.12.15)
Araba sürmeyi öğretti, sayesinde iyi araba kullandığımı düşünüyorum. Çok hoşgörülü bir insandır, aşırı sabırlıdır, çocukken diş fırçalamaktan nefret ederdim hala diş fırçalarken babam gelir aklıma, dişlerim çürümesin diye çok uğraştı. Onun sayesinde huzurlu bir ortamda büyüdük, hiç küfür duymadım ağzından, çok sinirlenince beyinsiz der sadece, bize kullanmaz ama. Çok fazla örnek davranışı vardır babamın, genel olarak karakterinden örnek aldığım bir sürü şey var.
0
elikası
(21.12.15)
Benim babam fakir ve hasta bir insandı hep. Yani cebinde genelde parası olmazdı bunu çocukken bile çok iyi algılamıştım, ama 5 yaşlarında filanken dişim çok ağrıdığında evde ağlıyordum beni hastaneye götürüp dişimi çektirmişti, o gün de çok ağlamıştım. Yolda büfede ''Şirinler'' dergisi görüp işaret ettiğimi hatırlıyorum ve normalde biz annemizden babamızdan tek bir oyuncak bile istemeden büyümüştük ama o gün nasıl oldu babam o parayı buldu bilmiyorum ama bana o ''Şirinler'' dergisini almıştı. Bana maddi olarak çok fazla şey veremedi belki ama imkanı olsa verebileceğini, hiçbir şeyi esirgemeyeceğini o gün hissettirmişti, bu güzel duyguyu verdi bana.
0
neferkitty
(21.12.15)
Kendi işini kendin yapmazsan, birine emanet edersen nekadar yakın dostun bile olsa o işin istediğin gibi olmayacağını eksik olacağını öğretti.

O yüzden kimseye bir işimi emanaet edemem, etmek zorunda olusam da sonuçlarını kafamda tartarım.

Para biter ahbaplık biter sözünün çok doğru olduğunu öğretti.

Adaletli olmaı öğretti.

Ve kendisi biraz düşüncesiz olduğu için ben herzaman yaptığı davranışların sonuçlarını görerek düşünceli olmayı, karşımdakini baya düşünmeyi geliştirdim.
0
pompeininkulleri
(21.12.15)
kimsenin malina tenezzul etmemeyi ve emanet de olsa kimsenin hic bir seyini almamayi.
0
exlibris
(21.12.15)
eve geç geldiğim zamanlarda -küçükken- nedenini açıklarken bazen, arkadaşlarım ısrar etti, derdim. çok kızardı. geç kalmana kızmıyorum, kendi isteğinle bunu yapmadığın için kızıyorum, arkadaşların ısrar etmiş olabilir ama yapman gereken şeyleri sen belirle, istemediğin şeyleri yapma, derdi. sağolsun.

annem çok sabırsız olduğu için ve öğrenemediğim de uğraşamayacağım diye beni ağlattığı için örgü örmeyi de babannemden gördüğü kadarı ile babam öğretti.

defterlerimi de hep babamla kaplardık. sayfaları kırıştırmamayı, deftere kitaba özen göstermeyi, çantama onları, şirazesi çantanın altına denk gelecek şekilde yerleştirmeyi de babamdan öğrendim.

kitaba harcadığım paraya asla acımam gerektiğini, kendi işimi her zaman öncelikli olarak kendimin yapması gerektiğini, balık tutmayı, bisiklete binmeyi, ve daha saymakla bitmeyecek bir çok şeyi o öğreti.

bir de asla borçla ve taksitle bir şey almamayı öğretmeye çalışıyor ama taksitsiz bir şey alınır mı ya! Onu öğrenemiyorum.
0
a perfect lie
(21.12.15)
Büyüklerin yaninda ayakları uzatarak oturmamayı.
0
1adam
(21.12.15)
Sukretmemeyi. Elimdekilerle yetinmemeyi, asla mutlu olamamayı öğretti.
0
milkerboy
(21.12.15)
"Erkeklerin yuzde 98 i aşık olmaz" dediydi. Yine de bir sey ogretmis sayilmaz bence.
nasil baba olunmaz onu ogretti.

Bir de hakkini yemiyim gitar ogretmeye calisti ama sevmemistim.
0
rayde
(21.12.15)
Nasıl bir baba olunmayacağını öğretti.
Nasıl erkek olunacağını öğretti.
Ne zaman durup ne zaman vurmak gerektiğini öğretti.
Her zaman umursamaz, mutlu olmayı öğretti.
0
yirmisantim
(21.12.15)
karakter sahibi olmayı öğrenmeye çalıştım. daha az agresif olmayı da. bunlar bizzat öğretmediği, gerek genetik gerek de görerek benim kazanmaya çalıştığım şeyler. zaten küçüklükten beri huyumun benzediğini söylerler. bunun dışında dürüstlük gibi kendisinin tembihlediği pek çok şey var. hatta şöyle ki, söz dinleyen bir çocuk olduğum 'imamın dediğini yap' muhabbetindeki gibi bazen çelişiyoruz bu konuda. beni (kardeşimi de) fazla dürüst yetiştirdiklerini söylerim hep. bu konuda çok sıkıntı yaşasam da hiç şikayet etmedim. dünyanın en şanslı çocuklarından biriyim.

edit: araba kullanmak, yüzmek, kendini savunmak, isteklerinin peşinden gitmek, saygı sevgi gibi şeyleri saymıyorum.
0
icim urperiyor
(21.12.15)
İnsanın babasına bile guvenmemesi gerektiğini öğretti, sağolsun.
0
bokmuhendisi
(21.12.15)
aktif ögreti olarak bisiklete binmeyi, ofsayti ve tavla oynamayi.
0
shi aila
(21.12.15)
bilinçli olarak öğrettiği tek şey araba kullanmak sanırım. bir de kalecilik diyebilirim, sayesinde iyi kaleciydim.
sebep olduğu şeyler veya davranışları sebebiyle saygılı olmayı, oturmayı kalkmayı, insanlarla iyi iletişim kurmayı öğrendim diyebilirim. politikacıydı; o yüzden samimiyetsizliği, nabza göre şerbet vermeyi ve muhalefet olmayı da sayesinde öğrendim sayılır.

ha bi de, nasıl unuturum sanat müziğini öğretti, evde arabada hep sanat müziği dinlerdi; kulak aşinalığım çok ufakken başladı. belki de müziği sevmemde düşündüğümden daha çok payı vardır.
0
baba jo
(21.12.15)
Bilgisayara olan ilgimi ondan kazandım. Buna karşın kendisi biraz pısırık ve alıngan biridir. Pısırıklığımı ondan almış olabilirim.
0
rivulet
(21.12.15)
Ogluna nasilsin demenin onemini ogretti. Daha hic nasilsin bile demedi bana.


Iyi geceler kelimesi ne kadar manasiz olsa da ozenebilecegimi ogretti. Sadece 1-2 kez ben dedim diye sanada iyi geceler demisti cocukken.

Benim bir suru saglik sorunumun oldugunu ogretti.

Baba ile sohbet edilmeyecegini ogretti. Eve gelir susun der, tv izler kitap okur yatardi.

Dinin nasil yasanmayacagini ogretti. Namaz kilmadi diye dovulen evladin, ofkeden pencereden gok yuzune bir seyler firlatabilecegini ogretti.
0
stevie
(21.12.15)
elbette kimse mükemmel değil. ama buraya iyi şeylerini yazmak geliyor içimden.

yüzme öğretmesinin yanında deniz/sahil oyunları bonusu.
beni okulda rahatsız eden kıskanç kızın tekine haddini bildirmem için hangi noktaya nasıl vurmam gerektiğini öğretti.
resim öğretmenimin bile şaşırdığı şahane yaprak çizimini de o öğretti.
matematikle alakalı şeyleri de ilk ondan öğrendim. a'yı b'yi de.
25'li sayıları akıldan çarpma gibi şeyler ve 9 rakamıyla alakalı olan matematik oyunlarını da.
makasla kesmek yerine kağıtları cetvelle kesme işini de ondan öğrendim.
araba kullanmayı da her baba gibi o öğretti.
ve daha bir sürü gerekli gereksiz şeyi...
0
ruhen hastayim ben
(21.12.15)
en onemlisi, 1. sinifa 5 yasinda basladigim halde, okula baslamadan okumayi ogretti. sonra da hicbir seyi oku ya da okuma diye zorlamadi.

5-6 yaslarimdan itibaren neyi merak etsem "gel dene oglum" diyerek tecrube etmemi sagladi. (kucaginda araba kullanmak, icki icmek vs...)

icki icmeyi ve araba kullanmayi ayrica ogretti.

fenerbahce ile tanistirdi.

comert olmayi ogretti. yani ben oyle oldugumu dusunuyorum. sevdigim insanlarlayken hicbir zaman parayla ilgili bir hesap yapmiyorum diye dusunuyorum.

bunlarin bazilarini birebir ogretmese de, ondan gorerek ya da taklit ederek yaptim.

bir de "bu aksam butun meyhanelerini dolastim istanbul'un" sarkisi var ondan ogrendigim. universiteden arkadaslariyla her icki ictiginde soyledigi.
0
bohr atom modeli
(22.12.15)
"Ne yaparsan kendine yaparsın" evet bunu öğretti. bunu bir kez söylemişti sanırım bir sohbetimizde ama hiç unutmadım. ailemden hep uzakta yaşadım ve başka hiç bir şey öğretmedi ama bu yetti belki de, sağolsun, Allah uzun ömürler versin.

Bir de el atına binen tez iner demişti küçükken, hiç unutmam.
0
va
(22.12.15)
Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı ve bağımsız olmayı, cinsiyetin yapılacak ve ulaşılacak herhangi bir şeye engel olmadığını, dürüst ve onurlu olmayı, haksızlıklara karşı durmayı, hedef koymayı ve başarmayı, hak eden insanlara ciddi emek, sevgi ve saygı göstermeyi, hak etmeyenleri de hayatımdan çıkarmayı öğretti. Bunları da ne sözle, ne de nasihatle yaptı. Davranışları ve cesaretlendirmesiyle öğretti.. Sanırım saati filan önemsemeden babamı arayacağım şimdi:)
0
gmzo
(22.12.15)
gerçekten iyi bir insan olabilmeyi,
saygıyı, merhameti,
araba, silah kullanmayı
hamaratlığı
.
.
.
0
kupigometa
(22.12.15)
Hayatta nasıl başarısız olunacağını.
0
venge sodiri
(22.12.15)
babama bile güvenmemeyi.
0
yalnizliktan devren kiralik
(22.12.15)
mühendis kendisi. ben de mühendis oldum. mühendis kafasını ondan aldım direkt. aşırı benziyoruz bu sebepten.
para alan emir alır, başkasının kulu olma başkasına el açma dedi.
zorluğa düşünce yılmamayı, sağlığın iyi olduğu sürece her türlü bir çıkar yolun olduğunu öğretti.
şimdi de odama girip hala yatmadın mı diyecek aq.
0
roket adam
(22.12.15)
Mücadeleci, sosyal bağımsız bir karakter olmayı öğretti kötü bir baba olarak. İyi baba olsaydı böyle olur muydum bilemiyorum.
0
zagem
(22.12.15)
malesef hiç bir şey.

fakat onu gözlemleyip öğrendiklerim var. mesela işimi yaparken 40 kere kontrol etmek.
0
cemiyetin unlu simasi
(22.12.15)
Bisiklete binmeyi, çocuk halimle balık tutmayı, balık nasıl yenir, hangi balık ne zaman yenir bunları, araba kullanmayı, Sabırlı olmayı, disiplinli ve temiz olmayı, düzgün çalışmayı, dürüst olmayı, sevecen olmayı...
Bir de salata yapmayı öğretti, onun öğrettiği her şeyi çok güzel yapıyorum.
0
amelie poulain
(22.12.15)
erkeklere güvenmemek gerektiğini öğretti sağolsun
0
fasulyek
(22.12.15)
"hakkaniyetli olun, hakkaniyetten şaşmayın" verdiği öğütler içinde sayıca en çok söylediği şeydi, soruyu okuyunca ilk aklıma gelen de bu oldu.
babam hayatın güzelliklerini yaşamayı ve yaşatmayı bilirdi. baba evinden sonraki hayatımda çok uygulayamasam da verdiği vizyonla hayatımın çok daha kaliteli geçtiğini düşünüyorum.
pratik çözümler bulmayı ondan öğrendim. yeniliklere açık biriydi, hayat kalitesini yükseltecek uygulamaları, yeni şeyleri hemen bizle tanıştırırdı. güzel şeyler yaşamak için illa para olması gerekmediğini de ondan öğrendim. basit denebilecek buluşlarla, değişikliklerle annemin hayatına, bizlere ne gzel şeyler katardı. nurlar içinde yatsın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.12.15)
benim babam çok şükür şağ ama vefatten hallice.
bana babam aslında kimseye güvenmemek gerektiğini öğretti. açık açık hiç karşısına alıp demedi ama ben anladım onu. ne olursa olsun güçlü durmayı öğretti. ne olursa olsun ailesinin yanında oldu. baba dedik gölgesi yeter dedik onunda çöktüğü zamanlar oldu bununla insanlığı öğrendim. ama her zaman toparlanmayı da öğrendim. değer vermeyi öğretti çünkü bize, biz derken çekirdek aileyi, her zaman ne olursa olsun değer verdi. paylaşmayı, cömertliği, merhameti vicdanı öğretti. içten içe hep yandı da belli etmedi, böylece çevreye karşı hep ayakta durmayı öğretti. kazıklara karşı dimdik ayakta durmayı öğretti. kavgalara karşı affetmeyi öğretti. kötü öğrettiği şeylerde oldu alkole alıştırdı, sinir hastası, panik atak etti, en ufak şeyde bağırdı azarla belki, haklıyken hep kendini haklı duruma soktu ama yine de ben hep güzel taraflarını aldım babamın. can o can ne olursa olsun babadır o.
0
cometome
(22.12.15)
nasıl bir insan olmamam gerektiğini.
daha doğrusu o öğretmedi ben onu izleyip öğrendim
0
sta
(22.12.15)
Mühendislik kazandığım gün, elektrikle hiç ilgili olmamama rağmen oturup priz bağlama ve topraklama yapmayı öğretti. Araba kullanmayı, tırnak kesmeyi ve ayakkabı bağlamayı ondan öğrendim. Babanın iyi olması, iyi baba olmak için minimum şartmış ama iyi koca olmayınca iyi baba olmak tehlikeye giriyormuş; dolayısıyla evlilik nasıl olmaz kısmını öğrendim. Mitolojiyi ilk ondan öğrendim. "Ağlamayana meme vermezler"i öğretmeye ama ben öğrenemedim. "Kanseri gösterip sıtmaya razı etmek"in ne demek olduğunu öğretti, onu anladım. Hakkaniyet ve adaleti de ondan öğrendim.
0
aychovsky
(22.12.15)
herkesin evlenmemesi ve ürememesi gerektiğini öğretti.
0
hushhush
(22.12.15)
Boyun eğmemeyi.
0
[silinmiş]
(22.12.15)
lan 12 yıl once olmus adama küfür ettirdiniz gene sabah sabah !
0
Dönmezer
(22.12.15)
hiç ama hiçbir şey. zira kendisi yalnızca biyolojik babamdı.

gerçi şimdi düşünüyorum da, kendisi hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği için, nasıl baba olunmayacağını öğretti. bunu kendi biyolojik babamdan öğrenmiş olmam da, gerçekten faydalı oldu.
0
mermize
(22.12.15)
durmayalım, devam . UP! :)
0
🌸anonymice
(22.12.15)
(8)

10 dk vakti olup hikaye eleştirmek isteyen var mıdır?

reavelyn
Yeni bi hikayeye başladım, okuyup eleştirmek isteyen varsa göndereyim?
Yeni bi hikayeye başladım, okuyup eleştirmek isteyen varsa göndereyim?
0
reavelyn
(21.12.15)
bir bakarım. ama öyle kapsamlı eleştiri yapar mıyım bilmem.
0
dinsiz adam
(21.12.15)
Çok yetkin biri değilim ama yollarsan neleri beğenip neleri beğenmediğimi söyleyebilirim :)
0
canercuxy
(21.12.15)
cok isterim.
0
mushtopus
(21.12.15)
ben de yarın sabah okuyup şeyapabilirim. düz sayılacak bir okuyucuyum yalnız çok yapıcı eleştiriler beklemeyin.
0
nickimin hakkini veremedim
(21.12.15)
beni de yaz!
0
galandar kostumu
(21.12.15)
varim.
0
xfestos
(21.12.15)
Bende okumak isterim.
0
rhan
(21.12.15)
okumak isterim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.12.15)
(29)

okuduğunuz kitaplarda cümlelerin altlarını çiziyor musunuz?

fraise
Ben aslında çizmeyı seviyorum ama bir yandan da kitaba zarar veriyormusum gibi geliyor, o yüzden ders kitabı haricinde çizmiyorum. Siz çiziyor musunuz? Not alıyor musunuz?
Ben aslında çizmeyı seviyorum ama bir yandan da kitaba zarar veriyormusum gibi geliyor, o yüzden ders kitabı haricinde çizmiyorum. Siz çiziyor musunuz? Not alıyor musunuz?
0
fraise
(20.12.15)
Eskiden senin gibi düşünüp çizmezdim ama sonra kitapları daha da kendime göre özelleştirdiğimi düşündüm. Çiziyorum sen de çiz
0
nuvomed
(20.12.15)
Basılı kitapta altını çizmem ama Kindle'da okurken yapıyorum sadece. Çizili kitap hiç hoş gelmiyor gözüme.
0
doxanikee
(20.12.15)
şu zamana kadar yapmıyordum da en son okuduğum kitapta ilgimi çeken yerler oldu 3-5 cümlenin altını çizdim
0
masa penisi
(20.12.15)
Kindle aldığımdan beri evet. Eskiden kitaba zarar vermekten çok üşendiğim için yapmazdım, kindle ile çok kolay.
0
noluyo yaa
(20.12.15)
çok çok elzem birşey değilse çizmem, ama kindle'da çılgınlar gibi çizer ve not alırım.
0
kuzey li
(20.12.15)
cümlenin kenarına bir işaret koyup sayfayı kıvırıyorum
0
gazozailacatmauzmani
(20.12.15)
Su fosforlu kalemlerle uzerini ciziyorum hatta cayir cayir. Kindle'da da ciziyorum.
Ciziyorum yani acimam. Kitap benim. Kitap degis tokus yapma, verme huyum yok. Vermissem de çizdiğim yerler onda ne uyandiracak merak ederim.
0
rayde
(20.12.15)
@doxanikee +1
Sadece e-reader'da çiziyorum, basılı kitaba çizmek benim de içime sinmiyor.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(20.12.15)
çizmek sorun değil de çizip ikinci el olarak satmaya çalışmayın o kitapları sahafçılara. hele hele çizik kitaplara teklif edilen fiyatları beğenmeyip can sıkmayın. çok küfür yersiniz. kendi kütüphanem kitapları kesinlikle vermem kimseye diyorsanız çizmek sorun değil bence.
0
sarhosken alinan hesap
(20.12.15)
ders kitabını bile cizmedim kiyamadigim için. pişmanım şimdi, nedir yani cizsem ne olacakti
0
fallopian
(20.12.15)
Acemi, mesela sevdiğin bir cümle kuruluyor ya da ne bileyim önemli bir bilgi oluyor ciziveriyorsun. İlerde baktığında da 'aaa burada bu yazıyordu diyorsun.' yazdığın kağıdı kaybedersen olacak? Her şeyi ozentilik olarak algılamasak daha iyi sanki.


Tercih etmeme ya da benim gibi sebeklerden çizmeme kısmına bir şey diyemem tabii.
0
🌸fraise
(20.12.15)
Kitabi bozmak istemiyorum, o yuzden onemli kismin oldugu sayfanin koseni katlarim.
Ama tam 45 derece olmali katladigim yerin acisi:)
0
stavro
(20.12.15)
hayir.
0
e haliyle
(20.12.15)
Asla ve kat'a. Begendigim bir yer oldugunda telefonla fotografini cekip o kismi kirpiyorum.

Kitaba zeval gelmesin diye neredeyse kapagini bile tam acmiyorum ben. O derece titizim bu konuda. Lutfen.

Ders kitabini hunharca cizerim ama. Hic affetmem. Kiymet vermiyorum cunku. Ama bir roman/siir kitabi oyle mi? Canini yerim onun ya, kokusunu sevdigim.
0
papillon7
(20.12.15)
kindle ı herkes söylemiş zaten ben de orda okuyorsam yapıyorum. Normal kitaplarda da bu senelere kadar hiç çizmezdim, artık cümlelerin başına kurşun kalemle hafif nokta, çizgi ya da minicik çarpı atıyorum.

bundan önce sayfa ve sırasını not ederdim ama bu notlar hangi kitaba ait yazmadığım olmuş, hiç bir işe yaramıyor, karışıyor gidiyor.
0
a perfect lie
(20.12.15)
elektronikse çiziyorum tabi ki, basılıysa fotoğrafını çekiyor veya not alıyorum. basılıya kıyamıyorum.
0
saçdemeti
(20.12.15)
asla çizmem
0
basond
(20.12.15)
romanları çizmem -yani gerek duymadım şu zamana kadar, ondan sanırım. bir de romanlarıma mümkün mertebe özen göstermeye çalışıyorum okurken diyeceğim ama, üstünde mandalina/portakal suyu lekesi olan varrr, çikolata lekesi olan varrrr, ne bileyim çay/kahve lekesi varrr, çoğu yırtılmışşş.. vs. vs. yani okuduğun kitap bir şekilde senden bir parça alıyor :) bu da çok kötü bir şey değil, sen de çizerek yapıyorsun işte :)

ama ders kitaplarını ya da makaleleri çiziyorum. ve özentilik olarak da görmüyorum zira benim ders kitaplarım genelde fotokopi olduğu için başka türlü göremiyorum, zaten görme ve algılamada bir sürü sorunum var, zaten çizme işi bu nedenle yapılır?? ek olarak, çoğu makale de zaten çıktı alındığında korkunç oluyor, artı her tarafı bazen bana yaramıyor oluyor -mesela şu anda yüzey karakterizasyonu ile ilgili bir ödev yapıyorum ve okuduğum makalelerin ödev konusu dışında ele aldığı diğer karakterizasyon yöntemleri umrumda değil, zira onlarla alakalı olmayacak ödev, altı üstü kim nerede hangi amaçla kullanmış onu anlatacağım, kalkıp da zaten karınca duası gibi yazılmış bir makalede işaretlemem gereken yeri işaretlemezsem, işimi uzatmış olurum. ki bilgisayardan okumak zorunda kalıyorsam onda bile hunharca adobe'un işaretleyicisini kullanıyorum, hatta firefox üzerinde kullanılan işaretleyici var, kimi internet sayfalarında onu bile kullanıyorum. işaretle gitsin yani.
0
pasp
(20.12.15)
rayde+1

çiziyorum. yıllar sonra okuduğun satırları çizilmiş görmek bile güzel. ki bence gayet iyi oluyor. geleceğe yatırım. ayrıca her kitabı zeval gelmesin diye çizmeyenleri de anlamıyorum.
0
pompeininkulleri
(20.12.15)
Şimdi yapmıyorum. Eskiden çizerdim, şimdi bakıyorum o zamanki etkiyi uyandırmıyor bende.
0
bigbadabum
(20.12.15)
romanlarda çizmem genelde de çizmem en fazla sayfayı kıvırırım.
0
her gece aç
(20.12.15)
Çizmesi önemli değil de, herhangi bir işaret eklemeyen (köşeli parantez) ve notlar almayan kişi kitabı okumuyordur. Elbette bu yorum akademik eserler için geçerli. Çünkü kitapla uğraşmazsa 1 seneye kalmadan (en fazla 2 sene) ne varsa unutacaktır.

Romanda daha az gerekli oluyor tabii ki çizim. Ancak yine notlar almazsa, önemli yerleri işaretlemezse; 5-6 sene içinde o romanı okurken girdiği düşünsel üretimi unutacaktır.

Şekilci olacağız derken; yazma ve düşünsel üretim alışkanlığını kaybediyor insanlar. Ki bu kitap okuma alışkanlığından daha önemli bir alışkanlık, onsuz kitap okumanın değeri oldukça düşüyor. Kitap okumak basit; sistemli düşünsel/yazınsal üretim zor.

ek: en önemli edebiyat eleştirmenlerinden susan sontag'dan roman nasıl okunur/çözümlenir örneği: pbs.twimg.com :large
0
protector
(20.12.15)
Ders kitapları, akademik yayınlar vs. dışında dokunmuyorum. Kitabın cilt kısmının aşınması, biraz kabarması vs. hoşuma gidiyor biraz ama çizmek, sayfa kıvırmak falan aşırı geliyor. aslında yapmak lazım. hem tekrar okuduğun zaman için hem de bazen gerçekten güzel cümleler oluyor not tutmak için vs. ama sonuç olarak yapmıyorum :D
0
nawar
(20.12.15)
Ders amaçlı okuduğum kitapları çizerim not alırım yazarim. Aynen @protector arkadaşımızın verdiği örnek gibi olur hatta. Bundan zevk de alırım. Bana aitmiş hissi veriyor galiba o.
Ama ders dışındaki kitapları çizmem karalamam. Cizilmesini de istemem.
0
uzunuzunilgi
(20.12.15)
sontag'ın örneğini göze sokmak için verdim. Elbette herkes o kadar çizmeyecek ve her roman o kadar çizilmeyi hak etmiyor (resimdeki finnegans wake, apayrı bir roman). Ancak bir kitabı okuyorsan ve 5 yıl sonra hala o kitabı okumuş olmak istiyorsan; belli bir miktar çizim ve karalama yapman gerekiyor.

Kitap okuyucusu bir program kullanıcısı değil; kitap okuyucusu kitabı ikinci olarak zihninde parçalayıp tekrar kurar. Bunu yapmıyorsa, zaten kitabı okumamış, televizyon reklamı izler gibi göz gezdirmiştir. Belli bir süre sonra unutacaktır. Bu sebeple gerçekten okumuş olması için, kendi bağlamını unutmaması lazım.

Neden bu 'nasıl okunur' muhabbetine taktığımı da söyleyeyim; yoksa çok gereksiz duruyor yaptığım açıklama. Türkiye'de bu kadar roman basılıyor ve satılıyor. En önemli isimler hem de. Selim ileri de demişti bir keresinde "bu kadar ulysses baskısı var ve satılıyor, o zaman insanlar nasıl hala bu halde?" diye. İşte bundan dolayı; herkes okuduğunu iddia ediyor ama tahammülsüzlük, araştırma eksikliği ve ideolojik çağırmalara kapılıp gitme son sürat devam ediyor. Demek ki insanların okuma eyleminden anladıkları şey yanlış. İnsanlara kitap okuyun demekten ziyade, nasıl okuyacaklarını göstermek gerekiyor.
0
protector
(20.12.15)
Her tarafını çiziyorum çizmeden anlayamam
0
limoncello
(20.12.15)
çiziyorum, soru işaterleri, ünlemler vs. koyuyorum, yanlarına notlar alıyorum. yetmiyor arka sayfaya notlar alıyorum. kalemsiz kitap okuduğum nadirdir. romanları kalem olmadan okuyorum.
kitap başvuru kitabı gibiyse notlar kolaylık sağlıyor. hımm şu bölümde şu konu vardı filan diyorsun. veya şimdi yaptığım gibi aradan uzun zaman geçip tekrar okuyunca eski senle yeni seni karşılaştırabiliyorsun. iki üç gündür 21 yıl önce okuduğum bi kitabı okuyorum, o zaman aldığım notları görüyorum. bazı notları şimdi almazdım, bazılarını alırdım, yeni notlar ekliyorum.
kitabın sayfaları sararmış, yaprakları gevremiş... duygular şelale:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.12.15)
0
filipis
(20.12.15)
çizerim, çok da severim. kitabın okunmuş olduğunu hatırlatıyor bana. bir de aylar sonra kitabı karıştırıp neresini çizmişim acaba diye bakarım. altını çizdiğim yerleri okurum, o an ne düşünüyordum acaba diye düşünürüm filan. sırf çizemiyorum diye arkadaşlardan ödünç kitap almayı sevmiyorum.
0
şubatsonrası
(20.12.15)
(6)

yunan usulu kabak kızartması nasıl yapılıyor

zenc
böyle incecik çıtır çıtır off.. ama tam olarak nasıl bir karışıma buluyorlar bunu?internette gezindim; un+su diyen var un+soda diyen var un+bira diyen var un+su+yumurta akı... böyle gidiyor bu?kesin en doğrusunu bilen vardır burada!
böyle incecik çıtır çıtır off.. ama tam olarak nasıl bir karışıma buluyorlar bunu?

internette gezindim; un+su diyen var un+soda diyen var un+bira diyen var un+su+yumurta akı... böyle gidiyor bu?

kesin en doğrusunu bilen vardır burada!
0
zenc
(18.12.15)
Un+su ama yağın aşırı kızgın olmalı. Patlıcan da nefis oluyor
0
oligomer
(18.12.15)
www.tlife.gr
böyle bir şey mi dediğin?
0
cekilmis gayfe
(18.12.15)
@cekilmis gayfe yok boyle diil
0
🌸zenc
(18.12.15)
çok yedim yahu bende bundan. her sene soracağım nasıl yapıyorsunuz diye unutuyorum. bu yaz sorayım yazarım :)
0
burya
(18.12.15)
sadece un yeterli kabak için. kabak tavaya atınca su salıyor, o suyla üzerindeki un incecik hamur kıvamına geliyor. çıtır çıtır oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.15)
www.pandespani.com
bu o zaman. chrome ile açıp translate yapabilirsin.
0
cekilmis gayfe
(19.12.15)
(4)

Muhasebe özürlüsüne dönemsellik ilkesini anlatmak?

merak ediyorum
Faturalarda dönemsellik ilkesi nedir, neden önemli bu kadar?
Faturalarda dönemsellik ilkesi nedir, neden önemli bu kadar?
0
merak ediyorum
(18.12.15)
hangı kısmını anlamadığını söylersen yardım edebilirim.
0
tosunpasa
(18.12.15)
mesela şimdi 12. aydayız ve 11. ay faturalarını işliyoruz. 10. ay faturası geliyor, bunu 01.11 tarihli olarak işliyoruz. aynı senede olunca pek sıkıntı olmuyor indirim konusu yapabiliriz. ama tarihi geçmiş. sene atlarsa işlenmez ama. dönemsellik ilkesine aykırı. her evrak, her iş ayında yapılması gerek gibi düşün.
0
1213
(18.12.15)
çok basitçe anlatayım. satın alınan mal veya hizmetin satın alındığı zamanın değil, ait olduğu zamanın gideri olmasından bahsediliyor.

2015 aralık ayında 100 ton kömür aldın fabrikaya. şimdi buna 2015 gideri dersen olmaz. ne zaman kullanacaksan o zamanın gideri olmalı.

veya 2015 aralık ayında elektrik kullandın, faturası 2016 ocak'ta geldi. şimdi bu gider ocak 2016'nın gideri mi? değil, aralık 2015 gideri.

böyle bir şey kabaca.
0
kibritsuyu
(18.12.15)
işletmeler süreli olarak kurulmuyor, süre sınırlaması yok yani sınırsız süre diyebiliriz. işte bu nedenle işletmelerin ömürleri belirli dönemlere ayrılıyor ki hesap kitap yapılabilsin. işletme durumunu net olarak görebilsin. aksi halinde işletmeler kar mı yapıyor zararda mı bilinmez. stok ne durumda, sabit kıymetlerin yıpranma payları vs. herşey birbirine karışır içinden çıkılmaz.
tahakkuk sistemi de dönemsellik ilkesinin gereğidir. bir döneme ait gelir ve giderler tahakkuk esasına göre kayıt altına alınıyor ki diğer döneme karışmasın, sonuçlar doğru belirlensin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.12.15)
(1)

debe'den kaybolan entry

made in siberia
bugunku debe'de bir entry vardi akp politikalarini elestiren, akp'lilerin bir gun yargilanacagini soyleyen..simdi bulamiyorum, ya yazari silmis ya da sozluk.save etmis olan var mi?
bugunku debe'de bir entry vardi akp politikalarini elestiren, akp'lilerin bir gun yargilanacagini soyleyen..
simdi bulamiyorum, ya yazari silmis ya da sozluk.
save etmis olan var mi?
0
made in siberia
(18.12.15)
şunlardan biri olabilir mi?
eksisozluk.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.12.15)
(17)

Yarın askere gidiyorum

oysabenseningozlerinsizedemembilirsin
Öneri verin, tavsiye verin moral verin birseyler verin iste cok tedirginim dostlar
Öneri verin, tavsiye verin moral verin birseyler verin iste cok tedirginim dostlar
0
oysabenseningozlerinsizedemembilirsin
(17.12.15)
sayılı gün çabuk biter, bitiyor sahiden de ^^
0
devilred
(17.12.15)
rahat ol. bir şey olmaz. sayılı gün çabuk geçer.

not: askerliğimi daha yapmadım.
0
dead and broken
(17.12.15)
yanına telefon alma, kafan rahat olsun. yani zaten yasak ta gizli gizli de sokma sen
0
yamuklu sucurta
(17.12.15)
hayırlı teskereler
0
mesgul ve huzursuz
(17.12.15)
hayırlı teskereler
0
all girls dream
(17.12.15)
hayırlı tezkereler olsun:))
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.15)
Sagolasiniz:) tel yasak değil artik:)
0
🌸oysabenseningozlerinsizedemembilirsin
(17.12.15)
son gece bende uyuyamamıştım
orada sadece geçici bir süre için olduğunu unutma yeter.
0
atacaksinfinke
(17.12.15)
kisa donem? uzun donem? sinif?

ayrica hayirli teskereler.

ben gittim 1 sene kafa dinlediydim. :) üstelik silah kullanmakta serbert.
0
helenart
(17.12.15)
güle güle git güle güle gel. yolun açık olsun. tavsiyem yok gitmediğim için.
0
sutlu nescafe
(17.12.15)
Erkek adamsin, yok kogus kalabalik, yok yatak dar, yok gece soguk. Takilma bunlara, insan her seye alisiyor, alismali. Gecer gider, Allah kavustursun.
0
dougsampson
(17.12.15)
Kisa donem muharebe sınıfı :)
0
🌸oysabenseningozlerinsizedemembilirsin
(17.12.15)
acemi birliğindeki ortam sosyal hayatında bile yoktur belki o yüzden gerilmene gerek yok akşam istirahate çekildiğinizde alın kantinden cips kolanızı muhabbetin dibine vurun. arkadaşların hep kısa dönem olacak zaten acemi birliğinde. kafa dengi bulman zor olmaz. gitmeden boyunluk ve silikon tabanlık al mutlaka
0
rapon
(17.12.15)
Gule gule git gule gule gel. Zaman inanilmaz hizli geciyor. Bir bakmissin bitmis.
0
innerbliss
(17.12.15)
Cok sagolun hepiniz :)
0
🌸oysabenseningozlerinsizedemembilirsin
(17.12.15)
şimdi hesap ettim. askere gideli 2 sene olmuş.

bu konuda ciddiyim, zevk almaya bak.
0
astronom olmak isteyen makina muhendisi
(17.12.15)
bitmez dediğim askerliğin üstünden o kadar uzun zaman geçti ki, rakam söyleyebilmem için oturup hesaplamam lazım. geçiyor illaki. kendine meşgale bul, vakti geçirecek şeylerin olsun. boş durma, kurallara düşünmeden uy, hayırlı teskereler.
0
rencber
(17.12.15)
(17)

Çağımızın en büyük sorunu ne?

krasich
Sizce çözüme kavuşturulamayan çağımızın en büyük sorunu ne?
Sizce çözüme kavuşturulamayan çağımızın en büyük sorunu ne?
0
krasich
(17.12.15)
hepsi amk.
0
ya ben lan neyse
(17.12.15)
veba?
0
mesene
(17.12.15)
köpütülizm
0
brcode
(17.12.15)
seks açlığı
0
siradisi00
(17.12.15)
Kaynakların paylaşılma şekli hâlâ yanlış. Yaşadığımız dünyada hâlâ açlar ve savaştan ölenler var. Çağımızda ters giden ne varsa hepsinin tek nedeni paylaşım şeklimiz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.15)
Bence egitim sistemi.
0
brnbrs
(17.12.15)
o kadar bariz noktaya geldi ki artık koç bile şikayet eder oldu: kapitalizm.
bir de sonumuzu hızlandıran: küresel ısınma.
0
kehanet
(17.12.15)
insanlık. insanlığın yok olması gerek.
0
biyik
(17.12.15)
whatsapp'daki mavi tik
0
mr.goodcat
(17.12.15)
Birbirini besleyen bencillik ve maddecilik. Bunlarla alakalı olarak, açgözlülük, hırs, ihtiyaç dışı tüketim, gösteriş, kolayca sahip olma arzusu, kibir ve daha birçok şey dünyayı mahvediyor.
0
harvey
(17.12.15)
eğlence kavramının içinin boşaltılması.
0
kaledekiyalnizlik
(17.12.15)
cahillik.

ama bunun nedeni eğitim sistemi değil. yönetenler tarafından halkların eğitilmesinin istenmemesi. halkaların da bunu göremeyecek kadar mal, görenlerin de sus payı alacak kadar haysiyetsiz ve vatan haini olması.
0
alm est
(17.12.15)
politik doğruculuk.
0
der meister
(17.12.15)
dikenli kirpi
0
hebanon
(17.12.15)
nick cave dinlememek.
0
mermize
(17.12.15)
tik vermeyen kullanıcı.
0
ya ben lan neyse
(17.12.15)
saç dökülmesi.

şaka bir yana, egodur tabi. medya yüzünden kaybolan insanlar. kişiliksizlik. herkesin başkasına benzemeye çalışması.
0
icim urperiyor
(17.12.15)
(6)

kanvas tablo yapmak icin kanvas tablo yapmak

halanne
amac su tabloyu yapmak: http://www.ikea.com.tr/urun-katalogu/ev-dekorasyonu/resimler/40295873/pjatteryd-resim-seti.aspxhatıra ve koleksiyon olsun diye butun seyahatlarimizin ucak, otobüs ve metro vs vs biletlerini saklarım zaten. ikeada bu tabloyu gorunce cekmecede kutu icinde saklayacagimiza boyle
amac su tabloyu yapmak: www.ikea.com.tr

hatıra ve koleksiyon olsun diye butun seyahatlarimizin ucak, otobüs ve metro vs vs biletlerini saklarım zaten. ikeada bu tabloyu gorunce cekmecede kutu icinde saklayacagimiza boyle bir tablo yapalım dedim. simdi bunun altına nasıl bir zemin yapmak lazım? hazır yaglıboya tablo tuvali mi alsam yoksa amerikan bez ve 4 tane cita bulup kendimiz mi yapsak? ya da amerikan bezi yerine baska bir bez mi daha iyi olur? tutkal olaak da ne kullanmak lazım? ona gore bezin turunun degismesi gerekir mi ki? kendimiz yapmak daha zevkli tabi ama o zaman da bezi iyice germek icin zımba makinası falan bulmak gerek. nası yapalım duyurunun derya baykalları???
0
halanne
(17.12.15)
tuval şeklinde bir şeye sabitlerseniz gerçek biletleri zaman içinde tozlanıp yıpranabilir. temizlemesi de çok zor olur. çerçeve gibi bir şey daha yararlı olabilir belki?
0
freya
(17.12.15)
hazır yağlıboya tuvali almak daha iyi olur. maliyet açısından çok farklı olmaz, çünkü onlar malzemeyi toptan alıp seri üretiyorlar.
yalnız;
resimdekiler yapıştırma değil. aynı havayı vermek istiyorsanız transfer tekniğini uygulamanız gerek. transfer tekniği kumaşa da yapılıyor ama malzemesi memlekette var mı bilmiyorum. tişöret baskı yapan yerlere yaptırabilirsiniz.
ağaç üzerine transfer baskı malzemelerini kırtasiyelerden bulabilirsiniz. nette de yapılışı hakkında bolca video/yazı var.

elimizdeki biletler olduğu gibi kalsın diyorsanız kumaşa kağıtları çok ince sıcak silikonla yapıştırabilirsiniz. daha profesyonel yapıştırıcılar da var sanıyorum ama kullanmadığım için öneremedim.

evinizin dekoruna / zevkinize uyuyorsa çöyle bi mantar pano da yapabilirsiniz. biletleri şık raptiyelerle tutturursunuz. mobilyacıların kullandığı raptiyeler olabilir mesela.
4.bp.blogspot.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.15)
hayat aklini konusacak bir filozof uret: freya'nın dedigi gibi acıkta kalırsa biletler zaman icinde yipranacak veya solacak. en azından tozlanacak. o yuzden uzerine cam ya da ona benzer biseyle cerceve de yaptırcaz sonrasinda. transferle falan da ugrasamayız su anda. uzunca sure yataktan cıkamayacağım o yuzden yattığım yerden yapacağım bisey olması lazım. zaten malzemeleri de liste yapıp siparis vericem, alıp gelicekler.
dolayısıyla beze yapıstırmak daha makul geldi.

sıcak silikon normal silikonla aynı sey midir? silikon tabancasına falan gerek var mıdır? ya da normal derby yapıstııcı ise yarar mı?
0
🌸halanne
(17.12.15)
transfer tekniği oldukça kolay bir teknik gözün korkmasın ve cok güzel durur
0
fasulyek
(17.12.15)
peki transfer teknigi için ne lazım?

bir de cok sacma bi soru olacak belki ama biletlerin yazıları ters cıkmayacak mı transferde?
0
🌸halanne
(17.12.15)
yatıyorsanız transfer tekniği zorlar. isterseniz şimdilik tuvale yapıştırın bir süre öyle kullanırsınız. üzerine cam cila türü bi koruyucu yapılabilir belki. tozdan korumak için.

tablolorı yapmadan önce evrakların fotokopilerini alırsınız. iyileşince transfer tekniğini çalışırsınız. ister tablo ister mobilyalara nereye isterseniz olur. mesela ufak bir müzik dolabı büfe, sehpa... şu tür şeyler de olabilir:
10marifet.org

yazılar transfer tekniğinde ters çıkar hakkaten. ben yapalı onbeş yıl filan oldu yazılı bişey kullanmamıştım o nedenle yazı durumu aklıma gelmedi. fotokopi çektirirken ters çektirmeniz lazım. ya da bilgisayara yükleyip tersini bastırırsınız.

sıcak silikon tabancayla yapılıyor. tabancayı japon pazarı, kırtasiye, tuhafiyelerde bulabilirsiniz. bali derby türü yapıştırıcılar kumaşta iyi sonuç vermiyor. kumaş yapışkanı emiyor. silikon kumaşa da kağıda da uygun.

kolay gelsin ve geçmiş olsun:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.12.15)
(6)

izmir havaalanindan izmir şehir otogarina nasil giderim.

kemal ulas barmanbek
evet arkadaşlar,başlıkta belirttiğim gibi bugün istanbuldan izmire ordan da aydın didime geçicem, fakat izmir havaalanından izmir otogara kaç dk da ve nasıl giderim otobüsle mi metro ile mi giderim hiç bir bilgim yok. yardımcı olun lütfen.Edit : EVET ARKADAŞLAR. İZMİR HAVAALANINDAN ÇIKINCA KARŞINIZA
evet arkadaşlar,başlıkta belirttiğim gibi bugün istanbuldan izmire ordan da aydın didime geçicem, fakat izmir havaalanından izmir otogara kaç dk da ve nasıl giderim otobüsle mi metro ile mi giderim hiç bir bilgim yok. yardımcı olun lütfen.

Edit : EVET ARKADAŞLAR. İZMİR HAVAALANINDAN ÇIKINCA KARŞINIZA HAVAŞ OTOBÜSLERİ ÇIKIYOR SANIRIM SAAT TE 1 BİR OTOGARA GİDEN HAVAŞLAR VAR 10 TL VERİYORSUNUZ 30 DK DA İZMİR OTOGARINA GİDİYORSUNUZ.
0
kemal ulas barmanbek
(14.12.15)
204 nolu otobüs var. www.eshot.gov.tr
0
ugokhan
(14.12.15)
Peki eshot biletlerini nerden alabilirim otobus icinde para vererek gidebilirmiyim ? Birde havaalani otogar arasi kac dk suruyor?
0
🌸kemal ulas barmanbek
(14.12.15)
havaalanından izban'a binip halkapınar aktarma istasyonunda inerek oradaki otobüslerden otogara gidene binebilirsiniz. en kolay bu gibi sanki. aktarma ücretsiz kent kart (izmirim kart) ile.

toplu taşıma araçlarına para ile binilmiyor, binmeden önce kent kart almanız lazım. sanırım 3-5 kullanımlık kartlar da vardı. eshot'un sitesinden bakabilirsiniz.
0
orient blue
(14.12.15)
kentkart bilet satan yerlerde var.
0
ergenpezeveng
(14.12.15)
+ olarak;
3-5 kartlarda aktarma hakkı yok. tek araç kullanımak daha ekonomik olur.

Başka bir alternatif de şu:
Havaalnından Aydın -Söke yönüne trenle gitmek. Oradan Didim'e geçmek.
Söke tren saatleri:
www.tcdd.gov.tr
Aşağıdaki trenleri kullanırsanız aydın'da inersiniz. ortaklar da olabilir. Dolmuş veya otobüslere bakarsınız netten.
Denizli tren saatleri:
www.tcdd.gov.tr
Nazilli:
www.tcdd.gov.tr:

Tren biletini havalimanını durağındaki gişeden alabilirsiniz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.12.15)
Hangi havayolları? Bildiğim kadarıyla Atlasglobal'in o taraflara ücretsiz servisi vardı.

Bir de şu var; www.havas.net
0
80 e 4
(14.12.15)
(33)

Hırsızlık meselesi

tavish11
Ekşi sözlükte şu başlığı ( https://eksisozluk.com/ogrencilikte-yapilan-hirsizliklar--2375751 ) okuyunca buradakilerin de bu olguya nasıl baktığını merak ettim. Sözlükte baya yorum yazan olmuş. Çevremde part time çalışan öğrenci arkadaşların da ufak tefek şeyler aldığını biliyorum. Mesela bir kalem,
Ekşi sözlükte şu başlığı ( eksisozluk.com ) okuyunca buradakilerin de bu olguya nasıl baktığını merak ettim. Sözlükte baya yorum yazan olmuş.

Çevremde part time çalışan öğrenci arkadaşların da ufak tefek şeyler aldığını biliyorum. Mesela bir kalem, ya da paketi açılmış tekrar satışı yapılamayacak ürünler gibi... Okulda ise kantinden bir şeyler alanlar var. Buna kendileri "kamulaştırma" diyorlar.

Sizin bu "alma" / "çalma" durumlarına bakış açınız nedir? Hırsızlığın büyüğü de küçüğü de birdir mi diyorsunuz yoksa kapitalist sistem zaten bizi sömürüyor. Bu kadar insanın emeği üzerinden para kazanıyor. Ben de parasız alıyorum mu diyorsunuz?

Türkiye tarihinin en büyük vakalarından birisi 17-25 aralık operasyonuydu. Bu hırsızlık/bir şeyler alma olgusunu doğal karşılayanlar 17-25 aralıka nasıl bakıyor?
0
tavish11
(14.12.15)
hayatım boyunca hiçbir şey çalmadım/izinsiz almadım. bu durumu meşrulaştırmaya karşıyım, küçük/büyük farketmez.
0
anneboleyn
(14.12.15)
Hırsızlık, akıl baliğ olup ergenlikten çıkıldığı halde yapılıyorsa küçük başlar, büyük devam eder diyenlerdenim. Yani bence hırsızlığın küçüğü ya da büyüğü olmaz. "Kamulaştırma" çirkin bir meşrulaştırma bahanesi bence...
0
cok sey hakkinda az sey bilen adam
(14.12.15)
belki kitap konusunda mazur görebilirim. hiç kitap çalmadım ama kitabım çalınsa eğer çalan kişinin öğrenci olduğunu ve faydalanacağını bilirsem bir şey demezdim.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(14.12.15)
Hırsızlık dostum. Kimse meşrulaştırıp şirin göstermesin.
0
kumlupara
(14.12.15)
uzun uzun yazayım dedim. bu braz ahlaki gelişim evreleri ile ilgili. kohlberg bunu iyi bir anekdotla anlatır;

(gece gece yazmak istemedim şimdi. kopi peyst yabıcam kusura bakma.)

Kohberg’in meşhur eczacı ikilemini içeren senaryosu şöyledir: ?Avrupa?da bir kadın az görülen kanser hastalığının bir türü nedeni ile ölmek üzeredir. Aynı kentte bulunan bir eczacının keşfettiği radyumun bir formu olan ilaç onu kurtarabilecektir. Eczacı, ilacın maliyetinin on kat fazlası olan 2000 dolar fiyat talep etmektedir. Hasta kadının kocası Heinz, tanıdığı herkesten borç alarak ancak 1000 dolar toplayabilir.
Heinz eczacıya, karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek, ondan ilacı ya daha ucuza vermesini, yada Paranın yarısını daha sonra vermeyi önerir. Fakat eczacı, ? bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum!? der ve Heinz?in önerisini kabul etmez. Bunun üzerine çaresi kalmayan Heinz, bir gece eczaneye gizlice girerek ilacı çalar??
Heinz ilacı çalmalı mı? Çalmamalı mı? Niçin böyle yapmalı veya yapmamalı nedenlerinizi, gerekçelerinizi açıklayınız.(Beykent Üniversitesi; 2006; Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dersi Final sorularımdan biri idi..)

Yukarıdaki ahlaki ikilem içeren öykü 24 kişilik kız öğrenci grubuna verilmiş ve cevaplarını gerekçelendirerek yazmaları istenmiştir. Grubun 2/3 ?ü ?Evet, Hans?ın ilacı çalması doğrudur, çünkü?? gurubun 1/3?ü ise ?Hayır, Hans ilacı çalmamalı, çünkü?.? şeklinde yanıtlarını vermişlerdir.Aşağıda bunlardan beş ayrı olgunun yanıtlarını inceleyeceksiniz.

FARKLI AHLAKİ YARGI DÜZEYLERİNE İLiŞKİN DÖRT OLGU ÖRNEĞİ

Olgu 1 : 20 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ; EVRE 5
” Cevabım hayır! İçerisinde yaşadığımız toplumun belli kuralları vardır. Herkes de bu yasak ve kurallara uymak zorundadır. Çünkü herkes tarafından akla uygunluğu kabul edilmiştir.Hırsızlık toplum kuralları tarafından suç sayılan kötü bir davranış biçimidir.Kimse kendisinden izin alınmadan eşyasının yada herhangi bir şeyinin gizlice alınmasından hoşlanmaz. İnsanı çaresizlikler birçok kez yanlış davranışlara sürükleyebilir, ama her ne olursa olsun bize ait olan beyni kullanmamız lazım İçerisinde bulunduğumuz durum bizi hiç bir zaman umutsuzluğa kaptırmamalı, Kendimize yapılmasını istemediğimiz durumları başkalarına uygulamamalıyız. Çalmak da hem toplum kuralları açısından yanlış ve yasak hem de inandığımız dinin kuralları açısından yanlış ve yasaktır. Her ne olursa olsun hırsızlığın doğru olduğunu düşünmüyorum. Elbet her çaresizliğin içinde bir çare vardır. Yeter ki, doğru dürüst insan ol. Elini attığın her kapı sana açılır. Eğer ki bir yaratıcımız varsa muhakkak ki bizi görür ve el uzatır. Eğer uzatmazsa da bir bildiği vardır. “Hırsızlığa hayır !” diyorum?”

Olgu 2 : 21 YAŞ KIZ ÖĞRENCİ ; EVRE 4

?Hayır bu davranış yanlıştır. Heinz?ın ilacı çalarak konuya duygusal olarak yaklaştığını düşünüyorum.Eczacının tutumu karşısında durumu en yakın ilgili mercilere durumu izah etmesi ve onlardan bu konuda yardım talep etmesi gerekirdi. İlgili merciler belediye, muhtarlık yada yardım kuruluşları olabilir, Daha üst mevkilerde olabilir. Hatta eczacıyı gerekli yerlere şikayet edebilir?

Olgu 3: 20 YAŞ KIZ : 6. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
” Evet! Bu davranışı doğru buluyorum. Çünkü, Heinz ilk önce çalma gibi bir eyleme başvurmamıştır.Elinden gelen her şeyi denemiştir, borç almıştır , çok sevdiği karısı ölmek üzeredir, paranın devamını söylediği halde eczacı zalimce davranmıştır.Akla gelebilecek bütün çareleri tükettikten sonra ilacı çalması kaçınılmazdır.Bu belki etik açıdan doğru karşılanmayabilir fakat empati kurduğumuzda hansın yerinde olan pek çok kişi aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum. Eğer bir insanın yaşamı biraz para yüzünden son buluyorsa bu içler acısı bir durumdur. Heinz?da kendini çok suçlu hissedecektir .Çok sevdiği karısını yaşatmak için bir çaba göstermezse vicdanı çok daha fazla rahatsız olacaktır. Bence gerçekten çok mecbur kalmasa ilacı çalmazdı. Bu nedenle bu davranışı doğru buluyorum. Hiç bir şey insan hayatından önemli olamaz. ve eminim ki ilacı karısına götürdükten sonra eczacıya olan borcunu ödeyecekti.?

Olgu 4 : YAŞ 19 KIZ : 3. EVREYE YAKLAŞAN BİR YANIT
“Hayır! Bu davranışı yanlış! Karısı ölmek üzere olabilir fakat bu çalmasını gerektirmez.Çünkü Heinz burada sevdiğini kaybetmek istemiyor ve bencilce davranıyor,çünkü aslında yalnız kalmaktan korkuyor.Belki bu para eczacıya da gerekli, bence suçludur.?

----

kohlberg çalabilir, insan eşi için her şeyi yapar, eşi olsa aynı şeyi yapardı diyenleri çıkarcı evreye koyup, çalabilir, insan hayatı söz konusu diyenleri ahlaki gelişimin tamamlamış, evrensel ahlak seviyesine çıkmış insanlar olarak nitelendirir bu arada.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(14.12.15)
silgimi aldı, pırtımı kokladi gibi empati kurarak nefretle lanetlediğimiz şey hırsızlık mı?

romantik laflar etmek istemiyorum ama; arkadaşlar kapitalizm dediğiniz şey sizin çalınabilecek her şeyinizi çalıyor. bakkaldan bir şey alırsınız, karşılığını verirsiniz. siz, karşılığını vermediğiniz zaman buna çalmak diyorsunuz. güzel.

bakkaldan çalarsanız bu onun için bir geçim problemine dönüşebilir. peki bunu carrefour için düşünelim. oradan çalacağınız şey bir geçim problemi yaratmayacaktır değil mi? bu olsa olsa bir kardan eksilme yaratacaktır. carrefour'dan bir şey alıp, karşılığını vermediğinizde bunun adı kamulaştırma değil de yine hırsızlık olsun, ok. peki carrefour'da çalışan işçiye carrefour bunun karşılığını vermezse bunun adı ne olurdu?

peki sizin verdiğiniz bir fikirle yüzbinler kazanılıyorken, bunun karşılığında size 3000TL veriliyorsa bunun adı ne? kabullenmişlik? öğrenilmiş çaresizlik? ne yapabiliriz kicilik? belki ben de bir gün sömüren tarafa geçebilirimcilik?

hepsi oluyor ama hırsızlık olmuyor değil mi?

bu büyük tepkilerin sistemin kendisine veya sizden çalanlara aynı ölçekte asla dönmemesi tam da @tavish11'in son cümlesinde yatıyor işte...
0
her giriste sifresini unutan adam
(14.12.15)
Duyuruda küfüre sert bakıyorlar, ne düşündüğümü yazarsam barınmaz bu cevap burda.

Ankara'da özellikle genç heyecanlı radikal solcularda çok gözleniyor bu. Şeytan diyor git sen de onun laptopını kamulaştır...
0
gunde 3 litre kola icen adam
(14.12.15)
bizim arastirma ofisinde kolombiyali bir postdoc var. gozune kestirdigi seyleri araklar sanki kendi evinde bir sey bulmuscasina. surekli is arkadaslarimizin masalarindan bir seyler eksiliyordu. ingiliz bir arkadas masasina kamera yerlestirmisti, oradan tespit ettik. lakin, adami isinden edip, adina leke surdurmektense etrafa yaziyla olan bitenin izlendigini belirten bir yazi asacagiz yakinda. eleman cocuk sahibi, aile babasi bir tip. ne yapacaksin? asirdigi kalem, kulaklik, sarj aleti vs icin, ailesini de cezalandirmak istemedik. ufak seyler belki maruz gorulebilir. ornegin, tatile gideceksindir, ucak biletini ofisteki yazicidan cikartirsin. ama ofisteki bilgisayarin monitorunu eve tasiyamazsin.
0
ubi dubium ibi libertas
(14.12.15)
ayrica, bana gore guneydogu'da kacak elektrik kullananlar hirsizlar. yazmadan edemeyecegim. yokluk falan da degil, adamin apartmani var kacak kullaniyor..

kacak bedeli olarak senden o parayi tahsil eden elektrik sirketi de ikinci bir hirsiz. baskasinin kendinden caldigini, senden calarak kotarmaya calisiyor. ama kacak elektrik kullananlar, sirketten daha bir hirsiz ; cunku senin, benim gibi faturasini odeyenlerin cebinden caldigi elektrigin faturasinin cikacagini bilerek bu hirsizligi yapiyor. sonra da devletten caliyoruz, hakkimiz vs gibi gerekcelere dayandiriyorlar yaptiklari isi.

bunu savunan adamlara da k.fam girsin.
0
ubi dubium ibi libertas
(14.12.15)
günde 10 cente işçi çalıştıran yavşakların kolonyal dönemde taşını toprağını sahiplendiği dünyadan sonra işi aya taşımaya çalıştığı bir noktadayız. aferin, hatta affffffferin çatır çatır götürsün çocuklar. pırlantaya vergi yokken kullanmak zorunda olduğun suyun elektriğin onun bunun vergisi, kdv'lerin ötv'leri var.

böyle iki yüzlü bir etik olacaksa hiç olmasın. kitlesel çalım işadamlığı, çocuklar kitlesel çalamıyor problem o.

bugünün fabrika sahipleri, büyük üreticileri eskinin dağıtımcılarıydı. bir görev verasetle devredilir ve o noktada kendi kendine tekelleşirse, yetki konumundakiler böyle tekelleşebilmenin kanunlaştığı yani kendilerini kolladıkları bir dünya yaratırsa ve sen o kanuna adaletle eş anlamlıymış gibi bir anlam yüklersen darwin'in adamı bir var iken bir yok eden değneğine mahkumsun.

bu çocukların ana babalarından çalınmayaydı böyle bir şey yapmak zorunda kalmaz bir de hırsız yaftası yemezlerdi.

çok kolay başka yerlerden konuşmak. yoksulun ahlakı tam olacak ama ondan o ahlakı soran her türlü herzeyi yiyecek. yok öyle bir şey. ne zaman bu ihtiyaçtan çıkar ve işin içine çalarak yaşamak girer bunların yaptığı gibi, o zaman sorun var. ama hakkı olanı başka türlü alamıyorsa yuhlayacak değilim, anca kutlarım.

(bkz: aylaklığa övgü) yine yeniden
0
godoşu beklerken
(14.12.15)
@acemi: o nedenle üretim araçlarının eşit dağılımı yani mülkiyetin olmaması diye bir mefhum var.

adam yağmayla zengin olduktan sonra kimin yağma yapıp yapmayacağını belirleyen bir hukuk yani üstünlerin hukukuna göre dediğiniz doğru.

aksi takdirde tek yanlı bir bakış var bana kalırsa orada. dünyadaki sömürünün müsebbiplerine alacak verecek çetelesi çıkarsalar ömür boyu hapis yatsalar ödeyemeyecekleri borçlar bunlar.

kamulaştırmanın sonu zaten olmayaydı iyi olurdu. türkiye'de tahkim yasasının çıkması sonrası istatistikler eskiyle kıyaslandıklarında bunu fazlasıyla ortaya koyuyor.

son not: ateşli silahlarla topraklarına konduğunuz insanları köle yapıp çalıştırdıktan sonra kendi kendinizi toprak sahibi ilan ettiğiniz o yerde birkaç kuşak sonranız meşru mülk sahibi olmuş oluyor diye suç değişmiyor. O topraklarda herkes eskisi gibi eşit pay sahibi olsaydı size gerek kalmazdı tabii, ama meseleye bu yönden bakmakta zorlanılıyor nedense. Siz derken 2. kişinin bakış açısından bahsediyorum tabii, not düşeyim.

Türkiye'de özel teşebbüsün kamulaştırılması değil, zaten kamu malının özelleştirilmesi söz konusu. Dolayısıyla bahse konu kamulaştırma zaten eskiden kamunun veya hazinenin olup daha sonra özelleştirilen şeylere ilişkin.
0
godoşu beklerken
(14.12.15)
hirsizliga hicbir sekilde saygiyla(?) yaklasamam. kitap hirsizligindan milyonlarca liralik hirsizliga, emek hirsizligina kadar. hepsi ayni sey. kitap hirsizligini hakli gorenler bir gun siyasete girse orada da calmayi hakli gorurler.

kisaca kilif cok. calmak calmaktir, bunun bir felsefesi yok. kucuk hirsizliklar yapan imkani oldugunda buyuk hirsizliklar da yapar.
0
sayns
(14.12.15)
buradan baklava çalan çocuklarla ülke dolandıranları aynı kefeye koymamız gerektiğini öğrendik. onların 9 yıl yediğini, diğerlerinin hala bulundukları yerde yemeye devam ettiklerini düşünününce bile aynı kefeye koymamız gerekiyor.

okumak için kitap çalanla satmak için kitap çalan da aynı kefede. hem de bilginin güç, ayakta kalma savaşında bir ileri nokta olduğunu bilirken.

vay canına. (bkz: öbür yanağını çevir) insanlar bunu demiyorlar, bu iyi niyetle kastedilen elbette bu olamaz ama ben farkı görmekte zorlanıyorum.

hani o seviyeye düşmemek, öyle olmamak = dediğimizi yap, yaptığımızı yapma'ya inanmak.

bu kafayla demek ki vahşete inanmadığım için, ayının teki gelse öldürücü darbeyi vurmadan önce her tarafıma pençeyi koysa ben de mızrak vs. çıkarıp dövüşmemeliyim o zaman. okuyup da aynı şey demeyenler olursa diye söylüyorum: tamamıyla aynı.

veraset, aile, devlet, özel mülkiyet nasıl çıktı bunlar; orijini ne, kimse merak etmiyor mu acep...
0
godoşu beklerken
(14.12.15)
godos, tamam herkes (senden) caliyor diye sen de git cal. al iste. neden o cok ozendigimiz avrupa ulkeleri gibi olamayacagimizin nedeni. minareyi calan kilifini hazirlarmis. bedavacilik, uyaniklik, kendini hakli bulma/ezdirmeme (!), kutsallastirma. hepsi burada.
0
sayns
(14.12.15)
Türkiye'de bir kesimde cahilliğe övgü var. Bu kesim cahil olmayı, hırsızlık yapmayı, okula gitmemeyi, kolay yoldan para kazanmayı erdem sanıyor.
0
Traveller
(14.12.15)
üniversiteden sınıf arkadaşım kitap fuarı zamanında fotoğraf paylaşmıştı, 50'den fazla kitap var fotoğrafta. yorumları okumadan "vay bee millette para var" demiştim. kitapların çoğu da minimum 30 liradan başlayan tuğlalardan. sonra yorumları okudum, birkaç kişi toplanıp gitmişler, çalmışlar kitapları. altında da bin tane yorum, helal olsun bilmem ne diye. lan çalacaksan bile (!) git bi tane kitap çal, şebeke kurmuş it. solcuyum ayağına neler yaptı pehey be.
0
nice tnetennba
(14.12.15)
Hırsızlık bu, herhangi bir kalıba sokarak ya da gerekçe arkasına sığınarak normalleştirilecek birşey olamaz
0
gazozailacatmauzmani
(14.12.15)
Ahlaksızlık. Kendinin olmayan, elde etmek için çaba göstermediğin, sana bedavaya verilmemiş bir şeyi alıp bu benim demek aşağılıkça. Bunu yapan insandan soğurum. Kız arkadaşım yaptı ondan da soğudum. İğrenirim.
0
i ve been mistreated
(14.12.15)
selam, kadrolu hırsızım; 17 aralık olaylarının bu kadar sallanmamasının sebebi milletin tam olarak ne olduğuna kafasının basmaması diye düşünüyorum. yani tayyip orda arasa film gibi olm adam öldürdüm falan dese o dramı görseler belki etkilenir bir şeylere kafa yorarlar ama fısıldayarak tamam onu şeyap demesinden etkilenmeyip siklemiyorlar bence.

bu arada kadrolu hırsız değilim, şaka.
0
yuto
(14.12.15)
çalmak evet hırsızlık ama boyutları var uçsuz bucaksız!
17-25 aralık operasyonu hırsızlığın Everest'i! hemfikiriz.
doğru bulmuyorum.

yukarıda demişler kaçak elektrik. ben bunu ödemekten nefret ediyorum! hakkımı helal etmiyorum. bu doğu için değil kaçak kullanan herkes için geçerli.


doğru bişey değil ama herşeyin bi yaptırımı olmalı. baklava çalan çocuk hırsız damgası yedi de baş çalanlar a hırsız dediğin an soruşturma yapılıyor.


hırsızlık var ama yaptırımları kademeli olmalı. çaldığın şey ne ise cezan da o kadar olmalı. 1 kalem 1 tl mi ve çalıyor musun 1 tl belki 2 tl ceza olmalı. nerede bunu uygulayacak hükümet?

ya daha bizim bilmediğimiz ne çok şey var çalınan.
0
indescribable
(14.12.15)
herkes benden çalıyor diye gidip ben de çalayım... siz benim yazdığımdan bunu anladıysanız diyecek bir şeyim yok.

ufakken bir iki önemsiz şey yürütmüştüm, bir tane grafit kalem mesela. bana diyorsanız, yani.

aslında orta halli olmasına rağmen evi birkaç kere soyulan bir ailenin çocuğuyum, hepsi de güvenin kötüye kullanılmasından oldu. bir tanesinde bizimkiler kimin soyduğunu bilmeden polise gittiklerinde araştırma sonucu kapıcının yaptığını öğrenip şikayet etmeme kararı almalarına rağmen adamcağız 1 yıl yedi. çocukları bir iki kere bizde video izledikten sonra özenip diretmişler babalarına, video al diye(beta vhs kaset oynatıcısı zamanları). adam o yaşta yerin dibine girdi utançtan. bizim video bize geldi, adamın 1 yılı gitti. niye söylemedin, arada verirdik kullanırdınız diye hayıflandı benim köy enstitüsü öğretmenlerin köylü çocukları olan annem ve babam. ben ailemden bunu aldım, çocukken raj kapoor'un awaara'sını, canım kardeşim'i falan izleyerek büyüdüm, onlar haline hayatın herhangi çok basit bir cilvesiyle gelebileceğim bu insanlar benim için öcü değil, adi değil, insanca istekleri olan ve sömürü olmayan bir sistemde bunu yaşamak zorunda kalmayacak insanlar, videosu olmayan çocuklarla aramda bir fark olmadığını o yaşta biliyordum, bana verildi bu. bu soruyu cevaplarken kendi malımı düşünerek cevaplamıyorum o nedenle, bunun tehdidini hissetmiyorum. bunları herhalde demem gerekiyordu, sonradan ekledim...

dönersem konuya, size diyecek bir şeyim yok da soruyu soran arkadaşa hangi açıdan baktığımı daha iyi anlatmak için devam etmek zorundayım.

birisi sizin olanı çalıp bununla yatırım yaparak zengin olduğunda dahası bunun devamı için özelleştirme yasaları çıkardığında, "ah ne güzel çalıyorsun benden/ondan öyle" deyince "ahlaklı" olmuyorsunuz. tepkisiz ve sürekli kendisinden bir şeyler çalınabilen bir topluma katkıda bulunuyorsunuz ancak. kendi toplumumuza bakınca zaten bunu görüyorum, tersini değil hatta dünyanın çoğu yeri böyle. aa hala oy verdi diye şaşırılıyor sonra. anlayış olarak hiçbir farkınız yok o halde neden şaşırıyorsunuz? o romantik fransız devriminde de burjuvalar aristokratlardan çaldı, ona ne kulp takacaksınız acaba?

bütün dev zenginlikler suç işleyerek oluşmuştur. o ahlakı biraz olsun bu insanları ele alırken gösterseniz neden bahsettiğinizi anlayacağım. hepiniz maşallah çok duyarlısınız. o duyarlılığınızdan ne var ki ona hiç ihtiyacı olmayan yararlanıyor, text kitaplarını alamamak, otobüs bileti satın alamamak gibi dertlerle boğuşanlar değil. onlar için kimsenin duyarlı olmasına gerek yok, onların asgari ücretle çalıştırılan, hatta kanun dışı kayıtsız çalıştırılan, sendikaları kapattırılan işçi anne babalarının emeğinin, alın terinin zerre önemi yok. sigortasız işçi çalıştırılmasının önemi yok.

madende, tersanede yüzlerce adamın ölmesinin önemi yok. iyi eğitimin parayla gelmesinin önemi yok. tamam bu sayede herkes neredeyse orada kalabilir.

bunu savunmak için statükocu olmak gerekir, zaten ateş olmayan yerden duman çıkmaz. birisi diğerine saldırdığı zaman bu saldırılan değil saldıran hakkında bir şey anlatır.

soruyu soran arkadaş fikir almak istiyor, bu güzel bir tartışma konusu ve benim tek yapmak istediğim anlayarak tartışmak.

minareyi çalan kılıfını hazırlamış diyene kadar ilk önce kim neyi çalmış ona bakabileydiniz zaten bunu da söylemezdiniz. size göre laf eylemden daha önemli.

adam çalarken "iş işletiyorum" diyince kılıf olmuyor o, "girişimcilik" oluyor. o basit dille konuşayım o zaman: hadi be oradan.

uyanık sizsiniz, siz, hem nasıl.

("ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" demeyeyim de yine ve yeniden "ücret emek sermaye"(k. marx), "ailenin devletin özel mülkiyetin kökeni"(f. engels)diyeyim, cahil kalmak steyenler okusun)
0
godoşu beklerken
(14.12.15)
@anneboleyn +1
0
manuel mandalina
(14.12.15)
"Sefaletten zenginliğe" adlı kitabı okursanız godoşu beklerken'in ne demek istediğini anlayabilirsiniz zannımca.
0
buffy de vampir sayılır
(14.12.15)
hiçbir türlü hırsızlığı büyük, küçük kabul etmem. çevremde de yapanı barındırmam. sadece dinsel değil manevi olarak da hak geçmesini çok ciddiye alırım. ailemden bile bir kuruşu izinsiz almam.
0
hushhush
(14.12.15)
@acemi
"liseliler bilmez", bakkallar stok yaptigi donemde devrimciler karaborsacilarin depolarini basar, halka gercek fiyat uzerinden satis yapardi. sonra da o parayi bakkala verirlerdi. sistem boyle diyip bakkalin insafina, bakkalin daha cok edinmesi karsisindaki olum kalim mucadelesine seyirci kalinmazdi. bunu da o donemin karaborsacilarindan baska kinayan kimse gormedim, halksa ayni halk, ahlaksa ayni ahlak.
0
her giriste sifresini unutan adam
(14.12.15)
yukarıda bayağı bayağı ahlaki gelişim evreleri yazdık. bu işin bilimsel yanını irdeledik ama ekmek çalan adamla banka batıran adamı aynı kefeye koyanlar var, ilginç.

bu da gösteriyor ki bizim toplumumuz daha çok kohlberg'in "kanun, düzen" dediği dönemde saplanıp kalıyor. bir şey kanunen yasaksa yanlıştır. değilse yapabilirsin. yarın öbürgün o yasak olan şey yasak olmaktan çıksa bu gibi adamlar ilk olarak o şeyi yapmaya başlarlar.

birtakım insanların tüm servetlerinin ellerinden alınarak devlet eliyle koç gibi sermayelerin kurulduğu bir ülkedeyiz. alooo. ama biz bu konuda hakkında ne yapabiliriz ki zaten değil mi?

bir de o özendiğimiz avrupa var. özendiğimiz avrupa nasıl özendiğimiz avrupa oluyor acaba? fransa nasıl işsizlerine her ay para ödeyebiliyor? ya almanya? ingiltere nasıl bu durumda? açıp iki tarih okuyun lan. adamlar dünyanın anasını belleyip sömürdü/sömürüyor, ben de onun gibi olmak isteyecekmişim. alla alla. yok kardeş kusura bakma, gidip hindistan'ın, cezayir'in vs vs anasını belleyeceksem, çin'de fabrika kurup günde onlarca sent karşılığında reşit olmayan çocukları çalıştırıp ürettiğimi başka ülkeye 100 katı fiyatına satacaksam olmayayım öyle. ha, başka türlü bir medeniyet geliştirmek de mümkün tabii. ama siz o özendiiniz avrupa olmak istiyorsunuz. sizi de anlıyorum. çünkü yarın öbürgün o müthiş "ahlak"ınızla yaptığınız" kanuni" işlerden voleyi vurmak istiyorsunuz. adınız da hazır. girişimci. size hayatta başarılar.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(14.12.15)
@bu nick: "bir şey kanunen yasaksa yanlıştır. değilse yapabilirsin. yarın öbürgün o yasak olan şey yasak olmaktan çıksa bu gibi adamlar ilk olarak o şeyi yapmaya başlarlar"

aynen. bu duyuruyu okurken gözlerim pörtledi benim. ve cehaletten bahsedeni bile var.

devamını da çok güzel yazmışınız; avrupa'nın bugüne nasıl geldiğine bakmadan avrupa'nın bu yanına özenmek inanılır gibi değil. insan cevaplara bakarken kendine "yok be yanlış anlıyorsundur, bir daha oku" falan diyor ama nafile. sınıf bilincinden gelen bir statükoculuk mu var işin içinde, yoksa kraldan çok kralcı bir stockholm sendromluluk mu anlamadım.
0
godoşu beklerken
(14.12.15)
öyle bir şey var. kırmızı ışık deneyleri var. insanlar polis olduğunu görünce kırmızıda duruyor. aynı insanlar polis olmadığını görünce kırmızıda durmuyor. bu güruh "kanun, düzen" döneminde işte.

@godos bunlar birgün de nike'a hırsız dememiştir mesela. nike bir marka, girişmcilik başarısı abilerin gözünde. benim gözümde ise nike hırsızdır. net.

benim tavrım her olayda farklı olur. özel olarak insanların yaşadıklarını ve neden çaldıklarını dinlemeden onlara hırsız diyemem.

robin hood hırsız mıdır mesela?
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(15.12.15)
sözlükte pisikologum ben'in yazısı epey tepki çekmiş aynı zamanda epeyce onay almış. sosyal biimcilerin ilgileneceği bir yazı. ilginç. yazıyı okuyunca empati kurmamak olanaksız. mafyaya öfke duyup, 23 lira maliyetli pabucu 100 liraya satan şirkete "ohh olsun" diyorsun.

biz insanlar bu kadar çok yanlışın içinde doğru kalmakta zorlanıyoruz. psikolog öfke duymakta haklı, öc alma duygusunu ona anlatacak halimiz de yok, o kadar okumuş etmiş. ancak kesin olan şey; yapılan eylemin sermayeye karşı yapılmış olması onun kamulaştırma olması demek olmadığı. keza bardan çalınan kültablası, büyük marketten çalınan bilmemne de kamulaştırma değildir.

kamulaştırma kamu tarafından yapılır. kamu da aklına estiği gibi yapmaz, konuşur değerlendirir vs. bireysel olarak yapılan kamulaştırma değil mülkiyetin el değiştirmesidir.

devlet eliyle yapılanın dışındaki kamulaştırma söylemi ve uygulaması türkiye solunun başlangıcından beri var. benim bildiğim 70'lerin başları. arkadaşlar da (yoldaşlar yani) yaparlardı. hehehe kamulaştırdık filan. banka soygunları da birer kamulaştırma eylemiydi. örgüt oturur karar verir ve uygulamaya geçerdi. banka soygunlarından elde edilenle dergiler basılır, silah ve mühimmat alınırdı. biliyorsunuz mahir'ler ve niceleri o silahlar ellerindeyken öldüler. kafalarındaki hiç bir bilgiyi adına kamulaştırma yaptıkları halk için kullanamadan düştüler.

şimdi sola bakıyorum da, neredeyse hepsi che'nin cebindeki kitaba, deniz'in sevdiği senfoniye vakıf ancak büyük çoğunluğun terzi fikri'den haberi yok. terzi fikri ve yoldaşları da düştüler aynı mahir'ler gibi. ama onlar güzel bir örnek bırakırken, işte böyle olmalı paylaşım derken düştüler. o kadar doğru yoldaydılar ki, sermaye 80 karasına bulanırken ağzından çıkan söz biz gelmeseydik fatsa'dakiler gelecektii oldu.

kısa keseyim, kamulaştırmak için öncelikle kamu olmayı becerebilmek lazım.

kapitalist sistem bizi sömürüyor o zaman ben de onu sömüreyim düşüncesi bir nevi plesobo. sömürü devam ediyor, sömürü duruyor mu? üstelik bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, sömürüye karşıyım ama sömüreni sömürmeye karşı değilim. dişe diş, tırnağa tırnak, cana can he mi? bu yolun sonu hiç hayra alamet değil...
---/---
sağlık konusu örneklendirilmiş, hindistan örneği verilmiş. hindistan'da ve şu an hatırlayamadığım bir ülkede daha ilaç içeriğini çözümlemek yasaldır. hindistan'ın en sevdiğim iki olgusundan biri bu. diğeri de bizim ekmek yere düşünce yaptığımızı onların eğitim araç gereçleri için yapması. yere düşen kitabı alıp öpüp başının üzerine götürüyorlar. bizde olduğu gibi kopya anılarını marifetmiş gibi anlatmadıklarını söylememe gerek var mı bilmiyorum. tıp ve bilişimde geldikleri nokta belli.
---/---
hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, yaşı da olmaz. ufaktı aklı ermiyordu diye bişey yok. öğrenciydim falandım filandım diye bişey de yok. bu gün kopya çeken yarın intihal yapar.
---/---
bilginin zekatı paylaşmak. herkes bilgisini paylaşsın mesela. makale peşinde göbekleri çatlıyor insanların. kitap desen hangi birini alacan. kütüphaneler geliştirilmeli. ( sosyal mesajsız olur mu ;) e ama doğru yani. yazarın telif haklarının korunduğu ve geniş halk kitlelerinin ulaşımı olan çok çok güzel bir uygulama. kağıt yani ağaç israfı da olmuyor, bir ktap yüzlerce kitap yerine geçiyor. ohh miss.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.12.15)
zeytinyağının 40 lira olduğu ülkede kimse kusura bakmasın bence.

çok da güzel bi kitaplık yaptım kendime, vicdan azabı vb duygular yaşamadım, yaşamam da zira gidip sahaflara dadanmadım, işi endüstriyel boyuta taşımış olan korkunç kitapcılar düşünsün.

bazı şeylere değerlerinin 2-3 katı etiket yapıştırdığınız zaman bazı kararlar gerçekten kolay veriliyor.

bi gün biri kolumdan tutup 'napıyosun sen' derse hiç de mağdurmuşum gibi davranmam, utanmam, sıkılmam, 'asıl sen naptığını sanıyosun' derim gayet.

ben bugüne kadar hiç kimseden kitap sakınmadım, o kitapların geri gelmeyeceğini bile bile okuyacağını bildiğim insanlarla paylaştım, duyurudan onlarca kişiye bedava kitap yolladım, hiç de pişman değilim.

burada 'hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz yarın bi gün anamızı bacımızı da çalarlar' diyen tiplere de iyi güldüm, muhtemelen her birinden daha sağlam etik yargılara sahibim çünkü.
0
Kykeon
(15.12.15)
hindistan'a niye atıfta bulunduğum belli. olayı anlamamışsınız. ha diyorsanız ki hindistan sömürülmedi, diyecek bir şey yok zaten.
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(15.12.15)
yazdığımdan hindistan sömürülmedi dediğim anlaşılmıyor bana kalırsa. hindistan konusuna güzel bir örnek olduğu için değindim.
hindistan'da ilaçların içeriğini çözümlüyorlar, üstelik devlet eliyle yapılıyor. bu da içinde bulunduğumuz ve algımızı oluşturan ekonomik sisteme göre bir hırsızlıktır. adamlar emek ve para koyup bi ilaç üretiyorlar, sonra birileri gidip onu çözümlüyor ve ucuza satıyor. tüh tüh, gitti sermaye ve emek! oysa bana göre doğruyu yapan onlar.

içinde bulunduğumuz ekonomik sistem rezil. arkadaş özelleştirme hırsızlıktır diyor. öyle değilmidir? çayırları bile ranta açtılar yahu!
hırsızlık mülkiyetin olduğu ortamda oluşan bir olgu. özel mülkiyet olmasa hırsızlık diye bir kavram da olmaz. işte bunun için yazımın başında doğru kalmakta zorlanıyoruz diye yazdım.

hırssızlık kavramı uygulamada bir çok alt başlıklara ayrılıyor. o nedenle duyurunun altı ve sözlük karıştı.

"bir kalem, okulda kantinden bişey alanlar" deniyor soruda. kantincilik yapan dul bir arkadaşım vardı. oğlunu evlendirirken çalışması gerekti, emekli maaşı yetmedi. düşünelim şimdi; kadın 50 yaşında tüm gün ayakta çalışıyor, akşam eve gelip tavuk pilav pişiriyor. amacı üç kuruş para kazanıp oğluna ev açmak. öğrencilerin yaptığı kamulaştırma ne derece doğru bir hareket? gerçekten kamulaştırma mı bu? emek hırsızlığı mı yoksa? ne de olsa o ürünün parası için biraz daha fazla çalışması gerekecek değil mi?

hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. sistemin seni sömürdüğünü düşünüyorsan sistemi düzelteceksin. sistem bizi sömürüyor diyenlerden kaçı resmi gazete okuyucusu bilmiyorum. halbuki okunmalı, bilinmeli. tabii öncelikle anlaşılır hale getirilmeli. bu haliyle okusan da bişey anlayamazsın kolay kolay. neyse o ayrı bi sıkıntı. yapılmayacak iş de değil
çünkü ona bağlısın. senin için verilen kararlar orada. iki tane ayakkabı, üç tane goflet alıp sömürüye ayak diredim demekle sömürü durmuyor.

çayırlar konusunda hala çok kızgınım elimden de bişe gelmiyor. bütün şehir yasası bir tarım ülkesinin beline beline vurmaktır. haber etmesi benden.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.12.15)
bayağı zaman sonra hayat aklini'ya cevap:

aynen öyle, göze göz, dişe diş.

sizinkisi temenni. eğer dileyerek bu iş olcak idiyse, hiç bu kadar uzatmaya gerek yok; "insan insan olmadıkça bu mümkün değil", "hayat bayram olmalı, insanlar el ele tutuşmalı" der kapatırız.

kamu ne zaman kamu olur? bu soruya cevap aradınız mı?
cevabını x olsun.
x ne zaman x olur, diye devam ettiniz mi?

bunu olayın dibine inene kadar yaptınız mı?

ben mahir çayan'dan bahsetmiyorum.

ben sizden çalanın bir karar ve bilinç sahibi olduğunu,
bunu üstelik sınıf bilinciyle yaptığını,
bunun beraberinde statükoculuğu getirdiğini,
o nedenle çalışmayan adamların çalışmayı övdüğü,tokat atanın yanak çevirmeyi tembihlediği, kraldan çok kralcı ve kendisini mağdur edene gücüne tapma üzerinden hayranlık duyan toplumların içinde yeşerdiği bir kültürün spontan olmayan bir şekilde ısrarla verildiğini söylüyorum.


göze göz'e şaşıranlar için çok basit örnek vereyim:

kapkaççı gelip çantanızı çekip elinizden alıyor.
peşinden koşup çantanızı geri çektiğinizde hırsız mı oluyorsunuz? aynı şeyi yapıyorsunuz?

bu size göre farklı bir surumsa bana 2008 kriziyle düzenli soyulan insanları, onların paralarıyla kurtarılan hortumcu CEO'ları, bu sürede evinden barkından olan ve trailer'larda hatta direkt sokakta yaşamaya başlayan bir sürü ABD insanını nasıl açıklıyorsunuz?

hadi tüm tarihi ve verilerini geçelim... toplum vicdanına sahip olamayan, anstisosyal spektrumda yüksek skorlar çıkaran insanların özellikle toplumu soymaya elverişli makamlara yönelmesi bile artık bir soruyu açık ediyor:

bu insanlar aldıklarını güzellikle mi geri verecek? kanunları da kendileri hazırlıyor ve değiştiriyorken?

vicdanı olmayan insanların doğru karara ulaşmalarını nasıl sağlayacaksınız? eğitimle derseniz, ne zaman ele geçireceksiniz de o eğitim sistemi ve boş zamanı, bunu yapabileceksiniz, size kim izin verecek?

statükoculukla korunan bu hırsızlıkların hepsi ile öngördüğünüz mücadele biçimi ne?

bir şeyi bilerek ve isteyerek yapan, neden ve ne zaman bunu yapmayı keser?

devrimlerin adı neden devrimdir? birileri hak ettiğinizi size verir mi, siz mi ellerinden alırsınız? ya da, en azından almaya karar verirsiniz?

gayet tabii göze göz. bedel ödemeyen dersi de çıkaramıyor. toplum hafızasına kölelikten başkasını yerleştirmek istiyorsanız...

yoksa kırk yıllık kani olur yani diyerek değil.

ve ben kitaplarımı hacılayan çocukların yarısını affettim, onlar kitaplarımı kullandılar. satmadılar. bilgiye erişmeye herkesin ama herkesin hakkı vardır. insanların bilgi paylaşmalarını beklemek vicdana gelmelerini beklemeye benziyor. insan öyle güzel bir şey olsaydı böyle bir sistemde yaşıyor olmazdı.
0
godoşu beklerken
(09.09.18)
(20)

Patates nasil kizartilir? Bu sefer de basaramazsam kendimi asıcam

dieselsingle2
Her turlu yemegi yapıyorum ama is patates kizartmaya gelince 0. Bimden aldim simdi dondurulmus patates elimde yag tava bekliyorum
Her turlu yemegi yapıyorum ama is patates kizartmaya gelince 0.
Bimden aldim simdi dondurulmus patates elimde yag tava bekliyorum
0
dieselsingle2
(13.12.15)
o patateslere fritöz lazım. tavada yapayım dedin mi dağılıyorlar. yada koca tencereye ver ediceksin yağı, patatesler içinde yüzücek ancak o şekilde yaparsın. hani çevireyim öteki tarafı da kızarsın dedin mi dağılıveriyor namussuzlar.
0
vayezikhan
(13.12.15)
işin sırrı kızgın yağ, tıka basa doldurulmamış geniş tava. beyazdan sarıya geçiş anında almak gerekiyor.
0
novotni
(13.12.15)
yağı dök iyice kızsın daha sonra patatesi ekle ama kapağı olsun sıçrar etrafa
0
basond
(13.12.15)
tavada olmaz abi o iş. bak makarna yaparken tencereyi suyla dolduruyon ya. hah o suyu yağla değiştir. makarna da patates olsun. önce kızdır yağı biraz. sonra at battisleri. ara ara kontrol et, piştiğinde zaten anlıyosun.
0
der meister
(13.12.15)
yağı tavaya dök.
yağ kızsın.
patatesi içine sokunca çıtır çıtır yansın.
sonra at.
yağ tavanın yüzeyinde 2 cm fazla olsun.
at sonra kızart işte.
0
Alt4y
(13.12.15)
Dondurulmus patates yerine patates alip soyup dogramakla baslamalisiniz bence
0
signore
(13.12.15)
Ben de yapamıyorum ya aynen. En yapamadığım şey. Bu önerileri denedim ben de ama bi gelişme olursa :) yazarsan, yapamayanlar da öğrensin, he mi
0
neynep
(13.12.15)
patates kızartmasının püf noktası kızgın yağ. yağ iyice kızsın patatesleri atınca çııtırdasın.
tava kör ise patates kızartması dağılır. o tür tavalarda et güzel oluyor. ince etli, ısıyı çabuk yayan alüminyum ve bakır tavalar pişi, patates kızartması vb. için en iyisidir.

patatesleri tavaya atınca bekle biraz kızarsınlar. kızarmadan maşayla müdahale etme, dağılırlar. gerek görürsen tavayı hafif salla arada. kabuk oluşunca maşayla karıştırırsın, her yanı pembeleşince çıkarırsın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.12.15)
donmuş patates patates değildir. erinmeyip git normal patates al ve ince uzun doğra. suyun içinde iyice temizle patatesleri. daha sonra o temiz patatesleri yine temiz suda beklet. ondan sonra at tavaya kızgın yağın içine, bak nasıl muazzam oluyor.
0
teritori
(13.12.15)
teritori'nin tavsiyesine ufak bir ekleme: yağa atmadan patatesleri kurulamayı unutmayın. yoksa üstünüze yağ sıçrar.
0
signore
(13.12.15)
benden de ekleme, patatesleri atmadan önce tuzlayın.
0
nice tnetennba
(13.12.15)
ben de bu konuda çok kere çıldırdığımdan konuya daldım kusura bakmayın ama,
donmuş değil, taze yağ, bol yağ,geniş tava/tencere, yıkanıp kurulanacak iyice, yağ beyazdan sarıya dönerken alınacak, çok yanmayacak, ama kızaracak diyorsunuz bu şekil.
bi de bazı tarif seylerinde yarı kızartıp alıp tekrar koymalı filan vardı, ben bi faydasını görmedim ama..
bi de şöyle bişi var, kızdırıyoruz yağı kıvamında, her şey mükemmel, ama pattizleri atınca en azından oda sıcaklığında, bu yağ ile pattiz arasında ısı transferi oluyör sonuçta ve yağ ısı kaybediyor. Az kızmış yağda da pattizler hem yavaş oluyor hem çok yağ çekiyor hem kızarmıyor.
Öf çok zor ya.
0
neynep
(13.12.15)
en kritik nokta atlanmış: patates türü!

mutlaka kızartmalık patates alın. pazardan alıyorsanız zaten satıcı ayrıştırmıştır. kızartmalık olmayan patateslerden alırsanız ne yaparsanız yapın düzgün kızarmaz. yağı çeker ve burger king'in sünger patatesleri gibi olur.

tavada değil derin bir tencerede kızartın. "kızartma tenceresi" diye internette arayın, görürsünüz.

MUTLAKA AMA MUTLAKA: yağı ısıttıktan sonra patatesleri atın.
yağın altını çok açmayın. ne kadar açacağınız ocağın ateşi & tencerenin kalınlığıyla orantılıdır. birkaç denemede ne kadar açacağınızı öğrenirsiniz zaten.
mutfağa ısınmış yağ kokusu yayılınca bir patates dilimini atın, çevresi kaynar gibi oluyorsa bütün patatesleri atın.
0
tabudeviren
(13.12.15)
en önemli nokta yağdır, kızartma için en iyisi ve fasfoodcularında kullandığı hurma yağı yada palmiye yağıdır (cok sağlıksız diyorlar). büyük marketlerde frita marka satılıyor. bu aralar bimde de satılıyor (galiba orkide marka).
0
cptxxx
(13.12.15)
bayanlar beyler, tavsiyeleriniz üzere patatesleri kızarttım. gayet hoş oldu.
rengi tam döndüğü sırada aldım dışı kıtır, içi yumuşak oldu, çok yağlı değildi.
sağ olun, var olun.
bi de yağa atmadan önce tuz döktüm üstüne, işe yaradı mı bilmiyorum
0
🌸dieselsingle2
(14.12.15)
patatesler yağda yüzmeye başlayınca da alabilirsin. yağda yüzmüyorsa rengi ne olursa olsun tam pişmemiş demektir.
0
tuzzluk
(14.12.15)
zaytinyağında kısık ateşte de yapabilirsin. çıtır olmaz ama efso lezzetli olur. patatesin lalitesi önemli ama, küçük ödemiş patatesi gibisi yok.
0
hasmetizm 2046
(14.12.15)
arkadaşım yağla falan alakası yok. emaye bir tencere al yağı dök içine kızart. bak görürsün aradaki farkı.

edit: tencerenin emaye olması şart. çelik tencerede falan deneme.
0
jesues
(14.12.15)
bim`in pattesini firinda yapiyom, nefis oluyor. üzerine coook az zeytin yagi gezdir, pommes baharati at (varsa) yoksa da tuz, karabiber, kekik...
0
menny
(14.12.15)
vay anasını arkadaş herkes patates kızartması uzmanı mı? yahut bu soruyu bekliyordu uzun uzun yazmak için :) ben de madem donmuş olarak aldınız artık onları atacak değilsiniz patatesleri yağlayıp fırına vermenizi öneriyorum. ama bundan sonra napıyoruz? kendi patatesimizi kendimiz soyuyor, doğruyor öyle kızartıyoruz. yine fırında tabi belirtmeye gerek yok sanırım.
0
kakao
(14.12.15)
(9)

yaşamaktan korkmak?

durme
ölümden korkmuyorum ama bu hayatta acı çekmekten, sefil olmaktan, çaresiz kalmaktan ölesiye korkuyorum ve bu korkular beni yaşarken öldürüyor. olumlu düşünerek bunu yendiğim bir dönem olmuştu ancak şu anda tüm yaşam ve yaşam planı feci korkutucu geliyor. kendimi bir türlü güvende hissedemiyorum. han
ölümden korkmuyorum ama bu hayatta acı çekmekten, sefil olmaktan, çaresiz kalmaktan ölesiye korkuyorum ve bu korkular beni yaşarken öldürüyor. olumlu düşünerek bunu yendiğim bir dönem olmuştu ancak şu anda tüm yaşam ve yaşam planı feci korkutucu geliyor. kendimi bir türlü güvende hissedemiyorum. hani ailem var, bana uygun sayılabilecek bir işim var, yeteneklerim vs var ama hep bir açıkta kalma korkusu, çaresizliğe düşme korkusu var bende. bu yüzden hep kaçınarak yaşıyorum, daha doğrusu artık yaşayamıyorum. hatta şaşıyorum insanlar nasıl geçiniyor, nasıl korkmadan çoluk çocuğa karışabiliyorlar diye. nasıl emin olabiliyorlar sağlıklarından.. kendimi huzurlu tutmak için hemen hemen tüm altyapıya en azından asgari düzeyde sahibim, dışardan bakıldığında gayet güvendeyim ve çoğu kişiye göre şanslıyım ancak böyle bir zihne sahip lduğum için sanırım oldukça şanssızım. risk alamıyorum. risk almam için gereken eşik çok yüksekte. bunalıyorum. çok bunalıyorum. risk alıp da eksi duruma düşünce bunu kaldıramıyorum.

iyi gelebilecek bişiler söylemenizi umuyorum. depresyondayım, üzerime varmayın. ii geceler.
0
durme
(13.12.15)
maneviyat eksikliği olunca oluyor bu bana göre. sende bu var demiyorum, benim görüşüm. şimdi maneviyat diyince de dinle direkt ilişkilendirmeyelim, maddeye fazla bağlanmamak lazım diyelim.
0
nucleon
(13.12.15)
stoacılık felsefesini bi araştır, iyi gelecektir diye tahmin ediyorum. özellikle seneca denen düşünürü. hatta bir tane de video vereyim, ama ingiliççe www.youtube.com
0
no frost
(13.12.15)
kadınsan gebe kalmak büyük risk. erkeksen sevdiğin kadını hamile bırakmak. sonra o bebeğin her günü her dakikası risk.
0
kaledekiyalnizlik
(13.12.15)
manevi eksiklik+
ne dersin bilmiyorum ama bunun inanç yönünü araştirabilirsin.
0
1adam
(13.12.15)
aynı durumdaydım bence. sonra şeyi farkettim. lan ben ölmekten korkmuyorum. e eğer her şey çok boktan bi hal alırsa ölmek de bi seçim. kendimi öldürebilceğimi bilmek muazzam birşey bence.
0
ghilleinthemist
(13.12.15)
mor bembombom +1

tek taraflı düşünmicen. sürekli ya düşersem ya düşersem deyince yürümek korkutur. gideceğin yeri, o yere giderken yaşayacaklarını, sonunda vardığında alacağın hazzı da düşünmek lazım. düşmek olasılığı da var ama o kadar ufak bi olasılık ki... devede kulak.
bebeklerin ilk yürüyüşlrine hiç tanık oldun mu bilmiyorum. müthiş bişey aynı zamanda çok öğretici. bebek ilk adımını attığında düşebileceğini bilmez, yalpaladığının farkında değildir.onun bir hedefi vardır, hedefe kilitlenir ve olabildiğince hızlı şekilde o hedefe yönelir. ilkinde çoğunlukla düşmeden hedefi bulur. çünkü anne ya da baba kollarını açmış onu bekliyordur, aynı zamanda da kolluyordur. sonraki yürüyüşlerinde çocuk düşmeye başlar. popo üstü oturur, biyerini çarpar canı yanar... ama asla yürümekten vazgeçmez. kalkar bi daha yürür. oyun oynarken düşmeyen, dizi yaralanmayan çocuk var mıdır bilmiyorum. hayat da böyle işte. düşersin kalkıp yoluna devam edersin. her seferinde de bir şeyler öğrenirsin. düşünce kalkılabildiğini, yaraların iyileştiğini hatta sonra unutulup gittiğini öğrenirsin.

bizde bir laf var "düşmez kalkmaz bir allah" deriz. bu konuda her milletten adamlar türlü çeşit sözler söylemişler. hepsinin vardığı nokta aynı. başarılı dediğimiz insanların hayat hikayeleri iniş çıkışlarla dolu. bana kalırsa başarıya giden yolun olmazsa olmazı o inişler çıkışlar. bir nevi bağışıklık gibi. aşılar da aynı mantıkla çalışıyor. mikrobu verip bağışıklık sistemini zorluyorsun ki onunla savaşmayı öğrensin. ha bazen işler umulanın dışında da gelişebiliyor. zayıf olduğun zamana denk geliyor. mesela benim çocuklardan biri kızamık aşısı olduğunda kızamık mikrobunu önceden almış, hastalık kuluçka dönemindeymiş. üstüne aşı yapılınca vücut çok zorlandı soluğu hastanede aldık. yani tıptan yardım aldık. düşünce, sendeleyince yardım almayı da bilmek lazım. biz millet olarak bu konuda yanlışlar yapıyoruz onun için bu konuya da değinmek istiyorum. bizim minnet etmemek ya da kimseye ağırlık olmamak gibi düşüncelerimiz var. düşünce kalkamayacak durumdaysak yardım istemeyi bilmek önemli. biz genelde yardım etmeyi severiz de istemeyi sevmeyiz. halbuki yardım istenmezse nasıl yardım edebiliriz. yardım istemek; birinine yardım etme şansı tanımak aynı zamanda.

bak milletlerden de bir iki örnek vereyim. (bu yazının sou "aman n'olursun düşeyim" demeye gidecek gibi ya hadi hayırlısı :))
hani hep diyoruz ya almanlar şöyle almanlar böyle. e aynı zamanda tarihin görebildiği en büyük totaliter rejimi yaşamış bu insanlar. düşmüşler hem de ne düşmek, sefilliğin dik alası. . onlara kalan askeri disiplin olmuş. o disiplinle çalışarak bu günlere gelmişler.
amerikaya bakalım: kölelik. insanlık tarihinin en sefil sayfalarından biri. şeker için neler yaşanmış. şimdi şeker yemeyin zararlı diyen yine onlar. ( konular derin elbette, esas konudan sapmamak için değinip geçtim)
e aynı zamanda bir de orta doğu örneği var ki evlere şenlik. işte bunlar da yere düşünce birinin gelip kaldırmasına alışmış tembel ve şımarık çocuklar gibi. dünyanın akli melekeleri olmayan çocuğu da desek olabilir.

yanicesi; hayatta acı çekmemek diye bişey yok. sefillik ve çaresizlik ise sadece senin tutumuna bağlı. başına ters bişey geldiğinde ne yapacağını senin tutumun belirleyecek.

risk almak için gereken eşik çok yüksekteyse garanticisin demek ki. ben de öyleyimdir ve seni anlıyorum. okyanusları değil koyları tercih ederim, bir ayağım kıyıda olsun, en azından kıyıya ulaşabileceğim mesafede olsun isterim. e bu kötü değil ki. yüzmekten kaçınmadıktan sonra. malum kıyıda oturarak yüzme öğrenilmiyor, yüzmenin tadına varılmıyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.12.15)
Takipteyim.
Sanki konuyu ben actim tam beni anlatmissin. Tavsiyeleri bende dinlemek istiyorum.
0
annesharley
(13.12.15)
cevap veren herkese çok teşekkür ederim, inanın çok faydası oldu..
0
🌸durme
(15.12.15)
dakip
0
kozm
(15.12.15)
(5)

elimizde kemiksiz tavuk but var

condom kurşunu
Hani banvitin izgara tava diye gecen modeli. Bununla napilir? Dın diye sadece tavaya atip cevirmek istemiyoruz. Nasil yapsak ki? Kizartma olur firin olur ama kizartma tercih sebebi. Tesekkurler
Hani banvitin izgara tava diye gecen modeli. Bununla napilir? Dın diye sadece tavaya atip cevirmek istemiyoruz. Nasil yapsak ki? Kizartma olur firin olur ama kizartma tercih sebebi. Tesekkurler
0
condom kurşunu
(13.12.15)
Kuşbaşu doğra yanına mantar al mantar tavuk sote yap miss
0
efruz
(13.12.15)
Magi ve knorr'un fırın poşeti + baharat paketleri var. Icine elma dilimden biraz daha buyuk dilimlenmiş patate de eklenirse lokum gibi bir şey çıkıyor ortaya.
0
sylvan
(13.12.15)
yanına domates biber elma dilim patates falan atıp fırına ver bence. bereketli olur :D

ya da tuz karabiber biraz da yağa batır. 30 dk buzdolabında beklesin. sonra ızgara

ya da tuz karabiber falan işte direkt tavaya ver. üzerine biraz kekik. yemek yapmayı bilmiyorum ama youtubeda izliyorum arada. böyle şeyler yapıyorlar :D

burada bi tarif var. www.youtube.com
0
glamdr1ng
(13.12.15)
kuşbaşı yapıp taze soğanın sadece yeşil kısmından bolca eklenerek ve köriden istenen miktar konularak az suyla suyunu çekene kadar pişirilebilir. senede bir falan tavuk yiyen, fabrikasyon tavuktan kaçan biri olarak ancak bunu ehven buluyorum.
0
tedirginlik hucresi
(13.12.15)
çok sevilen ve çok kolay bir tarif:

malzemeler : bir havuç, bir kabak, hazır kremalı mantar çorbası ve kemiksiz tavuk but
sebzeleri rendele, çorba malzemesini ekleyip karıştır. tavuğu da ekle hepsini bi güzel karıştır. fırın tepsisine koy pişince çıkar.

kışın kabak yerine kereviz de kullanılabilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.12.15)
(21)

kız istemeye vakko çekiç çikolata ile gitmek

confessions of an adman
daha önce jack daniels çikolata ile gitmek istediğimi söyleyip linç yemiştim duyuru ahalisi tarafından. gümüş mümüş almak istemiyorum. şunu https://shop.vakko.com/tr/vakko-cekicli-cikolata-sutlu-868072051847 gördüm vakkoda sizce uygun mudur?
daha önce jack daniels çikolata ile gitmek istediğimi söyleyip linç yemiştim duyuru ahalisi tarafından. gümüş mümüş almak istemiyorum. şunu shop.vakko.com gördüm vakkoda sizce uygun mudur?
0
confessions of an adman
(12.12.15)
hacı iki dakika şaka yapma da düz git iste şu kızı herkes kurtulsun.

"örf adeti sevmiyorum farklıyım ben bunu göstermek zorundayım" kaygın var anlıyorum da o kaygın varsa kız isteme merasimine girmeyeceksin zaten baştan, kız arkadaşınla farklı bir çözüm bulacaksın. ne bileyim aileler birlikte bir yemek yer, sonra sözlenilir gibi. "kız isteme" gibi bir türklüğe bulaşırken boyun eğmeye eğiyorsun ama iş çikolataya gelince bir asilikler, bir şeyler, tavır komik oluyor. kız istemeyi kanıksayıp gümüş tepsiyi kanıksayamaman sana da biraz saçma gelmiyor mu? isyanın çikolataya mı diye sorarlar adama :) (kızma diye gülücük koydum)
0
sir gawain
(12.12.15)
babası kafana fırlatmasın?
0
alcapon
(12.12.15)
hocam bu toplara girme bence. bak bu gayet güzel;

www.haciserif.com.tr

not: örnekte "kızı istemeye geldik" gibi salakça bir yazı mevcut, yazısız olanını yaptırsan daha iyi olur.
0
dead and broken
(12.12.15)
Yav niye boyle atraksiyonlara giriyon. Ne kanitlamaya calisiyon anlamadim. Bundan daha ucuza getirirsin duz bi tepsi cikolatayi.
0
rayde
(12.12.15)
Taş gibi çikolata bence bana alsan ben evlenirdim. (Erkeğim)
0
i was made for you
(12.12.15)
ustteki eleman bi kutu cikolataya verecek gibi duruyor. boyle alternatifler varken kiz meselesini bi kere daha degerlendir.
0
lauma
(12.12.15)
süpermiş yav ben kızın babası olsam hoşuma giderdi
0
limoncello
(12.12.15)
bence sen evlenmek için yeterli olgunluğa sahip değilsin. ciddiyim. gökkuşağı renkli tüllü gelinlikli mor saçlı konversli kız tipindesin. madem o kadar para vericen ve gümüşlü tepsili istemiyorsun al şöyle bir şey git ama bence isteme zaten kızı, evlendiğine pişman olacak zaten. shop.vakko.com
0
alice practice
(12.12.15)
anlaşılan sen taklayı kıza degil babaya atmak istiyorsun, piki o halde şöyle yap, babanın genclik yıllardında popüler olan, şimdi ise tedavülden kalkmıs cikolata markalarını tespit et, daha sonra bi grafik tasarımcıyı ürünlerin ambalajlarını birebir replika et. butik bi pastaneden o modellerde cikolata döktür ve tasarım ambalajlara sardır. daha sonra hediyelik bi sepet bul cancanlı, baba da mutlu olsun sen de. biz de.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(12.12.15)
Ben babasi olsam hosuma giderdi. Cekici de sonra kulanirdim kahvede nispet yapardim benim damat vakkodan cekic almis deyu.
0
condom kurşunu
(12.12.15)
Kizin babasi olsam damadin getirdigi cikolataya pek dikkat etmezdim.
0
stavro
(12.12.15)
hocam sen evlenme
0
cha
(12.12.15)
yürü kanka ben arkandayım. ben de zamanında bu ürünleri araştırmıştım güzel değişik oluyor bence.
0
Bysb
(12.12.15)
Olmamis diyor yeni alternatifler bekliyoruz.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(12.12.15)
evladım thor kompleksi mi var sende?
0
anonymice
(12.12.15)
Yazık hatası sanmıştım harbi harbi çekiçmiş harbi sen bu kızı alamican
0
all girls dream
(12.12.15)
özgün bişeyler olsun istiyorsun seni anlıyorum ve bence çok güzel düşünüyorsun. mahalle baskısını kırcan bu gidişle :)

servisi kolay olan bişeyler bak. hem o çikolata da az, yetmez o kadar insana. moleküllerine ayırırlarsa belki...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.12.15)
Vakko'dan çikolata alan adamla evlenilir. Düğüne tek taşa filan gerek yok bence
0
Kizkurusu
(13.12.15)
benim de hoşuma gitti. al lan.
0
shotgunwoman
(13.12.15)
Valla keko gibi çikolatadan harflerle yazı yazmaktansa bu çok daha güzel duruyor. Ben de beğendim. Ha ben olsam böyle atraksiyonlara hiç girmezdim ama bunu görsem "Vaaaaay damat işi biliyormuş" derdim. Dedim de.
0
yirmisantim
(13.12.15)
merak edenler için söyleyim, kızı aldık, ama çekiç çikolata ile değil:) çekici aldım tam gideceğim beklenenden kalabalık olduğunu öğrendim ortamın, yukarıda bi arkadaşın dediği gibi atomik parçalara bölmek gerekeceğinden şununla shop.vakko.com değiştirdim ağlaya ağlaya.. ama pişman değilim keza çikolata çok taşşaklıydı ve hayatımda yediklerimin en iyisiydi diyebilirim. kız isteyeceklere öneririm.
0
🌸confessions of an adman
(20.12.15)
(17)

Et yiyememek

uzun kulaklı yalnız tavşan
Steakhouse duyurusunu gorunce aklima geldi ben 6 aydir falan hic et yemiyorum. Hamilelikten once kucuk bir danayi yerdim ne olduysa gebelikle beraber oldu. Ne et ne tavuk ne kofte yiyemiyorum. Dr en son yemek zorundasin dedi tahil ambarina dondu ev (kocam yesil mercimek yemekten shrek tonunda dolani
Steakhouse duyurusunu gorunce aklima geldi ben 6 aydir falan hic et yemiyorum. Hamilelikten once kucuk bir danayi yerdim ne olduysa gebelikle beraber oldu. Ne et ne tavuk ne kofte yiyemiyorum. Dr en son yemek zorundasin dedi tahil ambarina dondu ev (kocam yesil mercimek yemekten shrek tonunda dolaniyor artik) nasil yapsam? Ne yesem bebis azicik buyuse. Kemik suyuna corba diyor annem ama iyyykkkkk anladiniz siz beni. Hadi bana yemek yapalim :)
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(11.12.15)
Sayın davşan,

Kemik suyunu sadece çorbada değil pilavda, tahılda'da kullanabilirsin. Aslında kemik olduğunu düşünmeyince cok leziz bişi kemik suyu.
0
anonymice
(11.12.15)
görüntüsü mü mide bulandırıyor? anlamadım ki. tavuklu pilavı da mı yiyemiyorsun? çok ufak didiklesinler. bebek için zorla kendini. lets fucking go
0
glamdr1ng
(11.12.15)
Pilav da yok :( tip 2 diyabetim var pirincle mesafemizi koruyoruz. Belki bulgurda deneyebilirim ama kokuyor sanki ya da bana oyle geliyor pek huysuzumdur.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(11.12.15)
bi iskender de yiyemiyorum deme şimdi :/
0
devilred
(11.12.15)
@glamdr1ng tadi, kokusu, goruntusu hepsi pek fena. Peynir yiyorum surekli bakalim ne olacak. Pirinc hayatimda yok maalesef tavuklu pilav o yuzden yalan oldu.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(11.12.15)
@devilred yiyemiyorum valla :( reklamda iskenderin ustune cosss diye tereyagi dokuyorlar ya orda ben tuvalete kosuyorum durum oyle vahim.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(11.12.15)
Konuyla ilgili birkaç doktora gittik. İyi doktorlara da göründük. Maslak Acıbadem doktoru da aile hekimi de et yerine proteini bol tahıl yiyebileceğimizi söyledi. Tek sorun B12 eksikliği oluyormuş. Vücut da normalde B12 vitaminini depoladığından birkaç yıl et yemeden sorunsuz yaşanabileceğini söyledi. İsterseniz siz de iyi birkaç doktora görünün.
0
Traveller
(11.12.15)
et yemeden de cocuk saglikli bir sekilde dogurulabilir.
0
bohr atom modeli
(11.12.15)
Demir folik asit ve B12yi dışarıdan alırsan et yemene gerek kalmaz. Gebelikte her doktor gynoferrosanol veriyor zaten. Onu kullan et yemek için zorlama.
0
betsy
(11.12.15)
Bulgur ile dolma yapıp içine kıyma koymak mesela olmuyor mu?
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(11.12.15)
et suyu yeterli değil, et de yemen lazım. sen pişirme, kokusunu duyma. değişik tarifler bulalım biz sana.
balık yiyebiliyor musun?
et suyunu konsome yaptır. asla kokmaz, çok lezzetli olur.
kemikli et pişerken kalsiyumun çözünüp suya geçmesi için biraz limon sıkmak lazım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.12.15)
yahu et yenmez mi hiç.. mis gibidir et.
misal pirzola:
oh..
oktayustaileyemektarifleri.com

misal: köfte.. ama köfte deyip geçmeyeceksin. istanbul avrupada iseniz yer tarif edeyim orada yiyin..
www.koftetarifi.gen.tr

kaburga:
şeker şeker..
12ocakbasi.com.tr

nazillipide.tanselbilisim.com

yani bunlar yenmez mi hiç.. löp löp gider..
0
güneyli çocuk
(11.12.15)
Çocukla birlikte bir empati gelişmştir belk içten çten. O da bir canlı çünkü, onun da yavruları var ve doktorun söylediği gibi yemek de zorunda değilsin. Milyonlarca insan var yemeden sağlıklı kalan, hatta doğuştan beri yemeyen.

Kenevir tohumu, keten tohumu, kimyon gibi şeylerle sıradan yemekleri (baklagil, brokloi) filan birleştirirsen , kombin olursa bir eksik olmayacaktır.

Demir lazım. kimyon tohumubda, kabakta kabak çekirdeğinde.kaju badem fındık,kepek ve bitkisel peynir olan Tofu.

et yemeyen hatta vegan olanların bu kadar ürünü yemesine gerek yok da sütten dolayı demir eksikliği olablir diye.
0
Cursed Chico
(11.12.15)
Eti süt ile marine ettirirsenix kokusu gidiyormuş. Bir de şöyle tarifler var
papatyadunya.blogspot.com.tr
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(11.12.15)
et yiyememek gibi bir şeyi kafam basmadığından çözüm de üretemeyeceğim.

yalnız pişirmesi seni zorluyorsa, kokusu falansa sorun, restoranda ye bari. ve etin kokusu ise, krema soslu bir şeyler yiyebilirsin mesela, baya değişir.
0
whoami
(11.12.15)
sağolsun annecim zamanında iyi yemiş bana hamileyken sonra da iyi emzirmiş dana gibiyim çok sağlıklıyım bü süreçler önemli tavşan abla bi önerim yok ama etsiz olmaz diye düşünüyorum anneli babalı sağlıklı büyüsün yavrucak ..
0
tr
(11.12.15)
Sevgili dostlar guzel mesajlariniza, mekan tavsiyelerinize cok tesekkurler. Toplu olarak bazi sorulara cevap vereyim de cok yer isgal etmeyeyim.

Bir arkadas balik yiyebiliyor musun demis ancak kizartinca yiyebiliyorum. Onun da en sagliksiz hali kizartma herhalde. Evde zaten et urunlerini hic pisirmiyoruz. Hamileligimin 3.5-4 ayinda mutfaga adim atamadim hep esim pisirdi o halde bile kokuyor. Disardan aldiklarima guvenip yiyemiyorum takintiliyim demis miydim? Restorana git diyen arkadaslarima ithafen keske gidebilsem ama orada tum kokular karismis oluyor maalesef burnumda tek tek ayirt ediyor hic yiyemiyorum. 3 bardak ayranla bildiginiz duble bardak 4 kofte yemisligim var onlari da yuttum lop lop cigneme hak getire :( Midem feci oldu tabi. Krema denilen sey ekstra kalori su an alicak ekstra tek gramim yok diyet yapiyorum 2 senedir (tip 2 diyabetim falan fismekan) dr bebekte olmamasi icin diyet devam dedi :(


ayy ne cok konustum yahu.

Insallah yavrusumun fotografini paylastigim gunleri de gorelim. Iyi geceler hepimize
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(12.12.15)
(3)

[ izmir'de verilmelik eşya ]

demoniclewinsky
İzmir'deki evin tadilatı sebebiyle eski eşyalarını ihtiyacı olan birilerine vereceğiz.Konak belediyesi ile görüştüm,onlar bir kısım eşyayı alacaklar ama büfe,masa,kitaplık vs gibi eşyalar,ihtiyaç sahipleri için elzem olmadıgından öncelikli olarak onları alamıyorlar.bu tarz mobilyaları kim alır?bir a
İzmir'deki evin tadilatı sebebiyle eski eşyalarını ihtiyacı olan birilerine vereceğiz.
Konak belediyesi ile görüştüm,onlar bir kısım eşyayı alacaklar ama büfe,masa,kitaplık vs gibi eşyalar,ihtiyaç sahipleri için elzem olmadıgından
öncelikli olarak onları alamıyorlar.
bu tarz mobilyaları kim alır?
bir ay sonra izmir'de olacağım,gidince 3-5 günüm olacak toparlamak için.
o yüzden orada birilerini bulmak yerine buradayken ayarlayayım istiyorum ki hemen tadilat vs işlerine girişilsin.
teşekkürler
0
demoniclewinsky
(11.12.15)
Bornova Belediyesi ile görüşebilirsiniz. Eşya Bankası uygulaması var. Evinizden gelip alıyorlar.

bornova.bel.tr
0
teknikekip
(11.12.15)
Karşıyaka Belediyesi de gelip alıyor.
www.karsiyaka.bel.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.12.15)
Ogrenciler alabilir aslinda ege alim satım gibi öğrenci facebook gruplarına fotoğrafıyla birlikte bi koyun derim.kesin gider hepsi.
0
westblack
(11.12.15)
(11)

bebek

cilekli krep
27 yaşındayım. genci yaşlısı, marjinali mazbutu herkes bir an önce yapmak lazım yaa modunda. 30undan sonra hiç çekilmiyor falan diyorlar. yani benim şu an içimden hiç gelmiyor. anneler ne diyorsunuz. fikrinizi merak ediyorum.
27 yaşındayım. genci yaşlısı, marjinali mazbutu herkes bir an önce yapmak lazım yaa modunda. 30undan sonra hiç çekilmiyor falan diyorlar. yani benim şu an içimden hiç gelmiyor. anneler ne diyorsunuz. fikrinizi merak ediyorum.
0
cilekli krep
(10.12.15)
anne ya da kadın değilim ama öyle uygun zaman araya sıkıştıralım gibi bir olay değil bebek. Her bakımdan maddi manevi ilgi her şeyi sağlamanız gerekiyor, ayrıca 27 çok erken hazır değilseniz 35e kadar yolu var rahat. Psikoloji de çok önemli
0
limoncello
(10.12.15)
Yas ilerledikce sabir tukenebiliyor. Bir de sen 50 60 yasina gelceksin hala cocuk okutcan büyütcen falan ohoo. 25 35 arasi cocuk sahibi olmak bu sebepten ideal. Gencligin enerjisi lazim cocuk bakmaya.

Tum bunlarin yaninda, sirf olsun ya da yasi geldi diye yapılacak bir sey de degil cocuk.
0
rayde
(10.12.15)
27 yasinda taze anneyim, 30dan once ikinciyi de yapip aradan cikarmak istiyorum :) ama oyle yapmak icin yapilacak sey degil. Hazir olmak onemli. Yalniz gercekten bi yastan sonra tolerans azaliyor, bir de bazi seylerden feragat etmek zorlasiyor
0
la noix
(10.12.15)
Toplumumuzda diğer insanların ne diyeceğine yönelik bir baskı var. Kültürel baskı da denebilir mahalle baskısı da denebilir. İlk çocuğu yapsan susacaklar mı sanıyorsun, neden ikincisi yok diyecekler, sonra daha gençsin üçüncüyü de yap diyecekler. İnsanlar hiç susmaz. Sen hazır olduğun zamanı bekle.

Araba alsan, yenisini al derler; ev alsan, yazlık ev de alın derler; insanlar boş boş konuşur da konuşur.
0
Traveller
(10.12.15)
çocuk yapınca hayatını ona adaman gerekiyor. part time yapılacak bir iş değil. özellikle ilk yıllar. gerçekten çok istemiyorsan neden yapasın ki? hiçbir getirisi olmayacak olan bir yatırım gibi gör çocuk yapmayı. sürekli emek ve para harcaman gerekecek. karşılığı ne? koca bir hiç.
0
kaledekiyalnizlik
(10.12.15)
ben 27 yaşındayım daha evlenemeye karar veremedim be. ne çocuğu :/
0
nıç
(10.12.15)
Yapmak zorunda mısın ki bunu sor kendine
0
Cruyff
(10.12.15)
bence esas 30dan önce yapmamak lazım. o zamana kadar hayatını yaşayıp sonra belli bir olgunluğa geldikten sonra yapmak lazım diye düşünüyorum. 31 yaşında hamile kaldım ben mesela tam zamanıydı herşeyi yaşadım bi olgunluk geldi öyle hamile kaldım daha önce hiç içimden anne olmak gelmiyordu. 30 yaş geç bi yaş değil. bi kaç sene sonra ikinciyi de yaparız heralde öyle büyüyüp giderler.
0
sta
(10.12.15)
olay etraf ne der korkusu vs. değil. ortada baskı falan da yok. gerçekten annelerin fikrini merak ettim. hakikaten tahammül eşiği düştüğü için daha mı zor vs. diye. hepinize çok teşekkürler :))
0
🌸cilekli krep
(11.12.15)
Çok ciddi bir sorumluluk.
Kısa ve net.
0
mza
(11.12.15)
20'lerin başlarında ve 37 yaşında anne oldum.
ilk iki doğum çok kolaydı 37 de kaslar o kadar kuvvatli değildi ilk ikisine oranla biraz daha zorlandım. bir ara doğum durdu öyle kaldım masada, doktor göbeğimi gıdıklamasa kimbilir ne kadar daha bekleyecektik öyle:)

hepsinin okul, hastalık, park, tiyatro, sinema, gezme tozma vs aynı oranda ilgilendim. 3. de yaş ileri, efor yetmeme gibi durum olmadı. hatta 3. paten kaymak istedi ona öğretmek için önce ben öğrendim, sonra şöle yap böyle yap diye taktikler bile verdim.

ilk ikisinde bilinçli değildim. çocuk yetiştirme konusunda o zamana kadar duyduklarım vardı, annelerin tavsiyeleri oluyordu. ama yeterli gelmiyordu. her an onlar olmuyordu ya da bazı konularda eski kalıyorlardı. kundak gibi, yüzükoyun yatırma gibi. oldukça fazla kaynaktan araştırma yaptım, kendimi geliştirmeye çalıştım. ama bence tecrübenin yerini hiç biri tutmamış. 3. de deneyimliydim, daha az hata yaptım, daha bilerek yaptım.

son birkaç yıla kadar ileri yaşta çocuk sahibi olmanın çocuk için daha iyi olacağını düşünüyordum. şimdi küçüğüm 18 yaşında. onun evlendiğini, çocuk sahibi olduğunu görebilecek miyim bilmiyorum. bana ihtiyacı olduğunda mesela bi on-onbeş yıl sonra fiziksel ve mental olarak ona destek olabilecek miyim emin değilim. hastalık nedeniyle ölümü bi kenara koyarsam, ben elden ayaktan düşünce tam onun en güzel zamanları olacak. hayatını mı yaşayacak beni mi düşünecek... falan filan.

yani; doğum veya ilk zamanlar için ileri yaşta çocuk sahibi olmanın fazla farkı yok ancak daha sonrası için endişeler baş gösteriyor. bana göre çok gecikmemekte fayda var.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.12.15)
(6)

İhbar ve Kıdem Tazminatları?

bobinhoo
İşçi statüsünde çalışıyorum işten ayrılınca bu 2 tazminatı da alabilir miyim? 5 yıl çalıştığımı varsayarsak yıllık net kazancıma da x dersek, ortalama ne kadar tazminat alırım?
İşçi statüsünde çalışıyorum işten ayrılınca bu 2 tazminatı da alabilir miyim? 5 yıl çalıştığımı varsayarsak yıllık net kazancıma da x dersek, ortalama ne kadar tazminat alırım?
0
bobinhoo
(10.12.15)
İşten ayrılınca derken? Sen ayrılırsan hiçbirini alamazsın.
Eğer işveren çıkartıyorsa ve sana iş bulman için 8 hafta süre tanımıyorsa 8 haftalık ihbar tazminatını alabilirsin. 56 gün yani.

Kıdem tazminatında da yine işveren çıkartırsa, Çalıştığın yıl x brüt ücret alabilirsin.

İhbar tazminatı da brütten hesaplanıyor ancak gelir vergisi kesiliyor.
0
six packsiz
(10.12.15)
ihbar tazminatı işten ayrılmak için gereken ihbar süresinin beklenmemesi durumunda ödenir.
mesela;
çalışan olarak; istifa edersin, kıdemine göre istifadan sonra çalışman gereken bir süre vardır, o süre kadar çalışmazsan o süre kadar ücretin üzerinden ödeme yaparsın.
işveren olarak; işten çıkardığın işçinin ihbar süresini beklemeden hemen ayrılmasını istersen işçinin çalıştığı ücret üzerinden ihbar tazminatını ödersin.

ihbar süreleri:
www.alomaliye.com

kıdem tazminatı ile ilgili:
www.alomaliye.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.12.15)
istifa mi?
3 ün biri panpa:)
0
enkolaykullaniciadi
(10.12.15)
haklı nedenle istifa edersen kıdem tazminatına hak kazanırsın, ihbar tazminatı alamazsın.
0
arma aski
(10.12.15)
1999 senesi öncesinde sigorta girişin ve 15 yıl çalışmışlığın varsa kendin ayrılsan bile kıdem tazminatı almaya hakkın var.
0
nwnd
(10.12.15)
six packsiz'e bir ekleme yapayım:

Kıdem tazminatında da yine işveren çıkartırsa, Çalıştığın yıl x brüt ücret alabilirsin.

bunun da üst limiti var. 2015 için ne kadar bilmiyorum ama 3.400 TL civarıydı en son. Yani atıyorum 5000TL net maaş ile çalışıyorsun, brütü 8000 civarı da olsa, 3.400 x 5 olarak alırsın kıdemini.
0
vejeteryanvampir
(10.12.15)
(2)

kapsül kolonoskopi

hayat aklini konusacak bir filozof uret
az önce aşağıda reklamlarda gördüm, benim gibi kolonoskopi fobisi olanlar için çok iyi bir yöntem gibi görünüyor. 1. bağırsaklara fiziksel müdahale olmuyor yani ileriye dönük sıkıntı yaşama risklerini elemiş oluyorsun demi?2. yine öncesinde aç kalınacak mı? çünkü benim bir korkum da bu yönde. beni
az önce aşağıda reklamlarda gördüm, benim gibi kolonoskopi fobisi olanlar için çok iyi bir yöntem gibi görünüyor.

1. bağırsaklara fiziksel müdahale olmuyor yani ileriye dönük sıkıntı yaşama risklerini elemiş oluyorsun demi?
2. yine öncesinde aç kalınacak mı? çünkü benim bir korkum da bu yönde. benim elim ayağım kesilir öyle üç gün çorbayla neyle duramam.
3. doğru sonuç alma oranı nedir?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.12.15)
1- Evet
2- Emin değilim yanıtlmak istemem
3- Kolonoskopi kadar güvenilir,
Bir avantajı da aynı anda endoskopi + kolonoskopi olmuş oluyor.
Dezavantajı:
1- Pahalı
2- Her kurum yapmıyor
3- Her hekim hakim değil.
0
eccocan
(10.12.15)
kapsül olunca hekimin hakim olması gerekiyor mu yine de?
esas diğer yöntemde işinin ehli yapmazsa çok fazla risk var. en hafifinden doktor hakim değilse tüm bağırsağı görmeden sündürüp sündürüp yarısına bile bakmış olabilir yani. diğer riskleri yazmayayım şimdi...
(fayfim, okursan yine "senin işin bunları düşünmek değil" diyeceksin belki, ama ben başıma ne gelecek, sonunda bana ne kalacak bilmek istiyorum :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.12.15)
(2)

Çiçek çelenk işlerinden anlayan var mı?

istambul
Bir arkadaşın resim sergisi var. Diğer arkadaşlarla gideceğiz sergiye, ama bir çelenk melenk yaptıralım dedik. Çelenk pahalıymış. Çiçek saksı falan yaptıralım dedik. Yâni biz götürmeyeceğiz, bizden önce gidecek çiçek, üzerine de çelenk gibi yazı yazdıracağız tabiî falan. Bu işlere hiç kafam basmıyor
Bir arkadaşın resim sergisi var. Diğer arkadaşlarla gideceğiz sergiye, ama bir çelenk melenk yaptıralım dedik. Çelenk pahalıymış. Çiçek saksı falan yaptıralım dedik. Yâni biz götürmeyeceğiz, bizden önce gidecek çiçek, üzerine de çelenk gibi yazı yazdıracağız tabiî falan. Bu işlere hiç kafam basmıyor anadın mı. Şimdi nasıl yapalım, ne yapalım. Bi akıl verin hele...

Ha unutmadan, ucuz olacak bir de...
0
istambul
(10.12.15)
çelenk cenazeye gönderilir.

siz sepet göndereceksiniz.

çiçekçiye abi çelenk siparişi vericem derseniz başınız sağ olsun diyecektir.
0
eeb
(10.12.15)
@eeb, çelenk sadece cenazeye gönderilmiyor. düğün, açılış, sergi gibi yerlere de gönderiliyor.

benim sergilerde gördüğüm; genellikle saksı çiçeği tercih ediliyor. sepet ve çelenk de oluyor. bütçenize uygun birini seçebilirsiniz. saksı veya sepete çelenkdeki gibi yazı olmaz, kart koydurursunuz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.12.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.